İnsanda güven duygusu zedelendiğinde...
Bakın, "sarsılığında, yıkıldığında" demiyorum daha; "zedelendiğinde" diyorum.
Önce azaldığına bakalım da; sonra bakarız kalmama, yıkılma durumlarına. O zaman görürüz, güven duygusunun insan yaşamı için ne kadar önemli olduğunu. Çünkü güven duygusu da, insanın ruh sağlığı ile doğrudan ilgili ve bağlantılıdır.
***
Güvenmeyen/güvenemeyen insan; sürekli tedirginlik ve gerginlik içinde olur. Bu ruh hali ile sağlıklı düşünüp, sağlıklı karar alamayacağı için, önce iş yaşamındaki kaliteyi düşürür ve sonra giderek, ruh sağlığı gibi, beden sağlığı da bozulur; hayatı alt üst olur.
Kendisine güvenilmediğini anlayan/hisseden insan da sürekli huzursuzluk içindedir. Kendisinin dışlandığı duygusu ile aşağılık kompleksine kapılır. Ya içe kapalı huzursuz bir yaşamı olur ya da ters tepkili savunmaya geçip, kriminal suçlara eğilimlenir. Her iki durumda da yaşam kalitesi bozulur; onun da hayatı alt üst olur.
***
Baba evladına, evlat babasına güvenemezse; o ailede huzur kalmaz.
Eşler biribirine güvenemezse; mutluluk uçup gider, yuva yıkılma tehlikesindedir.
Sevgililer biribirine güvenemezse; o birliktelik yürümez, ayrılık çalar kapıyı.
Kardeşler biribirine güvenemezse; kardeşlik kavramı sadece kan bağında kalır.
Arkadaşlar biribirine güvenemezse; dostluk duygusu ve dayanışma biter.
Öğrenci, öğretmenine güvenemezse; eğitim süreci sağlıklı yürümez.
Öğretmen, öğrencisine güvenemezse; öğrencide kompleks başlar ve suça yönelir.
İşveren işçisine, işçi işverenine güvenemezse; o işyerinde verim düşer.
Amir memuruna, memur amirine güvenemezse; bürokrasi tıkanır, devlet işlevsizleşir.
Komutan astına, ast komutanına güvenemezse; o orduyla değil savaş, manevraya bile çıkılamaz.
***
Kısaca, güven duygusunun her iki tarafta yani güvenemeyen tarafta da, güvenilmeyen tarafta da "azalması"; kişilik aşınmalarına ve zedelenmelerine yol açar, ruh sağlığını ve giderek de beden sağlığını etkiler, sağlıksız bireyler olurlar. E, toplum dediğimiz yapı da bireylerden oluştuğuna göre, buyurun size sağlıksız bir toplum...
***
Bu durumu büyük ölçekli, ulusal boyutta düşünün!
Bir ülkede yaşayanların; o ülkenin temel kurumlarına yani meclisine, yani hükümetine, yani güvenlik kurumlarına, yani yargısına, yani eğitim kurumlarına karşı güvenleri zedelenmişse, o ülkede huzurdan söz edilebilir mi? Samimiyetle düşünün lütfen ve kendi kendinize cevap verin; böyle bir durum var mı, yok mu?
Şimdilik düşüneduralım. Sonra devam ederiz bunun nedenlerine ve nasıl aşılacağına.
Malum; arsa ve sabır kısıtlı...
YORUMLAR