phishing
İSMAİL AKAR

İSMAİL AKAR

GÜNDEM

Haber Medya ve Hukuk

Pazar akşamı Rehberlik Araştırma Merkezi (RAM) salonundayız. Afyonkarahisar Belediyesi tarafından organize edilen Haber Medya ve Hukuk Panelinde ekranın sevilen yüzleri Duygu Canbaş, Buket Aydın ve Av. Serkan Toper’in konuşmacı olduğu paneli izliyoruz.

Haberci Buket Aydın’ın haber ve medya konusunda değerlendirmelerini dinledikten sonra moderatör Duygu Canbaş salondakiler arasında bir-iki soru ile anket yaptı. Basına güven olmadığı çıktı anketin ilkinde. İkincisinde ise yeni anayasa ve başkanlık sistemi isteyenler ve istemeyenler oylandı. İstemeyenler ağırlıkta çıktı.

 

BAŞKANIN GÖREVDEN NASIL ALINACAĞI AÇIK DEĞİL

Söz alan Av. Serkan Toper, “Başkanlık sisteminin istikrar, demokratik yönetim ve kuvvetler ayrılığı konusunda olumlu, bölgesel yönetimde ve seçilen başkanın görev süresi bitinceye kadar ne yaparsa yapsın görevde kalmasının da sıkıntı yaratacağı çekincenin” altını çizerek “Yarı başkanlık sistemi ülkemize daha uygundur” görüşünü savundu. “Ve belki de asıl sorun mevcut Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkan olup olmamasına odaklandı” demesi üzerine Gazeteci Dinçay Doğar, “Şu veya bu kişilerin başkan olmasından öte sorun dayatma algısının oluşmasıdır. Biz dayatmalara karşıyız. Dayatma olmaz. Olmamalı” dedi.

Haber konusunda Buket Aydın’ın yazılı görsel ve işitsel haber yerine yanlışlarla dolu sosyal medya haberciliğini eleştiren değerlendirmesine Gazeteci Ömer Mazi, “Haber alıcılar sosyal medya haberciliği ile gerçek haberci arasındaki ayrımı yapar. Yapıyor” dedi.

Haberde tarafsız ve adil olma konusunda ise Gazeteci Polat Yılmaz, “Günümüzde haberler adil değil. TRT’ye bakalım 10 dakika iktidar partisi, bir dakika muhalefet partisi haberi. Ayrıca Alo Fatih, havuz medyası, Başbakana ağlayan gazete patronlarını gördü bu ülke” değerlendirmesi yaptı.

 

ÇOBAN: OY DÜŞÜŞÜNE ERDOĞAN’IN ALANLARA İNMESİ NEDEN OLDU

Söz alan Belediye Başkanı Buhanettin Çoban ise “Her dönem iktidara basın organları ağırlık verir. Afyon da Kurucu Ak Parti İl Başkanıyım. O dönemde bizi de görmediler. Mağdur ettiler. Hatta muhtar olamaz dedikleri Erdoğan Başbakan ve Cumhurbaşkanı oldu. Haziran seçimlerinde yüzde 41 oy almamız Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın alanlara inmesiydi. Kasım seçimlerinde bu azaldı ve oylarımız arttı. Yeni anayasa ve başkanlık sistemi meclisteki partiler arası uzlaşma ile olmalı” dedi.

 

AKÜ ÖĞRENCİSİNİN SORUSU, SORU İŞARETLERİNE NEDEN OLDU

Sonra basın özgürlüğü gündeme geldi. Buket Aydın bir öğrencinin sorusu üzerine Can Dündar ve Erdem Gül’ün faaliyetlerinin gazetecilikten öte cemaat işbirliği ve ülke birliğine karşı eylemlerden dolayı tutuklandığını söyledi. Ben söz aldım. “Siz de birileri gibi Anayasa Mahkemesi kararını tanımıyor musunuz? AYM verdiği kararda bu iki gazetecinin yaptığı haberciliktir. Casusluk yoktur bu nedenle tutuksuz yargılanır. Karar bu. Sizin söylediğiniz ile AYM kararı çelişiyor” sözlerim üzerine panelistler, AYM kararlarının nihai bir karar olduğunu ve herkesin uyması gerektiğini, basın özgürlüğünün önemine vurgu yaptılar. Ayrıca yeni anayasa ile başkanlık sisteminin tartışmalar sonucu doğru yolun bulunacağını anlattılar.

 Bu arada AKÜ’de okuyan bir öğrenci öğrencisinin, “Ben son sınıf öğrencisiyim ve basıncı olmak istiyorum. Basıncı olmak için ne yapmalıyım” sorusu dikkat çekiciydi… “Basıncı” ne demek? Köfteci. çaycı, muhasebeci olur da basıncı olur mu? Haberci, gazeteci olanlar veya bu yolun eşiğindekiler sordukları sorular ile kendilerini belli eder.

Şimdi böylesi paneller önemli. Herkes konuşarak değerlendirme yaparak karşı düşünceyi ötekileştirmeden saygılı bir üslup içinde fikirlerini paylaşır.

Başta panelistler Duygu Canbaş, Buket Aydın ve Av.Serkan Toper ile emeği geçenleri katkılarından dolayı kutluyorum. Böylesi toplantıların artarak devam etmesini bekliyorum.

Yararlı bir paneldi. Çünkü son yıllarda toplum belirli eller tarafından sen-ben, siz–biz şeklinde keskin hatlarla ayrılıyor. Bu panelde de gördük ki farklı düşünce ve bakış açışındaki insanlarda ortak akıl öne çıkar ve egemen olur. Ortak payda yaşanabilir bir Türkiye çabası ve özlemi olduğunun altını çizmek lazım.

Basın özgürlüğünün budandığı demokrasi ve hukukun mumla arandığı bu günlerde bitecek. Önemli olan geleceğe ve aydınlığa karşı umudumuzu yitirmeyelim.

 

HOŞ GELDİN KADINIM

Bu arada bugün Dünya Emekçi Kadınlar Günü. Nazım Hikmet’in şirini paylaşarak tüm kadınlarımızın gününü kutluyorum.

“hoş geldin kadınım benim hoş geldin 

yorulmuşsundur; 

nasıl etsem de yıkasam ayacıklarını 

ne gül suyum ne gümüş leğenim var, 

susamışsındır; 

buzlu şerbetim yok ki ikram edeyim 

acıkmışsındır; 

beyaz ketenli örtülü sofralar kuramam 

memleket gibi yoksuldur odam. 

hoş geldin kadınım benim hoş geldin 

ayağını bastın odama 

kırk yıllık beton, çayır çimen şimdi 

güldün, 

güller açıldı penceremin demirlerinde 

ağladın, 

avuçlarıma döküldü inciler 

gönlüm gibi zengin 

hürriyet gibi aydınlık oldu odam... 

hoş geldin kadınım benim hoş geldin.”

 

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum