phishing

Çalıştay verimli geçti

Çalıştay verimli geçti

Çalıştay verimli geçti
28 Ekim 2016 - 18:01

Çalıştay verimli geçti

 

 

Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ), Afyonkarahisar Valiliği, Afyonkarahisar Belediyesi ve İl Milli Eğitim Müdürlüğünün işbirliğiyle düzenlenen  “Afyonkarahisar Görsel Sanatlar Öğretmenleri Çalıştayı”  AKÜ Güzel Sanatlar Fakültesi (GSF) ev sahipliğinde gerçekleşti.

Kent kültürü bireyleri yansıtır

 

Panel Oturum Başkanı AKÜ GSF Temel Eğitim Bölümü Başkanı Yrd. Doç Dr. Fevzi Nuri Kara ise kent kültürünün kentte yaşayan bireylerin kültürünü ve benliğini yansıttığını söyledi. Kara, “Toplum yalnız bireylerin oluşturduğu bir yığın olarak algılanamayacağı gibi kentleşmen kavram olarak yalnız kent nüfusundaki artış anlamına gelmemektir. Kentlerin kimliğini belirleyen kültürel ürünü de sanat eğitimiyle ekilen tohumlar zaman içinde toprağını iten çiçekler gibi bahçeleri farklı renklerle donatır. Toplumsal yaşamı zenginleştirir güzelleştirir” dedi.

 

Kara, sözlerine şöyle devam etti:

 

“Sanatın özünde bulunan bu güzelleştirme ülküsü sanat ile halk arasında etkileşimli bir uyum oluşturur. Kültür-sanat ortamları kent kültürünün evrensel değerlerle bütünleşmesini sağlayan toplumsal çimento görevi görmesi bakımından çok önemlidir. Bu kapsamda toplumun düşün bilim ve sanat köprüsünü taşıyıcı en önemli saç ayakları olan eğitim kurumlarıdır. Kentte düzenlenen sosyal sanatsal etkinlikler ve sanat yapıtları uluslararası alanda kenti tanıtma görevi görmektedir. Kentte politik ve kültürel statü eklemekte kent kültürünü bir imaj olarak kullanmaktadır.”

 

Osmanlı Devleti Batıyı örnek almak zorunda kaldı

 

Atılım Üniversitesi Güzel Sanatlar Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Moda ve Tekstil Tasarımı Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erdem Ünver ise kültür dünyamızı etkileyen iç ve dış faktörlerin olduğunu belirtti. Ünver, “741 yılında Talas savaşında Türkler, Müslümanlarla birlikte Çinlilere karşı savaşmıştır. Bu savaşla, Müslümanlığa yakınlaşmaları ve Müslümanlığı kabul etmeleri kültür dünyamızda önemli bir değişimi ifade ediyor. Türklerin tamamen Müslümanlığa geçmeleri 450- 500 yıl kadar sürdü.  Sonuçta şöyle bir durum karşımıza çıktı. İslam, kendine özgü inanç sistematiği ile birlikte farklı bir yaşam felsefesi vardı. Türklerde bu felsefeyi kabul ettiler” dedi.

 

Ünver sözlerine şöyle devam etti:

 

“Türklerin sanatlarına, kültürlerine baktığımızda bir sentezden bahsetmemiz mümkün. Batının bilim ve teknolojide gelişmesiyle Batının örnek alınmasında reform ve aydınlanma dönemi var. Osmanlı Devleti, Batıyı örnek almak zorunda kaldı. Batı aynı zamanda kültür üretiyordu. Bilim ve teknoloji nasıl evrensel ise onların ürettiği kültürde evrensel oluyordu. Burada bir sentezden bahsetmek mümkün değildir. Sanayi Nefise Mektebi tamamen bir Fransız ekolü olarak kendini göstermektedir. Türk kültürü ve sanatına özgü hiçbir ifade kapısından içeri girememiştir.”

 

Çalışmayı istemek yeterli değil

 

Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Meliha Yılmaz ise, öğretmen tutumu ve doğru bilinen yanlışlar hakkında bilgiler verdi. Yılmaz, “Sanatsal açıdan ele alındığında motivasyon kısaca, öğrencinin sanatsal çalışmalar yapmaya istekli hale gelmesi ve çalışma esnasında bu isteğini sürdürebilmesi anlamına gelmekte. Sadece çalışma yapmaya isteklendirmenin yeterli olmadığını, çalışma esnasında da bir takım motivasyonlar geliştirmek zorunda olduğumuzu söylemek istiyorum” diye konuştu.Bireyi en iyi harekete geçiren motivasyon türünün içsel motivasyon olduğunu söyleyen Yılmaz sözlerine şöyle devam etti:

 

“Motivasyon içsel ve dışsal olmak üzere iki çeşittir. İçsel motivasyon açısından bireyi harekete geçiren en önemli etkenler sevgi, bilme ihtiyacı, ilgi duyma, merak etme, cesarettir. Dışsal motivasyon da ise dıştan gelen ödüllerden kaynaklandığını söyleyebiliriz. Hediye, para ödülü, madalya, kupa, derece verme, rekabet yaratma, not verme, diğerlerinden daha iyi olma isteği, başkalarını mutlu etme isteği dıştan gelen motivasyon kaynaklarıdır.”

 

Yaratıcılık karşılığını göremediğimiz bir kavram

 

Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitim Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Enver Yolcu ise yaratıcılığın 1950’li yıllardan itibaren çok konuşulan ve tartışılan bir konu olduğunu söyledi. Yolcu, “Yaratıcılıkla ilgili kavram gündeme geldiğinde ya geçmişteki algılarımız ya bazı kavram yanılgılarımız ya da başka nedenlerle pek fazla kullanmadığımız veya kullansak da uygulamada pek fazla bir karşılığını görmediğimiz bir kavram. Yaratıcılık denildiğinde ilk akla gelen sanattır. Bu da çok doğaldır. Sanat özgünlüğü önceleyen yaratıcılığında en önemli unsurlarından bir tanesidir. Özgün veya özgür olabilmek yaratıcılığın olmazsa olmaz şartlarından bir tanesidir. Haklı bir şekilde buna imkan sunan sanattır” ifadelerini kullandı.

 

Toplum olarak sanatı anlamıyoruz

 

Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Temel Eğitim Bölümü Öğretim Görevlisi Kazım Artut, toplum olarak sanatı anlamanın önemli bir sorun olduğunu ve toplumsal olarak sanatın nasıl anlaşılması gerektiğinden bahsetti. Artut, “Günümüzde yaratıcılık ve kültürel farkındalığa duyulan ihtiyaçlar var. Bireysel ve sosyal becerilerin, iletişimin, çok kültürlülüğün, özgünlüğün ve insani değerlerin geliştirilmesine yönelik talepler sanat eğitimine olan ilginin artmasına neden olan önemli faktörlerdir. Sanat eğitimi, bireyin fiziksel, entelektüel, özgüven yaratıcı becerilerini geliştiren bütünleştiren eğitim-kültür ve sanat alanları arasında dinamik ve etkin ilişkiler kurulmasına mümkün terapik eğitim modelidir” diye konuştu.

 

Görsel Sanatlar Öğretmeni Işıl Çimen ise Görsel Sanatlar öğretmenlerinin sorunlarından bahsetti.

 

Panel bitiminde AKÜ Rektör Yardımcısı GSF Dekanı ve Prof. Dr. İsa Sağbaş tarafından panelistlere teşekkür belgeleri ve hediyeleri takdim edildi.

YORUMLAR

  • 0 Yorum