phishing
ARAŞTIRMACI YAZAR CENGİZ ÖZAKINCI
Julia Gül Arslan

Julia Gül Arslan

EVRENSELLİK ÖZLEMİ

ARAŞTIRMACI YAZAR CENGİZ ÖZAKINCI

23 Mayıs 2016 - 10:56

(önceki haftadan devam )

ARAŞTIRMACI YAZAR CENGİZ ÖZAKINCI’nın, 10 YIL SÜREN VE ÇANAKKALE SAVAŞLARININ 100. Yılına- 2015  YETİŞTİRDİĞİ  ARAŞTIRMASI BİZ TÜRKLER VE TÜRKİYE İÇİN NE İFADE EDİYOR?

2015 yılı Çanakkale Savaşlarının 100 yılı olması dolayısıyla Avustralya ve Yeni Zelanda’da bir dolu etkinlikler yapıldı. Bu savaşla ulusal kimliklerini kazanan bu iki ulus Çanakkale( Gelibolu) Savaşını adeta kazanmış gibi büyük bir gururla 100 yıldır anma törenleriyle onur günü şeklinde adeta kutluyorlar-Anma törenlerinde, yenilgiyi değil, bu ve buna benzer savaşlara katılmış olmalarını ve kahramanlık şeklinde yorumluyorlar, anlatıyorlar ve bu yönde kitaplar yazıp methiyeler düzüyorlar. Bu nedenle bu iki ulusun bu tutumuna olumsuz bakılamaz. Nitekim bu uluslar o tarihlerde İngiltere’nin sömürgesiydiler. ANZAK’lar Çanakkale Savaşına, Gelibolu Savaşı derler ve bu savaş ilk savaşlarıydı kimliklerini bu savaş sayesinde kazandıklarından dolayı çok önemserler.

 

Diğer yandan Türkiye ve Türkler olarak sayısız savaşımız onlarca cephede devam ederken Çanakkale cephesi ve  sadece birisidir ancak Osmanlı küle dönüşürken, sürekli kaybederken ve tarihinde hiç yenilmemiş olan İngiltere’ye karşı büyük bir zafer olan Çanakkale cephesi de Mustafa Kemal Atatürk sayesinde yeniden DİRİLİŞİ olan bu savaşın önemi Türkler açısından da çok önemlidir.

Her üç ulus için önemli olan bu savaş sonucu ne olursa olsun usluların kimlik kazanması açısından bakıldığında oldukça hassas bir konudur. En azından Avustralya ve Yeni Zelanda açısından buna da şahit olduğum için bu konuya ben de çok hassasiyetle eğiliyorum ve gelişmeleri çok önemsiyorum.

100 yıl anma faaliyetlerinde bu iki ulus kimliklerini daha çok olumlu etkileyecek ve pekiştirecek faaliyetleri gerçekleştirirken Türklerin bana göre uluslararası arenada küçük düşürecek ya da olumsuz etkiyecek faaliyetlerden kaçınmamız gerekir diye düşünmem normal değil midir? Atatürk’ün, yıllarca, ANZAK’lar için söylediği sözlerin aslında söylemediğinin şüphesini 100 yıla yetiştirmek uluslararası arenada ses getirmiştir. Aşağıdaki adreste de belirtildiği gibi yabancı medyada hemen dile getirilmiştir.

NOT: Aşağıdaki yazının Türkçesi de bir adlındaki adreste bulunabilir.

 

http://www.theguardian.com/news/2015/apr/20/ataturks-johnnies-and-mehmets-words-about-the-anzacs-are-shrouded-in-doubt

 

TÜRKÇESİ:

http://ereglibulteni.com/haber-detay/1/5067/the-guardian:-%E2%80%98coniler-ve-mehmetler%E2%80%99-sozleri-kuskuya-gomuldu.htm

 

Aşağıda Cengiz Özakıncı’nın yazdıklarından bir bölüm:

“ATATÜRK’ün ANZAK’lar için söylediği;

“(...) “Kanlarını döken ve yaşamlarını yitiren kahramanlar… Şimdi dost bir ülkenin topraklarında yatıyorsunuz. Huzur içinde uyuyunuz. Bizim ülkemizin topraklarında yan yana yatan Coniler ile Mehmetlerin arasında bize göre bir fark yoktur. Siz, oğullarını uzak ülkelere gözyaşları içinde gönderen anneler… Sizin oğullarınız şimdi huzur içinde bizim bağrımızda yatıyorlar. Onlar da bu topraklarda yaşamlarını yitirdikten sonra, bizim çocuklarımız olmuşlardır. 

Birinci Dünya Savaşı boyunca Çanakkale’deki Osmanlı kuvvetlerine kumandanlık eden ve ardından bugünkü modern Türkiye’yi kuran Mustafa Kemal Atatürk’e atfedilen bu ünlü ve dokunaklı sözler, Gelibolu Anzak Koyu’ndaki de dâhil olmak üzere, üç kıtada yapılan saygı anıtlarında yer alıyor.(...)

Ülkesinin tarihi ve politikası konularında uzman bir yazar olan Cengiz Özakıncı, Atatürk’e ait olduğu iddia edilen bu alıntıyı 10 yıl boyunca araştırdı. Özakıncı, Türkçe bilgi ve kültür dergisi Bütün Dünya’nın Nisan sayısında, “İngilizce anıt ve yazıtlarda ‘Atatürk 1934’ imzasıyla yer alan bu sözler, Atatürk’e ait değil.” diye yazdı. (...) Avusturalya’nın önde gelen tarihçi ve yazarların üye oldukları bir araştırma grubu olan HonestHistory (...) bu konuda ayrıntılı bir araştırmaya girişti. (...) Bu sözleri, Atatürk'ün söylediği ya da yazdığına dair güvenilmez söylentiler dışında hiçbir kanıt yok. (...) Özakıncı, Atatürk’e atfedilen bu sözleri 10 yıl boyunca araştırdı ve 1934’te ne Atatürk ne de Şükrü Kaya tarafından böyle bir söylev verilmediği sonucuna ulaştı. (...) Başkent Üniversitesi’nin kültür yayını olan Bütün Dünya’da iki bölüm halinde yayınlanan.[4] makalesinde; “Coniler ile Mehmetler arasında fark yoktur’ sözleri Atatürk’e ait değil” diye yazan Özakıncı; “(...) kaynağı belirtilmeksizin Atatürk’e ait denilerek yayımlanan bu sözler; Şükrü Kaya’nın 1953’te yayımlanan söyleşisinde, Atatürk bizzat yazıp bana verdi diyerek aktardığı sözlerdir.” diyor.

(...)Özakıncı, Şükrü Kaya’nın Gelibolu’da Atatürk adına bir söylev verdiğini ortaya koyuyor; Ancak bu 1931’de...!!!”

 

The Guardian gazetesinde, Paul Daley’ın Cengiz Özakıncı’nın araştırmasını ele alıp uzun uzun yazdıklarından sonra Avustralya’lılar da onları onurlandırdığını düşündüğü Türkler ve Atatürk hakkında hayal kırıklığına uğramalarının şimdi kime ne yararı olmuştur.

Ülkeler arasındaki dostluk yara almış olabilir mi?

Hem de bu kadar uzun yıllar bu sözler aracılığıyla dostluk mesajlarını veren onca devlet adamının düştüğü durumu düşünebiliyor musunuz?

Daha bir dolu, çoğumuz için hayal bile edememeğimiz olumsuzluklar söz konusudur. Bu konuya uzun yıllar emek vermiş bazı kişiler için muazzam hayal kırıklığı söz konusudur bence.

Ama özellikle, uzun yıllardır Türk-Avustralya –Yeniz Zelanda dostluğunu kıskanan Türk ve Türkiye düşmanlarının ve Atatürk düşmanı, emperyalistlerin oyun alanı olan dincilerin işine yaraması da daha vahim sonuçlar doğurmuştur, doğuracaktır.

 

Gerisini sizin uluslararası ilişkilere ve dünya barışına olan ve olacak olan olumsuz etkisini artık sizin hayal gücünüze bırakıyorum.

 

İlginç olan ise ve şükür ki bazı sağduyulu ANZAK torunları, Paul Daley’ın bu yazsına bazı yorumlar yapmışlar ki az da olsa ve geçici de olsa beni biraz olsun rahatlattı..

https://discussion.theguardian.com/comment-permalink/50725694

Yorumcunun takma adı:Handles

Yorumu: “Bah, humbug! Lovely words that have served many people well. Why spoil it?

My grandfather left Gallipoli on the last lighter. He swore until the day that he died that the Turks knew full well that we were leaving, and chose to let us go.”

 Handles adlı bir yorumcu mealen şöyle diyor;

 “ Bu sözleri Atatürk söyledi ya da söylenmedi, şimdi ne fark eder ki? Her şey bir yana çok güzel sözler…Dedem Gelibolu’da savaş alanını terk edenlerdendi….“Türkler biz ayrılırken ayrılacağımızı biliyorlardı ve göz yumdular” dedi..

 

Avustralya ve Yeni Zelanda ile Türkiye toplumu arasındaki olaylara ve uluslararası ilişkilere bakış açısındaki kültür farkı anlayabiliyor muyuz?

 

Buradan şu sonucu çıkarabilir miyiz?

Bazı araştırmacılar muazzam araştırmalar yapabilirler ama her araştırma  muazzam sonuçlar doğurmayabilir…

 

Einstein’ın atomu parçalaması muazzamdır ama ya bu muazzam araştırmanın atom bombasına dönüşmesi? Kime yararı olmuştur?

YORUMLAR

  • 0 Yorum

Son Yazılar