phishing
Şükrü ERSOYLU

Şükrü ERSOYLU

EVET Mİ HAYIR MI ?

YAN KOLTUKTA OTURUP VİTES DEĞİŞTİRME DEVRİ BİTMELİ!

YAN KOLTUKTA OTURUP VİTES DEĞİŞTİRME DEVRİ BİTMELİ!

 

 

16 Nisan halka oylaması yaklaştıkça evet ve hayır cephesinde söylemler keskinleşme  eğiliminde.

Kim doğru kim yanlış söylüyor kafamız hep karışık. Tabiri caizse at izi it izine karıştırılıyor.

Anayasa değişiklik paketini tartışırken genel olarak sadece değişikliğe giden 18 madde üzerinden yorum yapılıyor.

Halbuki anayasa bir bütündür. Konunun tartışılması esnasında değişikliği talep edilen 18 maddenin mevcut maddeleriyle ve  konunun ilgili maddeleri ile beraber değerlendirilmesi gerekir.

Hatta madem Türk tipi bir başkanlık modelini konuşuyoruz, o halde oluşacak olan yeni hükümet sisteminde sistemin değişik ülkelerdeki uygulama biçimlerinden de faydalanılarak ülkemizin siyasi tarihi, kültürü, sosyolojik altyapısı yönetim gelenekleri de değerlendirmeye tabi tutulmalıdır.

Ancak bu suretle sağlıklı bir karara ulaşmak mümkündür.

Özellikle hayır cephesinde halkoylamasına gidecek olan hükümlerin bazen bir kısmı alınarak, bazen de konuyla ilgili  anayasa hükümleri görmezden gelinerek seçmen kitlesinin yanıltıldığına tanık oluyoruz.

Bu tarz bir anlatım biçiminde doğal olarak vatandaşlarımız gerçeği ıskalıyor yanlış yönlendiriliyor.

Siyasi kültürümüzde bu konuyla ilgili sıkça kullanılan bir mesel vardır.

Bektaşi ye sormuşlar neden namaz kılmazsın? Kutsal kitabımızda “Namaza yaklaşmayın” buyruluyor demiş.

Gerçekte Kutsal Kitabımızdaki hüküm “içkili olduğunuz zaman Namaza yaklaşmayın” şeklindedir.

1961 anayasasında oluşturulan anayasal organların başka bir ifade ile halkın egemenlik haklarını kullandığı yetkili organların, darbe iradesini temsil eden vesayet temsilcilerinden oluşturulduklarını biliyoruz.

Özellikle Cumhurbaşkanları tarafından oluşturulan askeri bürokrasi ve yargı bürokrasisinin milletin duygu ve düşüncelerinden değer ölçülerinden çok farklı bir anlayışla milleti temsil eden yetkili organlara ayar verdiğini yani darbe yaptığını da çok acı tecrübelerle yaşadık.

Halkın şetçiği yetkili organlar ne zaman çatışsa ve problemleri çözemez hale gelse devreye demokrasi dışı güçlerin askeri ve yargı bürokrasisinin girdiğini biliyoruz.

Sınırlandırılmış parlamenter sistemde hükümet kurmaktaki zorluklar ve cumhurbaşkanı seçmekteki zorluklar her seferinde postal sesiyle sonuçlanmış milletin temsilcileri ve milleti sanık sandalyesine oturtmuştur.

Koalisyon-devalüasyon-enflasyon-provokasyon denklemiyle halka ayar verenler aslında halk adına yetki kullandığını iddia etmişler fakat halka zulmeden bürokratik oligarşiyi olmuştur.

16  Nisanda yeniden koalisyonlar dönemine geri dönmemek üzere Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde halk doğrudan hükümeti seçerek ve cumhurbaşkanlığı ve başbakanlığı birleştirerek bu sorunu çözecektir.

 

Son 15 yılda devletin merkezine yerleşen demokratik yapı aslında vesayet temsilcilerinin çoğunluğunu temizlemiştir. Ancak yeniden bürokratik oligarşinin oluşmasını temin edecek  mekanizma olduğu gibi yerli yerinde durmaktadır.

16 Nisan bu mekanizmanın ilelebet sökülüp atılması için tarihi fırsattır.

Sürücü koltuğunun yanında oturan halktan ehliyet alan sürücüyü resmi ideolojiye uymadığı gerekçesiyle hukuk dışı uygulamalarla devre dışı bırakan vesayet temsilcilerinin ve onların kullandığı mekanizmanın sökülüp atılma zamanı çoktan gelip geçmiştir.

Yeni yapılan anayasal düzenleme ile hukukun dışına çıkan ve denetlenemeyen askeri bürokrasi 108. Madde de  Devlet denetleme kurulunun yapısının yeniden düzenlenmesi ile asli görevine dönecektir.

Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde meclisin hükümetle uyumlu çalışamaması halinde bu defa devreye 116. madde girecek cumhurbaşkanı veya meclis yeniden seçime gitmek suretiyle milletin hakemliğine müracaat edebilecektir.

İç siyasette bu karmaşa yaşanırken hariçten gazel okuyan ve bu ateşe odun taşıyan başta Almanya olmak üzere batı blok’u ve onun küresel efendilerinin çabalarını da aycıca değerlendirmekte fayda var.

Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere Allaha emanet olunuz.

 

 

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum