Şeytanın gör dediği yerden görüp..
Dünya üzerinde olan, biten, duran, giden, uçan, kaçan her şeyi eleştiren..
Tüm olayları en ince çarpanlarına kadar ayıran..
Düz ve pürüzsüz bir boyama yaptıkları fikrinden yola çıkarak,fırçayı her zemine
dokundurup, bırakana kadar nefesini tutan..
Herkese akıl verip, dünyaya nizamat tayin edenler, bugünlerde pek sessiz..
***
Şu, dünyada her şeye karışan küresel kuruluşlardan söz ediyorum.
Söz temsili..
Nerede insan hakkı yenmiş..
Nerede kaç gazeteci tutuklanmış..
Nerede işkence yapılmış..
Nerede bilmem ne olmuş ota boka rapor hazırlayan kurum, kuruluşlar var ya hani..
BM'nin kurulları, Avrupa Birliği'nin konseyleri, Arap Birliği'nin teşkilatları..
Daha bir sürü var, şu var, bu var..
Yaptıklarına anlamsız demiyorum. Elbet işkenceler olmasın, gazeteciler de
fikirlerinden dolayı tutuklanmasın..
Şunu diyorum:
Madem küreselsin, madem her şeye zagon yürütüyorsun, dünyayı sarsan virüsün
yayıldığı Çin'e neden racon kesmiyorsun?
***
Sebep?
Sebebi şu:
Biliyoruz ki, bu salgın "Masa hariç dört bacaklılar, uçak hariç kanatlı her şey, gemi hariç yüzen
bütün canlıların" satıldığı ve yenildiği Çin'de ortaya çıktı.
Dünyayı bir ateş çemberinden ve insanlığı da zorlu bir sınavdan geçiren virüsün kaynağı
Çin, Coronavirüs'le mücadeleyi kazandık deyip, yarasa yiyen bir
kadının dünyayı enfekte ettiği ileri sürülen Wuhan'daki pazarı alelacele yeniden açtı..
Virüsün ortaya çıktı bölgede daha düzenli otobüs seferleri başlamadan, okullar açılmadan
her türlü haşere ve sürüngenin satıldığı, kesildiği, yenildiği pazar müşteri kabul
etmeye başladı.
Virüsü önledik deyip söz konusu pazarı alelacele açmasından belli ki, kadim açlıklar ve kıtlıklar
ülkesi Çin, gelenekselleşmiş bu toksik yiyeceklerin yenilmesine, satılmasına dur demeyecek..
***
Önceleri, 'taa Çin'den gelip bizi mi bulacak, yazın geçer' diyenler bugün giderek artan bir
kaosun içinde debeleniyor.
Gelinen noktada virüs yayılıyor.
Çocuğu, genci, yaşlısı... İnsanlar ölüyor.
İnsanlık ise ölmek üzere..
Toplumun temel dinamikleri sarsılıyor..
Tüm dünya ekonomileri dev bir felaketin hem pençesinde hem de eşiğinde.
Virüs sadece ekonomileri değil sosyal yaşamı da tehdit ediyor.
İnsanlar işlerini kaybediyor..
Bir çok devlet, bir çok kurum, bir çok aile bu sarsıntıyı atlatsa da etkisini uzun
yıllar taşıyacak. Bu kesin..
***
Ancak...
Yazının başında saydığım tatlı su kurumları, Çin'e "Aga bir dur, ortalık zaten karışık, şu
yarasayı bilmem neyi biraz yemeyin" dedi mi?
Dünya Gıda Örgütü denen kuruluş, "Aynı pazardan bir başka virüs çıkagelirse.. Kim
garanti eder bu tarz yeme kültürünün bundan sonra da corona 20, 21, 68,69 bilmem
kaç numaralı yeni bir virüsü dünyanın başına bela etmeyeceğini.. Açmayın şu
pazarı" düşüncesini seslendirdi mi?
Yapamazlar, çünkü bağımsız değiller..
Hasılı..
Asıl virüs paranın söz konusu olduğu yerde..
Mahalle yanarken saçını tarayanın sadece Çin olduğunu sanıyorsanız, kapitalizmi hiç
tanımamışsınız demektir..
YORUMLAR