phishing
Ertuğrul SEVİM

Ertuğrul SEVİM

Ertuğrul Sevim Yazıyor

ÜLKÜCÜLERİN “EVET” DEMEK İÇİN 10 SEBEBİ

ÜLKÜCÜLERİN “EVET” DEMEK İÇİN 10 SEBEBİ

 

 

Şüphesiz ki 16 Nisanda yapılacak olan 18 maddelik Anayasa değişiklik referandumunun en çok etkilediği parti Milliyetçi Hareket Partisi olmuştur.

Bilindiği üzere süreç, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bundan 6 ay önce 11 Ekim 2016 günü MHP’nin Meclis grubunda yapmış olduğu konuşma ile başlamıştı. MHP lideri, AKP’nin başkanlık sistemiyle ilgili teklifini Meclis’e getirmesini istemiş, bu konuda Meclis’in ve Türk milletinin kararını saygıyla karşılayacaklarını söylemişti. Neticede süreç Bahçeli’nin bu konuşması ile başladı. Eğer bugün sandıkta onay bekleyen bir Anayasa değişikliği paketi varsa, 16 Nisan’da bu tartışma öyle yada böyle bir netice ile son bulacaksa bunun mimarı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’dir ve bu değişiklik talebi MHP politikalarının bir sonucu olarak gündeme getirilmiştir.

ÜLKÜCÜLERİN HAYIR DEMEK İÇİN 10 SEBEBİ’Nİ YAZMIŞTIM

Bu hamle ile MHP, Türkiye’nin siyasetine yön vermiş ve kangren olan bir sorunu çözmek için gündemi tayin etmiştir. Kim ne derse desin bu konuda MHP, 1 Kasım’ın en çok kaybeden siyasi partisi olmasına rağmen, 15 Temmuz süreci ile başlayan ve sürekli yükselen bir grafikle hızla yükselmektedir.

Tüm bu gelişmelere rağmen değişiklik paketinin içeriği ile birlikte MHP tabanında önemli reddiyeler yaşanmış, birçok parti teşkilatı ve eski yönetici önemli gerekçeler ile bu değişikliğe karşı çıkmıştır. Hatta bu konuda 29 Ocak 2017 tarihinde yine bu köşede “Ülkücülerin Hayır Demek İçin 10 Sebebi” başlıklı bir yazı kaleme almış, MHP tabanındaki kırılmanın sebeplerini aktarmaya çalışmıştım.

O gün bu yazımıza çok ciddi tepkiler geldi. Bir çok kişi bu sebepleri doğru bulurken, bazı eksiklikler de olduğunun altını çizdiler. Henüz şu ana kadar eksik görülen bir sebep tarafıma iletilmemiş olsa da, neticede her analizin mutlaka eksik veya yanlış bir unsuru olabilir diyelim ve o gün söz verdiğimiz gibi bu defa bardağın diğer tarafını, yani Evet oyu verebilecek ülkücülerin çıkış noktalarını irdelemeye çalışalım.

Bugün itibarıyla Türk Milliyetçileri Anayasa değişikliğine niçin “Evet” diyebilirler?

MHP’NİN GRAFİĞİ HIZLA YÜKSELİYOR

BİR: İlk olarak kim ne söylerse söylesin, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli 1997 yılından beridir bu hareketin lideri ve tüm itirazlara rağmen ortalama her seçimde en az % 11 ila % 19 arası oy alıyor ve oran kolay kolay % 10’un altına düşmüyor. Yani MHP’ye oy veren seçmen kitlesi iddianın aksine Bahçeli’ye karşı değil ve ona inanıyor. Bu sebeple MHP’de sırf Bahçeli için oy verebilecek en az % 8’lik bir kitlenin olduğunu düşünüyorum ve yönetici katında pek görülmeyen, evinde, işinde parti ile resmi bağı olmayan bu geniş kitlenin Bahçeli’ye güvenerek Evet oyu vereceğini düşünüyorum. Bahçeli’nin mitinglerinin MHP muhaliflerinin boykot taleplerine rağmen eskisinden bile daha coşkulu geçmesinin ana sebebinin bu kitle olduğunu söyleyebilirim.

MHP KİTLESİ BAHÇELİ’YE İNANIYOR

İKİ: İkinci sebep Bahçeli’nin memleket meseleleri konusunda hep isabetli çıkan öngörüleri. Bahçeli’nin yıllardır ülke güvenliği ile ilgili her öngörüsünün ilk bakışta reddedilmesine rağmen sonuçta hep doğru çıkması. FETÖ, Çözüm Süreci, Avrupa Birliği, Suriye Politikası gibi Bahçeli’nin ilk günden karşı durduğu tüm gelişmelerin sonucunda Bahçeli’nin hep haklı çıkmış olması onun gerçek bir Devlet adamı ve vatanperver birisi olduğu yönünde toplumda kırılamayacak bir algı oluşturmuş durumda. 15 Temmuz darbe girişimindeki tavrı da onu halkın vicdanında ayrı bir yere getirmiş durumda.

 

ÜÇ: Üçüncü sebep ise, içerisinde MHP’nin yer almayacağı, daha önceden dile getirilen ya yeni bir seçim sonucu AKP’nin 400 vekille tek başına, yada HDP ile bir araya gelip bir Anayasa değişikliğinin gerçekleştirilmesi ihtimali. Bu ihtimal Bahçeli bu değişiklik önerisini gündeme getirmeden önce sıkça dillendiriliyordu. İçerisinde MHP’nin olmadığı bir süreçte değiştirilen Anayasa sonucunda üniter devletten vazgeçilerek daha önceden  dillendirildiği üzere federasyona ve özerkliğe açık, anadilden feragat eden, içerinde Türk lafzının dahi geçmediği türlü anayasa değişikliği senaryolarına son vermek adına, MHP’nin en etkin olduğu dönemde böyle bir değişikliği talep ederek konunun milli sınırlar içerisinde çözümlenmesi iddiasının gerçeğe yakın bulunması

 

DÖRT: Hükümetin PKK, PYD, FETÖ ile yaptığı mücadeleye destek olma gayreti. Suriye’deki Fırat Kalkanı gibi operasyonlardan duyulan memnuniyetle birlikte tercihi Evet yönünde değiştiren ülkücüleri görmek mümkün.

 

BEŞ: Eski sistemin 12 Eylül darbesinin mimarı ve birçok ülkücünün asılmasına sebep olan Kenan Evren ve cuntasının eseri olması. O gün yapılan Anayasada oransızca verilen ve hiçbir sorumluluğu bulunmayan Cumhurbaşkanı modelinin darbenin mimarı Kenan Evren için düzenlenmiş olması da, bu darbe ile hesaplaşmak isteyen ülkücüler için önemli bir etken. Anayasadan 12 Eylülün kanlı izlerini silmek istiyorlar.

 

ALTI: Ortadoğu, Suriye, İran, Rusya, ABD ve AB minvalinde gelişen dış gelişmeler sonucu ülkemizin önümüzdeki 20 yıl içerisinde bir beka sorunu yaşayabileceği korkusu. Bu konuda Gezi olayları, 6-7 Ekim kalkışması, 15 Temmuz gibi hadiselerin yaşanması ülkücü camiada böyle durumlarda olayların bastırılmasında hükümet sisteminin yetersiz kaldığı izlenimini uyandırıyor. Yaşanması muhtemel büyük hadiseler, hatta savaş ihtimallerine karşın etkin ve hızlı karar alabilir milli bir hükümet sisteminin gerektiği konusunda bir takım ülkücüler ikna olmuş durumdalar.     

 

YEDİ: En önemli sebeplerden birisi ise, Hayır bloğunda yer alan CHP, HDP ve Perinçek ile yan yana gelmekten duyulan rahatsızlık. Ülkücüler 1980 öncesinde önemli mücadeleler verdikleri sol örgütler ve PKK terörüne destek veren HDP gibi partiler ile aynı safta olmaktan rahatsızlık duyuyorlar. Birde bu bloğa destek verdiği düşünülen AB, ABD ve FETÖ gibi unsurlarda göz önüne alındığında birçok ülkücü bu nedenle -kerhen de olsa- AKP safında yer almayı tercih edebiliyor.

 

SEKİZ: Yeni Anayasa ile kilit durumu daha da güçlenecek olan ve tüm seçim senaryolarında verdiği destekle Cumhurbaşkanını seçtirme gücü belirleyici olan MHP’nin bunun sonucu olarak ikinci tur öncesi yapacağı ittifaklarla iktidarın daimi ortağı, belirleyicisi, uzun zamanda iktidar şansının sağ partiler içerisinde el değiştirmesi durumunda ülkücü bir cumhurbaşkanına gidecek sürecin açılıyor olması ihtimali.

 

DOKUZ: Yeni sistem,n, MHP’nin doktrini ile tam uyumlu görülmesi. Türk Dünyasının da bu yönetim biçimleri ile yönetilmesi. Özünde tarihteki tüm Türk Devletlerinin Başkanlık, Hakanlık, Beylik gibi kurumlarla, töre, toy ve istişare ile etkin bir yönetim biçimiyle yönetilmiş olması ve ülkü ocaklarında yetişmiş insanların başkanlık, liderlik gibi yönetim sistemlerine sempati duymaları bu değişiklik için olumlu yönde oy kullanmaları için yeterlidir. Başbuğ Alparslan Türkeş’in ülkücülere Başkanlık Sistemini önermiş olması da önemli bir etkendir.

 

ON: Ülkücüler sadece sistemi eleştirmezler, aynı zamanda ona dair çözüm önerilerini de sunarlar. Dün çözüm ortaklığına ve HDP ile yapılan bölücü anayasaya hayır dedikleri için, bugün MHP imzası bulunan milli üniter yapının korunduğu anayasaya EVET derler. Hem eleştiren, hem de çözüm önermeyen olmak istemezler. Yeni sistemde sol cenahtan, bölücü partilerden bir adayın yönetime gelmesinin imkansız olduğunu, buna karşın bir ülkünün bu makama gelip, devleti millileştirmesini daha gerçekçi buluyorlar. Bir gün o makama kendilerinin gelmesi ihtimalini imkansız görmüyorlar. “Bu sistemde MHP kalmaz” diyenlere inat, “bu sistemle CHP cumhurbaşkanı seçemez, AKP’nin de tek alternatifi MHP olur, buda bizim Kızıl Elmamıza ulaşmamız için daha iyi olur” diye düşünüyorlar.  

***

Sonuçta, ülkücüler bu referandumun başından sonuna merkezinde yer aldılar ve tartışmaların her iki tarafında oldular. Nihayetinde 16 Nisan’da Yüce Türk Milleti bir karar verecek, ülkücülerde bu kararda üzerine düşeni yapacaktır.

16 Nisan’a 2 gün kaldı.

Bekleyelim, görelim..

YORUMLAR

  • 0 Yorum