FENERLE DİYOJEN
Ardında bir sürü asker alıp, dünyayı fethetmeye çıkıyor, ilk durağı da Anadolu.
Anadolu’da, bundan 2 bin 500 yıl önce, özellikle Ege’de küçük küçük şehir devletleri vardı.
Söylendiği gibi değil.
Ne?
Demokrasinin beşiği Yunanistan’dır.
Anadolu şehir devletlerinde, örneğin Efes’te, Milet’te ve özellikle de Bergama’da tam bir demokrasi vardı.
Krallar seçimle işbaşına geliyordu.
Hastaneler, postaneler, kütüphaneler, tiyatrolar, ibadethaneler ve en önemlisi sözleşme yapan sendikalar vardı.
***
Büyük İskender bunları gördü, zenginlikleri aldı, Makedonya’ya taşıdı. Tanıdığı yöntemi, kütüphane ve bilim adamlarını ülkesine taşıdı.
İskender maddi zenginliğin yanında, işgal ettiği kıtalarda manevi zenginlikleri de alıyordu.
Ülkesinde katı bir pagan inancı vardı. İnsanın değeri yoktu. İnanç birliği yoktu.
Sinop’a vardığında, İskender’e Diyojen’i anlattılar.
Bir kış günü, fıçının içinde yaşayan Diyojen’e hitaben:
“Ey ulu kişi, dile benden ne dilersen” diye sordu.
Diyojen: “Gölge etme, başka ihsan istemem” diyerek, madde ve manaya, makam ve mevkiye değer vermediğini anlatmaya çalıştı.
***
O gün bu gündür pek çok insan hala daha bunu anlamış değildir.
Dünya hırsı olan insanların ne kadar canileşebildiklerini, her gün ama her gün gazete ve televizyon haberlerinden izleyip iç geçiriyoruz.
Hallac-ı Mansur gibi büyük bir İslam alimi, “Enel Hak”, “Ben Hakkım” dediği için öldürüldü.
Halbuki tanrı, insanı yarattığında ruhundan üflemişti.
Daha neler neler..
***
Arabi Hazretleri, “Sizin taptığınız Allah, benim ayağımın altındadır” dediği için taşlanarak katledildi.
Bir süre sonra işaret ettiği yeri kazdıklarında küplerle altına rastladılar. Ah vah ettiler ama iş işten geçmişti.
Halbuki dünya hırsı bize yakışmıyor.
Midas’ın bitmek bilmeyen hırsı onu dokunduğu her şeyi altına çeviren bir noktaya getirmişti. Sonra çıldırmak üzereyken tanrılara yalvardı, bu yeteneği geri alındı.
Siz siz olun, Diyojen gibi konuşup anlaşabileceğiniz adam gibi adamları, elizinle fenerle de olsa aramaya çıkın.
YORUMLAR