Sürekli kandırılan bir partiye niye inanalım?

Sürekli kandırılan bir partiye niye inanalım?

Sürekli kandırılan bir partiye niye inanalım?
16 Aralık 2016 - 15:12 - Güncelleme: 17 Aralık 2016 - 16:50

Sürekli kandırılan bir

partiye niye inanalım?

 

CHP İl Başkanı Demirkırkan: Bu kadar çok kandırılan, yanlış yapan bir iktidarın ortaya attığı Başkanlık sistemi Anayasasına nasıl güveneceğiz?

 

Haftalık basın toplantısında Anayasa Değişikliği Teklifi'nin ülkedeki hiçbir sorunun çözümüne yardımcı olmayacağını ileri süren Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanı Kemal Demirkırkan, “Faturayı hep birlikte biz ödüyoruz, vatandaşlar ödüyor. Bunun sorumlusu kim? Sorumlu On beş yıldır bu ülkeyi yönetenlerdir. Şimdi sizlere soruyorum. Bu kadar çok kandırılan, yanlış yapan bir iktidarın ortaya attığı Başkanlık sistemi Anayasasına nasıl güveneceğiz” diye sordu.

Parti il binasında eski il başkanları Atamer Büyükbudak, Nevzat Ercan, Ramazan Akgöz ve Yalçın Görgöz ve bazı ilçe başkanlarıyla kadın kolları başkanlarıyla birlikte basının karşısına çıkan Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanı Kemal Demirkırkan, ‘Diyarbakır Sur’da hain terör örgütü PKK tarafından şehit edilen polislere Allahtan rahmet ailelerine başsağlığı diledi. Demirkırkan, aynı saldırıda yaralanan polislere de acil şifalar diledi.

 

POLİSİMİZE, ASKERİMİZE KURŞUN SIKANLARI LANETLİYORUZ

İstanbul'da yılbaşı gecesi Ortaköy'deki Reina adlı eğlence merkezine silahlı saldırı düzenleyerek 39 kişiyi öldüren, 65 kişiyi de yaralayan "Ebu Muhammed El Horasani" kod adlı IŞİD üyesi terörist Abdülkadir Masharipov’un yakalanması nedeniyle güvenlik güçlerine teşekkür eden Demirkırkan, “Bu operasyonla teröre karşı ciddi bir moral üstünlük sağlamamıza neden olan İstanbul polisini özellikle tebrik ediyoruz. Çok zor şartlar altında görev yapan güvenlik güçlerimize polisimize, askerimize kurşun sıkanları lanetliyoruz” diye konuştu.

 

 

Sözü daha sonra TBMM’de ikinci tur görüşmeleri dün başlayan Anayasa değişikliğine getiren CHP İl Başkanı Demirkırkan, konuşmasında şunları söyledi:

“AKP ve MHP gruplarının ‘Cumhurbaşkanını Anayasa’ya uyduramadık, Anayasa’yı Cumhurbaşkanına uyduralım’ diyerek gündemine getirdikleri Başkanlık sisteminin Anayasa görüşmelerinin birinci turu tamamlandı. Bu görüşmeler sırasında yüreklerini ortaya koyan, 21 yüzyılın Kara Fatmalarına, Yörük Ali Efe’leri olan tüm CHP milletvekillerine Türk Ulusu adına, örgütlerimiz adına teşekkür ediyoruz. Baskılara karşı, kadın vekillerimize kaba kuvvet uygulamaya varan uygulamalara karşı vekillerimiz inançlarıyla, yürekleriyle Cumhuriyet Halk Partisine, Kuvayi Milliye ruhuna yakışan onurlu bir mücadele verdiler. Biz burada CHP Afyonkarahisar örgütleri olarak eski ve yeni ile başkanlarımızla, ilçe başkanlarımızla, kadın ve gençlik kolları başkanlarımızla birlikte CHP milletvekillerini tebrik ediyoruz. Bu haklı mücadelede sonuna kadar yanlarındayız.

 

KANDIRILDIK’ DİYENLERE NASIL İNANALIM?

Bugün terör tehdidi altında bulunan vatandaşımız, askerimiz, polisimiz can derdinde, halkımız ekmek derdinde, esnaf siftah derdinde, bunlar başkanlık derdinde.

14 yıldır ülkeyi yöneten AKP’nin ‘aldatılmadığı’, ‘kandırılmadığı’ politikası var mı? Peki bu iktidarın ‘başkanlık’ konusunda yanılmadığından,  vatandaşlarımızın aldatılmadığından nasıl emin olacağız?

Ergenekon, Balyoz davalarında Genelkurmay Başkanı dahil komutanları, aydınları hatta milletvekilleri terörist ilan edilirken, Silivri zindanları dolup taşarken, Kozmik odalara girilirken seyirci kalan, sonra  ‘Biz hata yapmışız. Bir kumpasa biz teslim olduk. ‘Kandırıldık’ diyenlere nasıl inanalım?

 

FETÖ YE TESLİM EDENLERE NASIL GÜVENECEĞİZ?

Açılım süreci denilen ihanet sürecinde Peşmergeleri ülke topraklarından geçiren Oslo’da PKK ile masaya oturan, İmralı’ya haftalık gemi seferleri düzenleyip HDP milletvekillerini ulak yapan, Nevruzda Bebek katilinin ve Terör örgütü PKK’nın bildirilerini okutan, açılım süreci uğruna yollara döşenen tonlarca bombaya sesini çıkarmayan, askere harekat emri veremeyen, ardından ‘kandırıldık, sözlerini tutmadılar’ diyene nasıl güveneceğiz.

FETÖ ile birlikte yıllarca aynı menzile yürüyüp, devletin tüm kurumlarını temsil FETÖ ye teslim eden, bu sırada bütün uyarılara itibar etmeyen 15 Temmuz darbesi sonrası ‘Yanılıyoruz, yanıldık, yanlış yaptık. Allah bizi affetsin’ diyerek sıyrılanlara nasıl güveneceğiz.

 

‘SURİYE POLİTİKAMIZ YANLIŞTI’ DİYENLERE NASIL GÜVENECEĞİZ?

Esad’ı devirmek için Esed yapan Amerika ile kol kola Suriye’ye giren, ancak 3 yılın sonunda yüzbinlerce ölü ve yaralı, sınırlarımız içerisinde 3,5 milyon mülteci ile birlikte Esad iktidarını tanıyarak Rusya ile kol kola çıkan, hükümet sözcüsünün dahi ‘Suriye politikamız yanlıştı’ dediği bir iktidara nasıl güveneceğiz.

Rus uçağı düşürüldüğünde ‘sınırlarımızı  ihlal edenler sonuçlarına katlanır’ diye efelenen, turizmin çökmesi, yumurta, sebze meyve ihracatının çökmesi, inşaatçılarımızın ortada kalması sonrası ‘Pilot FETÖ’cüymüş’ deyip çark edip mağduriyet yaratan, ardından dönemin Başbakanı Davutoğlu’nun ‘Pilot FETÖ’cü değildi’ açıklamasını yaptığı hükümete nasıl güvenelim. Daha onlarca ciddi örnek verebiliriz.

 

BAŞKANLIK SİSTEMİ ANAYASASINA NASIL GÜVENECEĞİZ

Faturayı hep birlikte biz ödüyoruz, vatandaşlar ödüyor. Bunun sorumlusu kim? Sorumlu On beş yıldır bu ülkeyi yönetenlerdir. Şimdi sizlere soruyorum. Bu kadar çok kandırılan, yanlış yapan bir iktidarın ortaya attığı Başkanlık sistemi Anayasasına nasıl güveneceğiz. Tabelalardan TC ibaresini kaldıran, Okullarda Andımız’ı kaldıran, müfredattan Atatürk ve İsmet İnönü’yü çıkarmak için her fırsatı kullanan bir iktidara daha 3 gün önce AKP grubu adına konuşan sayın milletvekilinin ifade ettiği şekliyle Anayasa’nın ilk 4 maddesini de değiştirilebileceğini ifade eden bir iktidarının nesine güveneceğiz.

Getirilen Başkanlık sistemi Türkiye’nin hangi sorunun çözecek? Terörü nasıl bitireceğiz? Hukuk güvenliği, yargı bağımsızlığı nasıl sağlanacak? Yoksulluk nasıl bitirilecek? İşsizlik nasıl azaltılacak? Tüm güçleri, iradeyi tek bir adama devredince bu sorunlar çözülecek mi? 15 yıldır tek başınıza iktidardasınız. Son iki yılı fiili başkanlık sistemi. Hangi sorunu çözebildiniz? Terör hala can almaya devam ediyor, dış politika harap, ekonomi çökmek üzere.

 

İŞSİZLİK 2016 YILINDA YÜZDE 11,8’E ÇIKTI

Demokrasi ve kalkınma birbirlerini tamamlayan unsurlardır. Demokrasi olmadan istikrar ve gerçek kalkınma da olamaz. Başkanlık ısrarı ülkemizi kaosa sürüklüyor.

Son çeyrekte Türkiye ekonomisi yüzde 1,8 küçülmüş

Kadınlar arasında işsizlik oranı yüzde 15,5. 2014 Ağustosta fiilî başkanlık başladığında 1 milyon 133 bin kadın işsizken bugün fiilî başkanlıktan iki sene sonra 1,5 milyon kadın işsiz.

2014 yılında yüzde 10 olan işsizlik 2016 yılında yüzde 11,8’e çıkmış yani 2014’te fiilî başkanlığın başladığı yılda 3 milyon kişi işsizken fiilî başkanlığın sonucunda bugün 3,5 milyon kişi işsiz. 500 bin kişi sizin başkanlık sevdanız yüzünden feda edilmiş; iş arıyor ve bulamıyor.

 

FİİLİ BAŞKANLIK ÜLKEYİ GERİYE GÖTÜRDÜ

Hukukun üstünlüğü sıralamalarında 40 ülkenin daha gerisine düştük. Bugün Türkiye 113 ülke arasında hukukun üstünlüğünde 99’uncu sırada.

İki yıl içerisinde ekonomik özgürlüklerde 15 ülkenin gerisine düştük. Neden? Çünkü fiilî başkanlık yaşanıyor. 190 ülke arasında 79’uncu sıradayız.

İş yapma kolaylığı, 180 ülke arasında 69’uncu sıradayız. 18 ülkenin gerisine düştük. Neden? Başkanlık sevdanız yüzünden.

Küresel rekabet gücünde bu iki sene içerisinde fiilî başkanlık yaşanırken Türkiye’nin küresel ekonomide rekabet etme gücü eridi, 10 ülkenin gerisine düştük, 138 ülke arasında 65’inci sıradayız.

 

BENZİN 6 , MAZOT 5 TL’Yİ ZORLAMAYA BAŞLADI

Türk lirası, eriyip gidiyor gözümüzün önünde. O kadar ki 150 para birimi arasında en çok değer kaybeden para birimleri arasındayız. Türk lirasının değerinin erimesiyle millet her geçen gün fakirleşiyor, aşını işini kaybetme tehlikesi her geçen gün artıyor.

Dolar 4, Euro 4,5 TL sınırında. Benzin 6 , mazot 5 TL’yi zorlamaya başladı.

Biz, milletimize gitmekten hiçbir zaman korkmadık, korkmadığımızı da her zaman gösteriyoruz. Milletvekillerini erken seçimle tehdit edenlere Hodri Meydan buyrun erken seçime dedik. Ülke OHAL rejimiyle yönetilirken; artan terör olaylarının vatandaşa saldığı korku tüm ihtiyaçların önüne geçmiş, yurttaşlarımızı depolitize ederek güce yönelişi artırırken; iktidar, en küçük aykırı bir sesi bile tehdit kabul edip kovuşturmaya tabi tutarken; medya, iktidarın fiili baskısı ve mali kontrolü altındayken; sosyal medyaya sürekli kapatma ve yavaşlamalar uygulanırken toplumsal bir mutabakat metni olması gereken anayasa değişikliğini nasıl yapacağız?”●Polat Yılmaz

 

 

Bu haber 850 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum