BİR YILIN ARDINDAN

Kurtuluş, devlet ve milletinin

yanında hainlerin karşısında

Ülkemizi ele geçirmek üzere sinsice örgütlenen, bunu yaparken de bu milletin kutsal değerlerine bürünen FETÖ ihanet teşkilatı, Recep Tayip Erdoğan önderliğindeki iktidar varken hain emellerine ulaşamayacağını anlayınca, en iyi bildiği yöntem olan iftira silahını kullanmaya başladı.

Amerika’daki ininden zehir saçan, nesebi gayri sahih Fethullah Gülen denilen sözde cemaat liderinin ülke içindeki hainlerince, kahraman ordumuzun kahraman subaylarına kurulan çeşitli adlar altındaki tezgah, Recep Tayip Erdoğan önderliğindeki iktidara da kurulmaya başlandı.

Çünkü, ülkeyi ele geçirme amaçlarının önünde artık tek engel olarak Erdoğan’ı görüyorlardı.

ERDOĞAN’A ERGENEKON

TÜREVİ KUMPASLAR KURULDU

Çalınan sorularla üniversiteye sokulan, elerine verilen sorularla kamuya yerleştirilen, çeşitli tezgahlarla üst kademe/makamlara çıkartılan FETÖ’cü hainler, Amerika’daki elebaşlarından gelen ihanet talimatlarına harfiyen uyarak, uzun süreli olarak halkın desteğiyle iktidarda olan Recep Tayip Erdoğan’a tarihte görülmemiş derecede iftira kumpasları kurmaya başladılar. Aslında, Recep Tayyip Erdoğan’a uygulananlar, ordu mensuplarına daha önce kurulan kumpasların farklı versiyonuydu.

TÜRK HALKI İFTİRA VE KUMPASLARA

RAĞMEN ERDOĞAN’A İNANIYORDU

İhanet çetesinin, kara propagandalarıyla, yüce Türk milletinin kafasında istifham oluşturmak için giriştiği 17/25 Aralık’tan hemen sonra, Mart 2014’te yapılan yerel seçimlerde görüldü ki, Recep Tayip Erdoğan’a destek azalmamış, yine yüksek bir oyla yerel yönetimlerin büyük bölümü, AK Parti’li kadrolara teslim edilmişti.

Ancak, ‘kara propagandanın’ çarkları çalışmaya devam ediyordu. Martta yapılan yerel seçimlerden birkaç ay sonra, Ağustos 2014’te Cumhurbaşkanlığı seçimleri yapıldı. Tarihte ilk kez, Türk milleti Cumhurbaşkanını kendi oyuyla seçiyordu.

Amerika’da çöreklenmiş yılan ve içerideki hainleri, bu seçimlerde de istediğini elde edemediler. Recep Tayip Erdoğan, halkının oyuyla ilk turda seçilerek, Cumhurbaşkanı oldu.

DİN ADAMI KILIKLI ŞARLATAN

UYUYAN HÜCRELERİNİ UYANDIRDI

Ülkeyi ele geçirmek üzere kurulan/kurdurulan Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’nın başındaki din adamı kılıklı şarlatan, nesebi gayri sahih hain, Recep Tayip Erdoğan ve onun kadrolarını her türlü iftiraya, kumpasa, tuzağa rağmen ekarte edemeyeceğini anlayınca taktik değiştirdi.

Kimlerle ilişkisi olduğu bilinmeyen, hangi Türk düşmanlarıyla yatıp kalktığı, hangi Müslüman karşıtlarıyla ne haltlar yediği asla belli olmayan hain, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kadrolarına birilerinin hakkını yiyerek, çaldıkları sorularla yerleştirdiği hainleri, adeta uyuyan bir hücreye emir verir gibi uyandırdı ve ülkenin hıyanetle, darbeyle ele geçirilmesini buyurdu.

YÜCE TÜRK MİLLETİ, HAİN

DARBE GİRİŞİMİNİ ÖNLEDİ

Normal süreçte kendi becerisi, zekası ve beyinsel varlıklarıyla bulundukları yerlere asla gelemeyeceklerini çok iyi bilen embesiller sürüsü, hainden gelen emre uyup uymamayı bir an bile düşünmediler. Her birisi birer hain olarak yetiştirilen ve ABD’nin avucunda yuvalanan din adamı kılıklı sümüklü sahtekarın emrine uymaya gönüllü sözüm ona paşalar, albaylar, diğer subaylardan oluşan bir avuç hıyanet şebekesi 15 temmuz 2016’da, ülkeyi ele geçirmek üzere harekete geçtiler. Ordu içindeki küçük bir grup FETÖ’cü, ülkeyi ele geçirip, Amerika’daki haini, tıpkı İran devriminde olduğu gibi, Humeyni’ye benzer şekilde Esenboğa’ya indirmeyi başaracaklarını zannettiler.

Recep Tayyip Erdoğan’ın dirayetli tutumu ve halka sokağa inin çağrısıyla meydanları dolduran yüce Türk milleti, hain darbe girişimini önledi.

Ancak maalesef 249 şehit verildi, yaklaşık 2 bin 193 kişi de gazi oldu.

HAİNLER YÜCE TÜRK ADALETİNE HESAP

Ülkemiz büyük bir badireden kurtuldu. Din kisvesi altında milleti aldatan hain girişim bertaraf edildi.

Hain girişime kalkışan ve onlara yardım eden askeri personel, emniyet mensubu, kamu görevlisi hızlıca devlet kurumlardan temizlendi. Temizlenmeye devam ediyor.

Hemen ardından ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) ile de devlet, haklı olarak, bu hain yapıya destek veren kurum, kuruluş ve kişileri enterne etme yoluna gitti. Temizlik harekatı, sürüyor. Hainlerin  büyük kısmı yüce Türk adaletine hesap vermeye başladı.

FETÖ’CÜLERİN TEHDİT ETTİĞİ

KURTULUŞ’A ATILAN İFTİRA

Kurtuluş gazetesi olarak, devletin hainlerden arındırılmasına sonuna kadar destek verdik.

Seçilmiş Cumhurbaşkanı  Recep Tayyip Erdoğan ve hükümetin yanında durduk, durmaya da devam ettik.

Ne var ki, yayınlarından dolayı geçmiş zamanda FETÖ’cülerin tehdit ettiği bir gazete olan Kurtuluş, 27 Temmuz 2016’da nasıl, neden, niçin ve kim tarafından verildiğini bilemediğimiz bir kararla kapatıldı.

KARANLIK YAPININ ORTADAN

KALDIRILMASI GEREKTİĞİNİ

DEFALARCA İFADE ETTİK

Bireysel ve kurumsal olarak mücadele ettiğimiz, her düzlemdeki konuşma ve görüş serdetmelerimizde bu yapının Türk ve Türkiye düşmanı, bozguncu, Müslüman görünümlü İslam karşıtı, amaçlarının ülkeyi bölmek ve parçalamak olduğunu vurguladığımız, mevcut durumda bu karanlık yapının hakkından sadece ve sadece Recep Tayyip Erdoğan’ın gelebileceğinin altını çizmiş olmamıza rağmen, gazetenin yayınları, yayın politikaları ve siyasi görüşü ortada dururken, hıyanet şebekesinin yandaşı gibi gösterildik. Ve bizim açımızdan karanlık bir süreç de böylelikle başlamış oldu.

MÜJDEMİZİ CUMHURİYET

BAYRAMI ARİFESİNDE ALDIK

Gazete kapatıldıktan sonra çevremizden, bu işte bir yanlışlık olduğunu, FETÖ’cülerle bizim yan yana asla gelemeyeceğimizi duymak moral ve güç sağlasa da belirsiz bir karanlığın sonundaki aydınlığın ne zaman geleceğine dair hiçbir ipucu vermiyordu.

Burada yapılabilecek tek şey, devletimizin gücüne ve adaletine inanmaktı. Öyle yaptık. Tevekkülle, sabırla bekledik ve müjdemizi 29 Ekim 2016 Cumhuriyet Bayramı arifesinde aldık.

Büyük yanlış düzeltilmişti.

Çevremizdekilerin bize, bizim de devletimize olan güvenimiz boşa çıkmamıştı.

Bu durumu yüce Allah’ın bize bir imtihanı olarak kabul edip, yolumuza kaldığımız yerden devam etmeye başladık.

TÜRKİYE BÜYÜK BİR COĞRAFYADA

UMUDUN ÖTEKİ ADIDIR

Yeniden çıktığımız yolda, eski duruşumuz neyse şimdiki tavrımız aynıdır. Kurtuluş, bundan sonra da seçilmiş iktidarın destekçisi, Türk milletinin ve Türkiye’nin yanında, her hainin karşısında olmayı sürdürecektir.

Zira.

Doğu Türkistan’dan Kosova’ya, Sibirya içlerindeki Altay’dan, Hakasya’dan, Yakutistan’dan Irak’taki, Suriye’deki Türkmenlere, kendi soydaşları tarafından dışlanan Katar’a, Gagauzya’dan Bosna’ya, İsrail mezalimi altında inleyen Filistin halkına kadar Türkiye, büyük bir coğrafyada başta Türklerin olmak üzere çeşitli milletlerin ortak umududur.

KURTULUŞ, HAİNLERİN HER

ZAMAN KARŞISINDA OLACAK

Türkiye ve Türkler var oldukça mazlum milletlerin yanında olacaktır.

Bunu bilen kimi devletler, Fethullah Gülen gibi nesebi gayri sahih hainleri, çeşitli rollere sokup, Türkiye’yi yok etmeye yeltenmişlerdir, kuşku yok ki bundan sonra da çabalarını sürdüreceklerdir.

İşte bu noktada Kurtuluş, bu hainlerin de karşısında durmaya devam edecek.

Yaşasın Türkiye!

Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti!