phishing
Ahmet TUNCA

Ahmet TUNCA

Ufuk

MADDEDEN MANAYA

 

 

 

MADDEDEN MANAYA

 

 

Gönlümde açmadan solan bir gülsün

Her zaman gamlıyım, her zaman üzgün

Beklerim yolunu, aylar boyunca

Yeter ki gel bana,

Senede bir gün, senede bir gün

Evet!

Eski Türk romanlarından tipik bir örnekti SENEDE BİR GÜN.

Ağarsın saçların, solsun yanağın

Adını anmaktan yansın dudağım

Bu aşka canımı adayacağım

Yeter ki gel bana

Senede bir gün, senede bir gün…

Evet ve eyvallah.

Bu şarkılar bizleri alıp bir yerlere götürüyor.

 

***

 

TRT Müzik de olmasa, müzikte aslımızı unutacağız. Ne idüğü belli olmayan, pop top türünde, ömür üç günlük parçalarla gençleri ve çocuklarımızı, bir batağın ta dibine atıyoruz, bir daha çıkamamacasına.

Dertliyim ruhuma hicranımı sardım da yine

İnlerim, şimdi uzaklarda solan gün gibiyim

Gecenin rengini kattım içimin matemine

Sönen ümit ile günden güne ölgün gibiyim

Bahtımın yıldızı sanmıştım seni

Sensiz karanlıktır her günüm Leyla

Rahmetli Saadettin Kaynak’ın Leyla’sından aldığın bu sonsuz anlam taşıyan ve derinliği olan mısralardaki tadı başka hangi parçalardan, poptan toptan alabilirsiniz.

 

***

Biliyorum.

Bu satırları okuyan gençleri kaşları çatılıyor, hatta, ‘hadi be ihtiyar, sizin modanız geçti’ diyorlar.

Size bunları öğretemedik.

Bir boşluk yaratıldı. O boşluğa gelip göçmenler oturdu. Asil gitti yerine başkaları gelip oturdu.

 

***

Sevgili çocuklar gençler!

Karacaoğlan’ı okuyun.

Ne olur bir kere anlayarak, içinizde duyarak Dadaloğlu’nu, hele hele engin okyanus- Yunus Emre’nin şiirlerini bir defa daha okuyun.

Göreceksiniz ki, anlamsızlık karşısında anlamlı mısralar, yüreğinizdeki, gönül dünyanızdaki boşluğa nasıl dolduracak.

Dünyevi aşkları çoktan bitirmiş ve manevi aşklara yönelmişlerin dünyası, maddi aşkın manevi aşka bir yükseliş olduğunu bilirler.

YORUMLAR

  • 0 Yorum