phishing
İSMAİL AKAR

İSMAİL AKAR

GÜNDEM

Borçlu boynu bükük olur

 

  Borçlu boynu bükük olur

 

Geçtiğimiz hafta içinde yaşananları satır başlıkları ile baktığımızda karşımıza ilginç tablolar çıkıyor.

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e son zamanlarda ortaya çıkan şarlatanlar hakaret ve adice suçlamalarda bulunuyor. Bunları utanmadan TV kanallarında ve gazete sayfalarında yapıyorlar. Milletimiz Atatürk’e sahip çıkarak bu ahlak yoksunu insanlara gereken cevabı verdi. Hele Gazeteci Fatih Altaylı’nın bir yazısı var ki,  bu üçlünün anlayacakları dilden. Atatürk’ün annesine kadar dil uzatanlara Altaylı diyor ki, “Bunların adı bazen Mustafa, bazen Süleyman, bazen Hasan olabiliyor. İsimleri önemli değil. Bunlardan biri Atatürk’ün annesine, benim için önemi yok ama onlar için önemli gibi görünen, dinine bağlı bir kadına utanmadan ‘Fahişe’ deme cüretini gösteriyor. Peki bunu niye yapıyor biliyor musunuz? Çok basit bir yanıtı var. Ben de aklımın ermediği zamanlar böyleydim. Annem ev kadını olduğu için, bütün annelerin ev kadını olduğunu düşünürdüm. Anladığım kadarıyla bunlar da öyle. Her kadını kendi anneleriyle meslektaş zannediyorlar.”

Tam kapak olmuş bir cevaptı bence.

CHP’DE KONGRE TAKVİMİ İŞLİYOR

CHP’de sular durulmuşsa benziyor. Deniz Baykal yine TV ekranında boy gösterdi. Dahiyane projesini anlatmaya devam etti, ama bu kez çok fazla rağbet görmedi. Zaten kongre takvimi de işlemeye başladı CHP’de.

Pazar günü Anneler Günü kutlamaları yapıldı. Bu vesile ile anne ve anne adaylarının bu ulvi günlerini yeniden kutluyorum.

Gündemde öne çıkanları böylesi özetledikten sonra gelelim ekonomiye.

SON 10 YILDA BORÇLANARAK TÜKETTİK

Gerçekten kriz havası devam ediyor ne yazık ki ülkemizde.

Ülkedeki ekonomiye bakarken salt iç dinamikler yeterli sonuca götürmüyor. Dış dünya, özellikle ABD’deki gelişmeler önemli.

Başkan Trump iş dünyasına yönelik 5.5 trilyon dolarlık vergi kesintisine gidileceğini ilan etti. Bugün ABD’de faizler yüzde 2.25 civarında bu uygulama ile faizler artacak.

Doğaldır ki dolar artışı da kapımızda olacak.

Türkiye özellikle son 10 yılda borçlanarak tüketti. İç tüketim borçlanarak arttı ve bu ise yerli üretimi değil ithalatı büyüttü.

İthalat büyüdükçe dış ticaret açığımız ve buna bağlı cari açığımız aşırı yükseldi.

Biz ucuz ve kaliteli mal alalım derken kendi üretimimizi geliştirmeyi tamamen pas geçtik.

Bunun neticesi ne oldu?

REEL SEKTÖRÜN TİCARİ KREDİ BORCU1 TRİLYON 154 MİLYAR TL

Türkiye son 10 yılda 600 milyar doların üstünde dış ticaret açığı verdi.

Dış borcumuz son 10 yılda 250 milyar dolar arttı.

Bu paranın çoğu üretim, geri kalanı alt yapı yatırımları. Yani yol, köprü vb.

Bugün Türkiye'de toplam borçların milli gelire oranı yüzde 127.2.

Özel sektörün borcu milli gelirin yüzde 68.1’i.

Reel sektörün ticari kredi borcu 2003 yılında 52 milyar Türk Lirasıydı.

Bu sene başında 1 trilyon 154 milyar Türk Lirası’na ulaştı.

Söz konusu dönem için artış yüzde 2.120.

Hane halkı 2003 yılında 13,4 milyar lira borçluydu.

Bugün 441 milyar lira borçlu.

Söz konusu dönem için artış yüzde 3.191.

Reel sektörün, yani üretim sektörünün döviz açık pozisyonu ise 2006 yılından 2016 yılına kadar dört misli büyüdü.

TÜRKİYE HER YIL 200 MİLYAR DOLAR BULMASI LAZIM

2006 yılı sonunda 29 milyar dolar olan döviz açığı 10 senede 215 milyar dolara ulaştı.

Bu borcun büyük kısmı bankalar tarafından verildi, onlar da yurt dışından borçlandı.

2013 yılı başından 2017 Mayıs ayı başına kadar doların Türk Lirası karşısındaki artışı yüzde 102.

Ve asıl ürküten bir gerçek var ki, Türkiye’nin her yıl borçları ve cari açığı için 200 milyar dolar bulması lazım.

Hani meşhur sözümüz var ya, ‘borç yiyen kesesinden yer’ diye. İşte bu durumdayız.

Yazımıza bildik söz ile noktayı koyalım.

Borçlu olanın boynu bükük olur.

İşte bu yüzden dünya ve ülkemizdeki siyasi gelişmeleri ekonomiden ayırmadan bakmak doğru sonuca götürür.

Ekonomik bağımsızlığınız yoksa ülkenizde ve sınırlarınızda her türlü oyunlar oynanır.

 

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum