phishing
Orhan DURAK

Orhan DURAK

DURAKTAKİ ADAM

ÇEYREK LİMON ve UZUN İHSAN. .

                ÇEYREK  LİMON ve UZUN  İHSAN. .

 

Sizlerin de bildiğiniz gibi futbol artık tüm dünyada bir endüstri haline geldi. Futbolun bütün aksiyonları içerisinde akıl almaz rakamlar telaffuz ediliyor. Bir kulüpten bir başka kulübe geçen futbolcuların transferlerinde de yine akıl almaz şartlar ortaya koyuluyor ve karşılıklı anlaşmadan sonra imzalar atılıyor. Eğer transfer edilen futbolcu yabancı ise buradaki şatlar daha ağır oluyor. Futbolcunun menajerinin alacağı para, kulübüne ödenen transfer parası, futbolcunun kendisine bonusu ile ödenecek miktar, maç başları ve bulunduğu şehrin en lüks semtinde ailesi ile birlikte oturabileceği havuzlu villa, yılda kaç defa ülkesine gidip gelecekse uçak biletleri vs..

 

Taraftarın Alınandan Verilenden Haberi Yok

Olayı ciddi biçimde irdelediğinizde yabancı hoca ve futbolculara adeta bir servet ödeniyor.. Hem Türkiye’de hem de Avrupa’da başarılı olmak isteyen kulüpler ister istemez kesenin ağzını açıyorlar. Eğer bir takım hem hoca, hem de birkaç futbolcu transfer ediyorsa yandı o kulüp.! Resmen kulübün omurgası çatlıyor. Zaman zaman ödemelerde aksaklıklar oluyorsa da bu genellikle yerli futbolculara oluyor. Yabancı futbolcular ödemelerin gecikmesi halinde taviz vermiyor, gerekirse mukavelenin feshi için ilgili birimlere baş vuruyorlar. Hukuksal girişimler vs. derken olayın tadı tuzu kalmıyor. Bu söylediklerimin ülkemizde yüzlerce örneği var.. Taraftarın ise alınandan verilenden haberi yok.. Ya tribünde ya da ekran karşısında tuttuğu takımın başarılı olmasını bekliyor. Eğer büyük yatırımlar yapıldığı halde takım yinede başarısız ise taraftarın tepkisi büyük oluyor..

 

60’lı Yıllarda Malzeme Filan Yoktu

Bütün bu yazdıklarımı görüp duyunca futbol oynadığım yıllar aklıma geliyor. Ben ve benim kuşağımın  60’lı yıllarda Çetinkaya’da futbol oynadığımız dönemde kulüp başkanımız merhum İhsan Akıntürk (Uzun İhsan) idi. O yıllar spor malzemelerinin doğru dürüst bulunmadığı yokluk yıllarıydı. Oynadığımız kulübün doğru dürüst forması, eşofmanı, ayakkabısı ve topu yoktu. Bir takım forma vardı genç takımda, A takımı da o formaları giyerdi. Çok zor şartlarda futbol oynuyor, az ile yetiniyorduk ancak son derece mutluyduk. Arkadaşlar arasında çok sıkı arkadaşlık bağları vardı.. Yine o yıllarda yedek futbolcu diye bir şey yoktu. Takımlar maça 11 kişi başlar öylece bitirirlerdi. Sakatlık bile olsa çıkanın yerine yedek futbolcu alamazdınız. İlk 11’e giremeyiz diye aklımız çıkardı. Bize verilen o sağı solu yırtık, kramponları olmayan eski ayakkabılara gözümüz gibi bakardık. Bakımını kendimiz yapar, her an oynayacakmışız gibi hazır tutardık.

 

İhsan Başkan Limon Dilimini Keyfine Göre Dağıtırdı

Gelelim esas konuya.. Çetinkaya’da başkanımız merhum İhsan Akıntürk idi. Yani Uzun İhsan. Bu değerli insan ömrünü Afyon futboluna adamış ve Çetinkaya’da tam 45 yıl başkanlık yapmıştı. Taraflısı, tarafsızı onu çok severlerdi. Keyfi yerinde ise maçın devre arasında hepimize kesilmiş dörtte bir,  keyifsiz ve canı sıkkın ise sekizde bir limon dilimi verirdi. Bizlere bir baba şefkati ile hitap eder, tatlı sözlerle oynatırdı.. O bizlere sert bir şekilde hitap etse bile bizler en ufak bir tepki göstermezdik. O hep bizim iyiliğimizi isterdi.. Konu bu fenomen futbol adamından açılmışken onunla ilgili bir anımı da siz okuyucularımla paylaşmak isterim..

 

İhsan Başkan: Orhan Sen Formayı Çıkarma

Sanıyorum 1966 yılının mart ayı falandı. Bizim genç takımın Afyon Gençlik Genç takımı ile Gençler final maçı vardı. Bizim takımın kaptanı ben, Gençlik’in kaptanı ise Bilgin Telek’ti. Biz finali 1-0 kaybettik ve kupayı Gençlik aldı. Anlattığım olay yarım asırı geçkindir. Maçın  bitimi ile birlikte soyunma odasına gittik. Tam formamı çıkarıyordum ki Rahmetli Başkanım bana, “Orhan sen formayı çıkarma A takımı ile maça çıkacaksın” dedi. Ramazan ayı idi ve ben oruçtum. Karşı gelmek, itiraz etmek haddimize mi.? Sadece dinledim ve başımı önüme eğdim. Rakip Demirspor’du ve bizim maçımıza kadar hiç yenilmemişti. Çıktık, oynadık ve Demir Spor’u 2-0 yendik. Merhum o gün çok keyifli idi.. Demirspor’a karşı galiptik. Devre arası oruç olmayan futbolculara çeyrek limon verdi. Tabi biz oruç olunca limon almadık. Sevgili başkanımız o gün çok neşeliydi. Namağlup Demirspor’u yenmiştik, üstelik limon sarfiyatı da çok azdı.

 

Maçtan Sonra Dizlerim Beni Taşımıyordu

Gerçi ben maçtan sonra ayakta durmakta zorlanıyordum. Talebeydim ve evimiz Anıt Parkın yanındaki eski kapalı spor salonunun arkasındaydı. O yıllarda dolmuş falanda yoktu. Yürüyerek evin yolunu tuttum. Dizlerim beni taşımıyordu. Ağzım, boğazım taş gibi olmuş kurumuştu. Neredeyse top atılmak üzereydi. Spor salonunun arkasındaki yokuşu çıkarken gözlerim karardı, başım döndü gerisini hatırlamıyorum. Gelip geçenlerin yardımı ile eve getirilmiştim. Gözümü açtığımda evdeydim..

Mekanın cennet olsun sevgili Başkanım..

YORUMLAR

  • 0 Yorum