phishing
Orhan DURAK

Orhan DURAK

DURAKTAKİ ADAM

AFYON’UN SAĞLIK ALGISI

 

AFYON’UN SAĞLIK ALGISI

 

Nedendir bilinmez Afyon’umuz Ankara, İzmir, İstanbul gibi büyük illerimizde çok geri kalmış bir il gibi algılanır. Hele sağlık konusunda hala çok eski metotlarla hastaların teşhis ve tedavilerinin yapıldığı algısı vardır. Bunun çok önemli nedenlerinden birisi çok fazla miktarda hastamızın büyük şehirlere gitmesinden kaynaklanmaktadır. Bu durum dışarıda Afyon’da sağlıksal açıdan hiçbir şey yapılmıyor izlenimini vermektedir. Tabii burada konunun muhatabı, yöneticilerin  hastaları Afyon’dan neden dışarıya çok fazla gittiğini incelemeleri ve ona göre tedbir almaları gerekir diye düşünüyorum. Aslında bugün Afyon’da büyük şehirlerde yapılan birçok tedavi rahatlıkla yapılmaktadır. Peki bu şekilde bir yazıya neden gereksinim duydum?

‘AFYON’DA İLK’ SÖYLEMİNDEN VAZGEÇİLSİN

Birkaç gün önce işyerime gelen bir vatandaşımız İzmir’de bir operasyon geçirdiğini alınması gereken dikişlerinin olduğunu, alıp alamayacağımı sordu. Soru garibime gitti, tabanı 3-5 dikiş sağlık çalışanlarının hemen hemen hepsinin alabileceği sıradan bir dikiş olayı. Hastaya sordum; “Dikiş bunun tabanı neden alıp alamayacağımı sordun” dedim. Aldığım cevap aynen şöyle: “Ameliyat olduğum yerde söylediler. Eğer dikişleri Afyon’da aldıramaz isen buraya gelirsin alırız.” Dondum kaldım, taşrada Afyon’a hangi göz ve gözlükle baktıkları belli. Burada hiçbir şey yapılamayacağını algılamış bir taşra sağlık sistemi var. Bu imajın silinmesi ve hastalarımızın dışarıya gitmesinin önlenmesi için ilgililerin tedbir almaları gerekir diye düşünüyorum. Özellikle de bazı operatörlerimizin Afyon’da geçmişte en az 25 yıldır yapılan vakalardan  yaptıklarında “Afyon’da ilk” söyleminden vazgeçmelerini öneriyorum. Bu söylemler Afyon sağlığına zarar veriyor. Şimdi kalkıp da alınan dört dikiş için “Afyon’da ilk”  mi diyelim yani?

REÇETE  İLE  KEFİR  !

AKÜ Üniversite hastanemizde ağrı bilimi olan Algoloji Polikliniği var. Olması da çok güzel.. Daha düne kadar Eskişehir Osmangazi’ye giden ağrı şikayetli hastalarımız bu sorunlarını şehrimizde halletmeye çalışıyorlar. Poliklinik her gün dolup dolup taşıyor. Yaşar Hoca da elinden geldiğince hastalarına yardımcı olmaya çalışıyor. Buraya kadar her şey normal ve güzel. Ancak ağrı polikliniğine baş vuran hastaların ortak bir derdi var, peki o nedir? Hastalarımız “istinasız tüm hastalara Yaşar hoca varis çorabı ve kefir yazıyor” diyorlar ve ekliyorlar: Varis çorabı ve kefir ihtiyacı olmayan hasta yok mudur? 

Değerli okurlarımız kimse benim yazdığım bu yazı nedeniyle bir hekimin yazdığı reçeteyi eleştirdiğimi falan sanmasın. Böyle bir şey söz konusu değil. Ben sadece hastaların merakını aktardım. Kaldı ki adı geçen doktorumuz ilk önce Afyon Devlet Hastanesi’ne gelmişti ve ben orada kalmasını çok istemiştim. Bu konuda da yazılarım vardır. Ancak Yaşar hoca AKÜ Tıp’ı seçti..

ÇAY  İLÇESİ CENNETTİR AMA…

Önceki gün şirin ilçemiz Çay’da idim. Bundan önceki gidişimi de birkaç ay önce köşeme taşımış “keşke gitmeseydim” demiştim. Bugün  yine aynı şeyi söylüyorum,  “Keşke gitmeseydim.”

Değerli okurlarımız sizlerde mutlaka bu ‘yalancı cennet’ denilen güzide ilçemizi biliyorsunuz. Yüce rabbim tüm güzellikleri bu ilçemize vermiş. Şöyle etrafınıza bir bakın, yeşilin her tonunu görürsünüz. Çaylı tabiata aşıktır. Yine Çay’ın insanı yolda bulduğu kazığı toprağa sokar, acaba bir fazla ağaç yetiştirebilir miyim diye.. Çay insanının yeşil benliğinde vardır. İnsanlarının bu zihniyeti nedeniyle Çay cennetten bir köşedir. Mecburiyet olmadığı sürece onlara ağaç kestiremezsiniz. Tam tersine Çaylı sokakta bulduğu ufak bir ağaç parçasını bile toprağa sokar; acaba tutar da bir ağaç sahibi daha oluruz diye.

Çay’dan bahsetmişken bir gerçeği de belirtmem gerek; ilçe büyük ve bakımsız bir  kasabayı andırıyor. Caddeleri pislik içinde  belki de sokakları 6 ay önceki yapılan temizlikle duruyor.. Bakan çeken de yok zaten..

Gördüklerimle ve gördüklerimi siz okuyucularımıza aktarırken de cami yıkılmış ama mihrap yerinde diyoruz. Çay ilçemizin bir gün gerçek kimliğine döneceğini umuyorum.

AĞAÇLAR KURBANLIK KOYUN  GİBİ

Ama değişen bir şey yoktur. Sabahleyin işime giderken zorunlu olarak Atatürk Stadı yanından geçiyorum. Gözlerim birkaç gün önce kesilen ağaçların  parçaları ile göz göze geldi. Bu zaten bir ağaç kesme değil “katliamdı.” Onca canlı ağaç birilerinin çıkarları için yerle yeksan edilip kesilmişlerdi. Orada bulunan ve kesileceği günü bekleyen ağaçlar adeta kurbanlık koyunu andırıyorlardı. Ne olacak bekleyelim görelim.

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum