Panik atakta kontrolü kaybedersiniz

Panik atakta kontrolü kaybedersiniz

Panik atakta kontrolü kaybedersiniz
04 Mayıs 2017 - 19:46

Panik atakta

kontrolü kaybedersiniz

 

Panik atakta bayılma hissi ile ilgili açıklamalarda bulunan Psikiyatrist Dr. Başar Akman, “Panik atakta fenalaşma, kontrolünü kaybedecekmiş, yere yığılacakmış gibi hisler oluşabilir. Bu, bayılma hissi olarak ifade edilir ancak bu gerçek bayılmadan farklıdır. Çünkü gerçek bayılmada şuurun devre dışı kalması söz konusudur” dedi.

 

Panik atakta ise vücudun kimyası bozulduğu için stres hormonları devreye girdiğinden paniğin birtakım bedensel yansılamaları olduğunu ifade eden Psikiyatrist Dr. Başar Akman, gerçek bir bayılma hali olmadığını belirtti. Psikiyatrist Akman, “Ama panik atak yaşayan kişi bunu böyle algılar. Birtakım bedensel halleri felaketleştirir. Aslında gerçek bir bayılmadan çok bayılacakmış hissi oluşur. Bayılma korkusu gelişir. Panik atak ile ilgili çoğu zaman düşülen bazı yanılsamalar vardır. Bunların başında panik atağın sadece psikolojik bir hal sanılması gelir. Ancak panik atak sadece psikolojik değildir. İşin içine beynin kimyası ile ilgili karmaşa girer. Vücutta stres hormonları salınır. Beyindeki kimyasal olarak seratonin, dopamin gibi kimi maddelerin ayarı bozulur. Vücutta aynı zamanda fizyolojik bir karmaşa oluşur. Aslında panik atakları sadece psikolojik bir karmaşa değil, aynı zamanda fizyolojiktir. Bundan dolayı vücutta titreme, terleme, çarpıntı, nefes almakta güçlük, kontrol kaybı, bayılma hissi oluşur. Panik atak sırasında düşülen sık hatalardan biri panik halinin altında yatan tıbbi bir risk var sanılır. Evet, panik atak sadece psikolojik bir durum değildir ancak, tıbbi bir risk içermez. Gerçek manada bir bayılma, kalp krizi, beyin kanaması, aklını kaybetme, çıldırma veya gerçek bir cinnet hali ile ilgisi yoktur” diye konuştu.

 

PANİK ATAK SIRASINDA BAYILMA

“Panik atak gerçek bir bayılmaya neden olmaz” diyerek önemli açıklamalarda bulunan Akman, şöyle konuştu; “Zaten burada düşülen tuzak budur. Kişi gerçekten bayılacağını sanır. Böyle hisseder. Bir fenalık hissi, titreme, terleme, çarpıntı, kontrolünü kaybedecekmiş hissi oluşur. Bu nedenle panik atak yaşayan kişi gerçekten bayılacağını zanneder, bundan kaçınmaya çalışır, yardım arayışına yönelik, yalnız kalmamaya çalışır. Hastanelerin acil servislerine başvurur. Lüzumsuz tıbbi tetkikler yaptırır. Birtakım kaçınma davranışlarında bulunur. Yanında her zaman su bulundurur, bir ilaç alıp anlık rahatlamaya çalışır. Gidip bir sakinleştirici almak ister. Bütün bunları yaptıktan sonra da "hah, bak, bayılacaktım, bayılmaktan kurtuldum" diye düşünür. Ancak bunları yaparak gerçekten bayılıp bayılmayacağını test etmemiş olur. Bu da bir kısır döngü şeklinde devam eder. Panik atakta kişinin algılarını bozan şey kendisinin neye "bayılma" dediği ile ilgilidir. Aslında kişi gerçek manada hiçbir zaman bayılmamıştır. Yüzlerce kez bayılacağını sanmış olsa da hiç bayılmamıştır. Ama yaşadığı hali bayılma olarak adlandırıyordur. Biraz işin içinde kendini salmak, bırakmak da vardır. "Biraz yatayım, istirahat edeyim, dinlenirsem belki bayılmam, kendime gelirim" dediği ruh halini bayılma olarak ifade ediyor olabilir. Bu anlamda da yanlış adlandırmış olur.”

 

BÜYÜK BİR HATADIR

Panik atakta bayılma hissini geçirme yöntemlerini de dile getiren Akman, “Panik atak, kaygı, bayılma hissi yaşayan kişilerin en sık düştüğü tuzak, yaşadığı o kaygı, korku, bayılma hissini hemen geçirmeye çalışmaktır. Ancak bu, büyük bir hatadır. Bu kaygıyı, korkuyu azaltmalıyım, geçiştirmeliyim, savuşturmalıyım, nasıl kurtulurum dedikçe o kaygı sorunu giderek köpürür.  Psikiyatristler panik atakta bayılma hissini yaşayan kişiye öncelikle şunu öğretmeye çalışır: İnsan ruhu anlamlandıramadığı, manalandıramadığı şeyi çözemez, gideremez. Önce çözümü; hemen rahatlamayı, iyileşmeyi askıya almalı, o anlık bayılma, kaygı, panik hissini hemen yok etmeye çalışmamalı, durumu anlamaya çalışmalıdır. Anladıkça orta uzun vadede rahatlanacaktır. Çünkü insanlar panikle umutsuzluğa düşer, bunun hiç geçmeyeceğini zanneder. Durumu daha dramatize eder. Bu da insanın kendi yazdığı senaryonun içinde kaybolmasına neden olur. Burada püf noktası, yaşanan kaygıyı, endişeyi bir an önce azaltma çalışırsak, o kaygı tam tersine köpürür. Kişi bunun yerine, bunu yavaş yavaş, orta uzun vadede nasıl başa çıkacağını düşünmeye başladığında ise bu durum kişinin hayatından giderek uzaklaşmaya başlar” dedi. 

Bu haber 1063 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum