MAĞARA DEVRİ
Yıl 2002.
Irak’ta ciddi olaylar oluyor.
Saddam’ın üzerine giden emperyalistler, onu bunu bahane ederek, Irak’ı yerle bir ediyorlar.
Milyondan fazla insan ölüyor.
Milyonlarca kadın, dul, yine milyonlarca çocuk, anasız ve babasız kalıyor.
Dünya, emperyalizmi haklı bulup, gıkını çıkarmıyor.
Aradan geçen sürede, sözde demokrasi getirecek olanlar, Irak’ı bölünmüş, parçalanmış, kan ve gözyaşının hakim olduğu, belaların adeta yağarcasına, üstüne bir kabus gibi çöktüğü, zavallı bir ülke haline geliyor.
Ne baş belli Irak’ta, ne de...
Her şey birbirine karışmış, geleceği olmayan bir ülke halinde…
***
‘En kötü kanun, kanunsuzluktan iyidir’ diye bir söz vardır.
Saddam’ı mumla arayan Irak halkı, birbirini yemeye devam ediyor.
Her gün yüzlerce insan birbirini öldürüyor.
Dışarıdan, ne idüğü belirsizlerle işbirliği yapanlar IŞİD’i kurdular, kaynaklarını teslim ettiler ve şimdi Ortadoğu’da terör estiren, baş belası bir örgüt hale getirdiler.
Sadece Irak’ta mı?
Ortadoğu’nun, ülkemizin hatta Avrupa’nın da başına bela oldular.
Irak oyuna geldi.
Dünya oyuna geldi.
Demokrasi şarkısı söyleyenlerin getirdiklerine bir bakın.
Sonu belli olmayan ayak oyunlarıyla Suriye’de de aynı şeyi yaptılar.
Şimdi, Suriye de bir Irak oldu.
Sağım solum sobe..
Sağımızı solumuzu terör örgütleriyle çevirenler utanmalıdır.
Medeniyet insan katliamı mı yapar?
Medeniyet bu müdür?
İnsanlık bu mudur?
***
Ar damarı çatlamış Hans’lar, Çorç’lar İslam ülkelerini ne hale getirdiler!
El insaf!
Rahmetlini dediği gibi, “Bunlar tek dişi kalmış canavar!”
Medeniyet buysa eğer;
Ben mağara devrinde yaşamaya razıyım.
YORUMLAR