‘İnsanımız anlamadan karar versin isteniyor’

‘İnsanımız anlamadan karar versin isteniyor’

‘İnsanımız anlamadan karar versin isteniyor’
11 Nisan 2017 - 20:02

‘İnsanımız anlamadan

karar versin isteniyor’

 

DP Lideri Uysal, Antalya’da düzenlenen basın toplantısında anayasa değişiklik paketi hakkında açıklamalarda bulundu: İnsanımızın ne getirip ne götürdüğünü anlamadan karar vermesi için özel bir çabanın sarf edildiği bir referandum sürecini yaşıyoruz”

 

 

 

ARİF YAĞCI-Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Antalya’da düzenlenen basın toplantısında anayasa halkoylamasına götürülen değişiklik paketi hakkında açıklamalarda bulundu.

 Referandum çalışmaları için gittiği Antalya’da, bir otelde düzenlenen kahvaltılı basın toplantısında konuşan Genel Başkanımız Gültekin Uysal, anayasa değişiklik paketine 'Hayır' diyeceklerini belirterek, “Recep Tayyip Erdoğan'ı koruma kanunu diyebileceğimiz anayasa değişikliği teklifiyle karşı karşıyayız” dedi.

 Uysal, CHP Genel Başkan Yardımcısı Çetin Osman Budak ile birlikte yaptığı basın toplantısında şöyle konuştu:

PARTİ DEVLET ANLAYIŞI, BU ÜLKEYE YAPILACAK EN BÜYÜK KÖTÜLÜKTÜR

“Bir deli gömleği giydirme teşebbüsü diyebileceğimiz ülkenin ihtiyacından daha çok, bir kişinin ihtiyaç listesine göre dizayn edilmiş referandum mantığından çıkartılarak, torba referandum paketiyle, çekirdeğinde yer alan maddeleri perdeleyerek, insanımızın ne getirip ne götürdüğünü anlamadan karar vermesi için özel bir çabanın sarf edildiği dönemde buradayız.

Türkiye, önündeki tercihle beraber, iktisaden hukuken, demokrasisiyle ile ya üst üste lig düşecek ya da tarihi yürüyüşüne, demokrasisine devam ederek Türkiye'yi olması gereken yere taşıyacaktır.

Parti devlet anlayışı, bu ülkeye yapılacak en büyük kötülüktür. İnsanı aldatma yoluna giderek hakimiyetin milletin elinden alıp bir kişinin inisiyatifine verildiği bir teşebbüsle karşı karşıyayız.

Türkiye'nin sınırsız yetki, sıfır denetim mantığına ihtiyacı yoktur. Anayasa değişikliğine bakıldığında cumhurbaşkanının yargılanma korkusunu görüyoruz.

Anayasal düzen, korunmasız bireylerin hak ve hürriyetlerini korumak için devlet gücünün hukuk eliyle sınırlandırılmasını ifade eder. Kuvvetlerin uyumu diyerek Türk devlet geleneğinin, töresinin dışına çıkarak, kendilerini suçüstü yakalanmışlık haliyle beraber kurulan mekanizmalarla kuvvetler ayrılığını hiçe sayacak bir kişinin vesayetini kurumsallaştıracak, böyle bir anayasa değişikliği teklifine 'evet' diyebilme imkanı akılla vicdanla düşünen insanlarımız için mümkün olmadığı kanaatindeyim.

RECEP TAYYİP ERDOĞAN’I KORUMA KANUNU

Recep Tayyip Erdoğan'ı koruma kanunu diyebileceğimiz anayasa değişikliği teklifiyle karşı karşıyayız. Bunun çekirdeğinde yargı kontrolü ve ömür boyu dokunulmazlık zırhını elde edilebilecek. 400'ün üzerinde oyla yüce divana sevk edileceksiniz. O bir kişi atama demokrasi içerisinde milletvekilliğini bile hiçleştirebilecek, onun atadığı milletvekili kendisiyle ilgili bir değerlendirmede bulunabilecek. Buna hiçbirimizin inanma imkanı yoktur.

Menderes, Demirel, Özal'ın da başkanlık istediği yönünde yalanla insanlara pazarlanma gayretindeler. 1950 ve 1960'lı yıllarda kayıtlara göre Menderes'in de böyle bir talebinin olmadığı ortadadır. Özal'ın başkanlık sistemi teklifinin, Demirel'in de tartışılması yönünde fikrinin olduğu kayıtlarda varıdır. Ama buradaki ayrıntının altını çizmek isterim; onlar başkanlık sistemi istedi, tek adam düzeni değil.

MİLLETİNE TÜRK MİLLETİ DİYEMEYENLERİN BU BÜYÜK ÜLKEYİ YÖNETMEYE HAKKI YOKTUR

Bu anlayış içerisinde bugün yerli ve milli diyerek, hani güzel bir Anadolu sözü var. 'Bal bal diyerek ağız tatlanmaz' deriz. Yerli ve milli demekle bu sistem yerli milli olmaz. Ülkenin bir tarafına geleceksiniz, milliğinizi biliyoruz, milliyetçilik yapacaksınız ama ülkenin diğer tarafında tek millet diyeceksiniz. O milletin adı yok mu? Bu büyük ülkede Türkiye Cumhuriyeti Devleti diyemeyenler, bu büyük ülkenin milletine Türk milleti diyemeyenlerin bu büyük ülkeyi yönetmeye hakkı yoktur.

2023’te Cumhuriyetin kuruluşunun 100'üncü yılını kutlayacağız. İkinci, Cumhuriyetin başlangıcı diyorlar buna. Görüyoruz ki Beyefendiler de kendilerini Atatürk yerine koyacak anlayış içerisinde. Türkiye'nin geçmişine sırtınızı dayayacağınıza, o sırtı yok sayarsanız, nice 15 Temmuzlarla ülkeyi karşı karşıya getirirsiniz.

 

 

Bu haber 824 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum