phishing

Ağır metaller kanser gelişme riskini arttırıyor

Ağır metaller kanser gelişme riskini arttırıyor

 Ağır metaller kanser gelişme riskini arttırıyor
06 Ağustos 2017 - 17:01

 

 

 

Ağır metaller kanser

gelişme riskini arttırıyor

 

 

Dr. Yaprak Biren: Denizlerimize yapılan arıtmasız deşarjlar sonucu midye, istiridye gibi deniz ürünlerimize yerleşen ağır metaller (kadminyum, kurşun) böbrek hastalığına neden olarak kanser gelişme riskini arttırıyorlar

 

 

 

 

NERGİZ MERT-Academic Hospital’den İç Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Yaprak Biren, krşli havanın kanser yapıcı etkisi olduğunu belirtti. Dr. Biren, şu açıklamalarda bulundu:

“Kirli havayı yaratan durum, taşıtlar, ve diğer kaynaklar tarafından çıkarılan hidrokarbon ve nitrojen oksitlerin güneş ışını etkisiyle okside olmasına bağlıdır. Bu durum solunum sistemi hastalıklarında ve akciğer kanserinde artışa neden oluyor. Solunum kanserojeni olan radon öncelikle doğalgazdan çıkıyor. (Akciğer kanseri yapma riski yüzde 0,2-1)Sigara içilmesi bu riski 10 kat arttırıyor. Düzeyi ise ucuz olarak ölçülebiliyor. Fren balatalarında, marleylerde, muşambalarda, talk pudrasında, bazı tost makinelerinde bulunan amyant (asbest) akciğer kanseri ve mezotelioma (akciğer zarı kanseri) yapıyor. Amyant soba ve ütü yapımında kullanılıyor. Pasif içicilerde bile kanser yapan sigaranın kapalı yerlerde yasaklanmasıyla kanser vakalarında azalma görülmüştür.

ÇEVRE FAKTÖRLERİNE BAĞLI CİLT KANSERLERİ

Radyasyon veya güneş yanığı değişik cilt kanserlerine neden oluyor. Melanoma’nın (cilt kanseri) kuzey ülkelerinde son yıllarda 20 misli, arttığı gösterildi. Özellikle UV (ultra viyole) süresinin uzunluğu, sıklığı, ciltteki pigment oranının az olması riski arttırıyor. İyi tedavi edilmeyen yanıkların kenarında yassı hücreli kanser polinükleer aromatik ürünler sonucu epidermal cilt kanseri gelişiyor. 40 yaşından itibaren yapılan yıllık cilt kontrolleriyle bu kanserde önlenebiliyor.

Yurt dışında bu maddelerin miktarlarının yazılması zorunlu olduğu halde ülkemizde raf ömürlerinin uzaması bu maddeler kanser yapıcı düzeylerde bulunuyor ancak miktar yazma zorunluluğu olmadığı için yazılmıyor.

ÇEVRE FAKTÖRLERİNE BAĞLI ÜRİNER SİSTEM KANSERİ

İnsandaki kanserin yüzde 2’si bu sistemle ilgilidir. Erkeklerde, sigara içenlerde ve asbest işçilerinde iki misli artan risk gene özellikle denizlerimize yapılan arıtmasız deşarjlar sonucu midye, istiridye gibi deniz ürünlerimize yerleşen ağır metaller (kadminyum, kurşun) böbrek hastalığına neden olarak kanser gelişme riskini arttırıyorlar. Aşırı ağrı kesici kullanımı sonucu böbrek kanseri, fenasetin metaboliti olan N- Hidroksifenasetin etkisiyle böbrek, üreter ve akciğer kanseri gelişiyor. Sakarin farelerde mesane kanserine neden olduğu gösterilmiş, ancak insanlarda bu kanıtlanmamış.

ÇEVRE FAKTÖRÜNE BAĞLI SİNDİRİM SİSTEMİ KANSERİ

Sigara ağız boşluğuna komşu bölgelerde ve farenkste (boğaz) yassı hücreli kanser yapıyor. Çiğnenen tütünde bu kanser türü daha sık görülüyor. Sigarada bulunan nitrozamin yemek borusu kanserine neden oluyor. Kanseri önleyici antioksidan maddelerin (celenium , vitamin D gibi) maddelerinin önde geleni olan C vitamini nitritten nitrozamin oluşumunu engelliyor. Bölgesel olarakl yemek borusu kanserinde ki artış Asya, Kuzey İran, Bağımsız devletler topluluğunda görülüyor. Mide asidini nötralize eden bikarbonat sekresyonunu azaltan sigara gastrit gelişmesi yoluyla da mide kanseri riskini arttırıyor.

KAN VE BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ VE ÇEVRE FAKTÖRLERİ

Benzin, naylon, deterjan, kauçuk boya, böcek ilacı yapımında kullanılan benzinin kansorejen olduğu biliniyor. Arsen, kadminyum, bakır, altın, demir, kurşun, çinko gibiağır metallerin hem kan hücre bozuklukları hem de bağışıklık sistemini baskı yoluyla enfeksiyon ve kanser riskini arttırdığı biliniyor. Her yıl 5 milyon değişik kimyasal madde, 150 milyon ton dolayında üretiliyor. Bunların üretimi, depolanması, taşınması ve atımı sırasında çıkan atık maddeler bazen daha az toksik maddelere dönüşebiliyor ancak bazen de bu aşamalarda daha toksik maddeler gelişebiliyor. Hava, su ve yiyeceklerle her gün ve cilt yoluyla da çoğu kez bu zehirli ürünlerle karşı karşıyayız. Bunlar saf olmadıkları için tanınma zorlaşıyor. Üstelik bulgular bazen grip, başağrısı ve mide yakınmalarını taklit ediyor. Ve gerçek neden ortaya çıkmıyor.

HALKIN EĞİTİLMESİ ÖNEMLİ

Düşük dozlarda alınan radyasyonun en önemli geç etkisi kanserdir. Ve bu kanser radyasyon almamış kişilerde değişik nedenlere bağlı da olan aynı yaşlarda ortaya çıkmaktadır.

Sonuç olarak çevre faktörlerinin kanser üzerine etkilerini araştırmak kadar bilinen faktörlerin öğretilmesi, yaygın eğitim yoluyla (TV, radyo, sinema, basın) tüm bireylere ulaşması çok önemlidir. Koruyucu kanunların yapılması tıp ve teknik personelin bulunması tercih edilmelidir.  Hükümetlerle sivil toplum örgütleri yaptıkları organizasyonlarla halkı eğitmeli ve uyarmalıdır.

YORUMLAR

  • 0 Yorum