Küçük bir umut var... Gerekirse yalvarın!
Şu konulara hiç girmeyeceğim; çünkü ya bıktınız ya da ilginizi çekmiyordur:
- Kuvvetler ayrılığı falan kalmıyor; yasama, yürütme, yargı tek kişiye bağlı olacak,
- Tüm devlet kurumlarının yapılandırılması ve yönetimi bir kişide olacak,
- TBMM binası bir aksesuar, milletvekilleri de görüntüden ibaret olacak,
- Hükümeti bir kişi belirleyecek ve mecliste onaylatmayacak,
- Türkiye'nin bütçesini bir kişi yapacak ve harcamalara o karar verecek,
- Hiç bir sorumluluğu olmayacak; sorumluluk kağıt üzerinde kalacak,
- Tüm dünya ülkeleriyle dış ilişkileri o bir kişi yürütecek, müdahale edilemeyecek,
- O bir kişi ne suç işlerse işlesin, yargıya göndermek imkansıza yakın zor olacak,
- Dünyada benzeri olmayan, tarihte padişahlarda bile olmayan yetkiler onda olacak,
Hatta... O bir kişinin, orduyu istediği ülkede savaşa sokabileceği; çocuklarınızın bol bol şahadet şerbeti içebileceği de ilgilendirmiyor olabilir sizi...
***
Fakat...
Öyle bir şey var ki... O doğrudan doğruya size dokunuyor, canınız sıkılacak.
Hani; seçtiğiniz milletvekillerine gidiyorsunuz veya o size geliyor da...
Oğlana iş, kıza eş, eve aş isteyebiliyorsunuz ya...
Aha işte o olmayacak artık!
Hatta, şimdi ilinizden sizin seçtiğiniz biri bakan ve siz onun elini sıkabiliyor ve bir şeyler isteyebiliyorsunuz ya...
Aha işte o da olmayacak artık!
***
Çünkü...
O, cumhurbaşkanı olarak seçilecek kişi; meclisin büyük çoğunluğunu tek başına kendisi belirlese bile, sizin seçtiklerinizden birini bakan yapmayacak.
Bakanları; yakınlarından, güvendiklerinden, sevdiklerinden, bürokratlardan ve teknokratlardan, gerekirse tümünü meclis dışından seçebilecek.
Dolayısıyla; bakanların ne size ne de seçtiğiniz vekillere karşı bir ihtiyacı, bir sorumluluğu, bir yükümlülüğü olmayacak. Hani şimdi, vekilleriniz; bir işiniz düştüğünde, ya bakanlığa götürüyor sizi ya bakanı Meclis’te görüyor ya da telefon edip işiniz görülüyor ya...
Aha işte o da olmayacak artık!
***
Şimdi düşünün, iyi düşünün ama!
Tek tek ayrıntılarıyla yazıp kanıtlayabileceğim, başta saydığım hususları bir kenara bırakın...
Son söylediklerimle bile, tamamen siyasetin dışında ve siyasetçilerden uzak olacaksınız.
Canınızı sıkmayacak mı bu durum bile?
***
"Olur mu canım, seçim olmayacak mı, milletvekillerimizi biz seçmeyecek miyiz; amma da abarttın haa" diye mi düşünüyorsunuz? Abartmıyorum. Evet, seçim olacak ama, milletvekillerini siz seçmeyeceksiniz; o bir kişinin hazırladığı listeye oy vereceksiniz.
Hani o, eğilim yoklaması falan vardı ya, size de soruyorlardı.
Aha işte o da olmayacak artık!
***
Bakın...
"O bir kişi" derken ben; inanın hiç kimseyi kasıt ve işaret etmiyorum.
"O bir kişi" olması kuvvetle muhtemel olan mevcut lideri çok seviyor, ona inanıyor ve güveniyor; onun adil, insaflı, müşfik olduğuna da inanıyor, onun seçilmiş cumhurbaşkanı olmasında bir beis görmüyor olabilirsiniz. Saygı duyarım buna...
Ancak; (Allah geçinden versin) hiç bir canlı ölümsüz değildir.
Hiç kimsenin, hep sağlıklı kalacağının da garantisi yoktur.
Hatta; sevdiğiniz kişi, çok çok zorlasa, on dört buçuk yıl görevde kalabilir.
Ya sonra... Sonrası ne olacak?
Ya o makam istemediğiniz birinin eline geçerse...
***
Onun için, lütfen bir daha düşünün!
Kendinizi bırakın da; çocuklarınızı, torunlarınızı düşünün!
İnanın hayatları kararacak. Uygar dünyadan kopup, yarı köle olacaklar.
***
Özellikle AKP ve MHP'ye oy veren kardeşlerime sesleniyorum...
Bir günlük süre var önümüzde.
Sosyal medya üzerinden mi olur, elektronik postayla mı olur, telefonla mı olur...
Bir şekilde ulaşın vekillerinize.
"Evet"çiler- "Hayır"cılar olarak bizi bölüp, biri birimize düşürmeden...
Meclis'te bitirsinler bu işi.
Gerekirse yalvarın!
Bakın, ben size yalvarıyorum bile...
YORUMLAR