Saadet Partisi Afyonkarahisar Gençlik Kolları'nın Ramazan ayı münasebetiyle düzenlemiş olduğu gençlik iftar programı, yönetim kurulu ve beraberindeki gençlerin katılımı ile icra edildi.

İftar yemeğinin ardından D8’in kuruluşunun 20.yıldönümü olması sebebiyle hasbihal edildi.

Saadet Partisi Afyonkarahisar Gençlik Kolları'nın Ramazan ayı münasebetiyle düzenlemiş olduğu iftar programı, yönetim kurulu ve beraberindeki gençlerin katılımı ile icra edildi. iftar yemeğinin ardından D-8'in 20. kuruluş yıldönümü olması hasebiyle ilgili konu üzerine konuşmalar yapıldı ve görüşler dile getirildi. İlk konuşmayı yapan Saadet Partisi Afyonkarahisar

Gençlik Kolları Başkanı Yasin Kara:

"Bugün aynı zamanda, 20 yıl önce kurulmuş olan , ve Dünya İslam Birliği’nin bir adımı olan, D-8'in kuruluş yıl dönümüdür. Bu vesile ile bu tarihi olayı anmadan da geçemeyiz. 1990 yılında komünizm çökmüş, dünya tek kutuplu hale gelmişti. Hakikati değil gücü ve kuvveti üstün tutan, batı merkezli ve tek kutuplu bir dünya vardı. Bu dünyanın öncülüğünü başta Nato ve Bm aracılığı ile ABD oluşturuyordu ve dünyaya artık tek başlarına hüküm sürebilirlerdi.

Karşılarındaki tek büyük tehlike ise islam dünyası idi. Çünkü 60 ülke, 1,5 milyara yakın bir nüfus, ve enerji kaynaklarının büyük bir kısmı bu ülkelerde. Bu ülkelerin birleşmesi elbette batı merkezli tek kutuplu dünyanın sömürge politikalarının tehlikeye girmesi demekti.

İste böyle bir dönemde, 1996 yılında Türkiye'de iktidar olan Refah Partisi, bu gerçekleri bildiği için, Çok kısa bir sürede çeşitli coğrafyalardaki 8 Müslüman ülkesini bir araya getirmiş ve haziran 1997'de, İstanbul'da yapılan bir toplantı ile, D-8'in kurulduğu dünyaya ilan etmişlerdi. D-8’ler bundan 20 yıl önce kurulurken, şu 6 temel prensibi benimsemişti: - Savaş Değil, Barış. - Çatışma Değil, Diyalog. - Çifte standart değil, Adalet. - Üstünlük değil, Eşitlik. - Sömürü değil, Hakça paylaşım. - Baskı ve zulüm değil, gerçek manada Demokrasi ve İnsan Hakları.

Bu 8 ülkeyi belirtecek olursak: Türkiye Mısır, İran ,Pakistan, Bangladeş, Nijerya, Endonezya, Malezya. Bu ülkelerin toplam nüfusu 1 milyar civarında. Yani dünya nüfusunun 7'de 1’i. Yine bu ülkelerin sahip oldukları petrol ve doğalgaz, bütün dünyanın sahip olduğu rezervlerin yaklaşık 5'te 1'i kadardır. İşte Refahyol hükümeti böyle bir dönemde iktidar olmuştu ve küresel sömürü düzeninin tekerine çomak sokacak olan, İslam Birliğinin çekirdeğini D-8 ile kurmuştu. Elbette ki işlerine gelmeyen batı kutbu, bir şekilde Refah Partisi'ni iktidardan indirdi. Bugün, İslam birliği gereği gibi yönetilmiş olsaydı, bugünkü dünya bu şekilde olmayabilirdi. Çok daha farklı bir Ortadoğu, çok daha farklı bir İslam dünyası ve daha farklı bir dünyada yaşıyor olabilirdik.

Bir örnek vermek gerekirse, bugün Türkiye'de Şangay birliğine girelim mi girmeyelim mi konuşuluyor. Şangay birliği bundan 20 yıl önce kurulmuştu. Ve kurucuları tarafından aktif bir şekilde çalıştırıldı. Eğer yine bundan 20 yıl önce kurulan İslam birliği, D-8 yeterince çalıştırılsaydı, bugün biz Şangay'a girelim mi diye konuşacağımıza, başka ülkeler, bizim kurduğumuz D-8'e girmeyi konuşuyor olabilirlerdi. Fakat siyonizm tehlikeyi gördüğü için, önlemini de almasını bilmişti. Fakat bu mücadele bitmiş değildir. Bugün Saadet Partisi kadroları, bunun mücadelesini vermektedir.

Bu bilgiler ışığında, İslam Birliği kaçınılmaz olacaktır. Hem bu sayede yüz yıllardır tüm Dünya’yı özellikle de İslam Dünyası’nı sömüren Siyonizm ve Amerikan emperyalizminin bu batıl düzenine bir taş koyulacaktır İnşa allah. Nitekim koyulmuş olacak ki, kuruluşundan kısa bir süre sonra, ülkemiz 28 Şubat sürecine sokulmuştur. Bize düşen, bugün bu organizasyonun aktif hale gelmesi için elimizden gelen mücadeleyi vermektir.“ diyerek gündemi değerlendirdikten sonra, iftar programına katılan gençlik kolları yönetim kurulu üyelerine ve misafirlere teşekkür ederek konuşmasını tamamladı.