KENDİ ELLERİMİZLE ÇOCUKLARIMIZI YOK ETMEYELİM
Seksen milyonluk dev bir ülke olduk.
20 milyona yakın liseli ve üniversiteli çocuğumuz var.
Dünyanın en genç nüfusuna sahibiz.
Her kasabada liseler kuruldu, fakülteler ilçelerde.
Artık elli yıl öncesi cahil Türkiye yok karşımızda.
200'e yakın devlet ve özel üniversitemiz var. Şu anda belki çok başarılı değiliz ama; "Yörük göçü gide gide düzelirmiş" sözünü bir kenara yazın.
Kısa bir süre sonra, bu üniversiteler dünyada anılır olacaklar.
Eğitim sistemimizde o kadar çok yanlışlar var ki, affedilir gibi değil.
Gün gelecek bu da düzelecektir.
İnanıyorum, inanmak zorundayım.
***
OECD ülkeleri ve PİSA sınavlarında nal topluyoruz. Olsun; Bu da gelir, bu da geçer.
Bu bir narkoz dönemi.
Bütün bunlardan ders almak ve kendimizi toparlamak zorundayız.
Ülkede 3 milyondan fazla işsiz olduğu resmi kurumlarca ifade ediliyor. Ben bu rakamlardan daha fazla olduğuna inanıyorum. Gerçek bu! Maalesef!
Bu sayının da 800 bine yakınının üniversite mezunu olduğu ifade ediliyor.
Uğur Dündar'ın dediği gibi, vah ülkem vah!
Daha elli yıl önce, ortaokul, lise mezunlarının mumla ararken, bugün yüz binlerce beyin takımı, cafe veya kahvehanelerde, dar sokaklara, çıkmazlara mahkum etmek, gücüme gidiyor.
Gücüne giden sadece ben değil, o gençler, insan kahroluyor. Her gün aileye yük olmak psikolojisiyle o gençler, insanlardan, sokağından, vatanında soğur gider.
Allah aşkına! Onlara sahip çıkalım.
***
Ekmeğimizi bölüşelim, onlar yok olmasınlar.
Yıllardır yazar dururum bu konuyu.
Gerek içerde, gerek dışarıda iş sağlayamayacağımız, sadece diploma veren iş yapmayan okulları kapatın.
Filoloğa ihtiyaç yoksa, kapatın gitsin benzeri bölümleri.
Durmadan öğretmen yetiştirip sokağa salmanın ne anlamı var?
İş ciddi boyutlardadır. Toplum SOS veriyor.
Kendi ellerimizle, kendi çocuklarımızı yok etmeyelim.
YORUMLAR