BİZ TÜRKÜZ, SİZ KİSMİNİZ?
Biz 1911-13’lerde Balkan Savaşını yaşadık.
Bir imparatorluğun çökmesi bir günde, bir yılda olmaz.
İmparatorluklar arılar boyunca kurulur, yükselir ve sonunda asırlar süren bir çöküş dönemine girer.
Osmanlı da öyle oldu.
Böldüler, parçaladılar ama yutamadılar.
Osmanlı’nın artıkları boğazlarına takıldı kaldı.
Balkanlarda üç milyon insan yerinden yurdundan edildi. Bunların yarısı yollarda çeteler tarafından vuruldu, soğuktan hastalıktan öldü kimileri.
Kalan bir milyon yakın göçmen İstanbul’a, Anadolu’nun değişik bölgelerine iskan edildi.
Acılara ağıtlar yakıldı.
Daha da unutulmadı. Unutmayacağız da. Düşmana sırtımızı döndüğümüz ve zayıfladığımız anda, sırtımızdan hançerleniyoruz.
***
Bu gün de aynı şeyi yaşıyoruz.
O nedenle güçlü olmak zorundayız.
Bu bir keyfiyet değil mecburiyettir.
Ekonomimiz, ordumuz, polisimiz güçlü olmak zorunda.
Üretmek, üreterek zengin, gözü geçen, masada yumruk yiyen değil, masaya yumruk atan olmak zorundayız.
***
Kafkasları 1914-15’lere kadar boşalttılar.
Kucağımızı açtık.
Şey Şamilleri unutmadık.
1922’den bu yana kimseyle savaşmadık (Kıbrıs). Barış içinde yaşadık. Büyüdük, kalkındık. En medeni ve en gelişmiş İslam ülkesi olmayı böyle başardık.
Yıllar önce ABD’nin Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’ı hatırlarsınız.
“23 ülkenin sınırlar değişecek” demişti.
Uzun vadeli ABD projeleri böyledir.
Acımasız, katı ve sömürücü.
Mısır, Suriye, Libya, Irak, Afganistan, Pakistan, Sudan v.b. gerçekleşti.
***
Şimdi dost mu düşman mı belli olmayan Conilerin canı bizi çekiyor… Nah alırsın. Burası Türkiye. Burada Türkler yaşıyor.
Sen üç yüz yıllık devletsin, ben beş bin…
Ben bir Türküm, dinim cinsim uludur.
Sen veya siz kimsiniz?
Bir ölür bin doğarız.
Bizde mangal gibi yürek, bitmez tükenmez bir iman gücü var.
YORUMLAR