Her yetki kaynağını anayasadan almalıdır

Her yetki kaynağını anayasadan almalıdır

Her yetki kaynağını anayasadan almalıdır
25 Nisan 2017 - 19:27

Her yetki kaynağını

anayasadan almalıdır

 

 

 

AKÜ’de düzenlenen ‘Milli Egemenlik’ panelinde konuşan Okt. Koçak: Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz. Hiçbir kimse veya organ kaynağını anayasadan almayan bir devlet yetkisi kullanamaz

 

 

KURTULUŞ-Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Rektörlük Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölüm Başkanlığı tarafından “Milli Egemenlik” paneli düzenledi. Öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldığı panelin moderatörlüğünü Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ayşe Aydın gerçekleştirirken Okt. Talat Koçak ve Okt. Dr. Feyza Kurnaz Şahin ‘milli egemenlik’ üzerine çeşitli bilgiler verdi.

MECLİS EGEMENLİK KAVRAMI ETRAFINDA ŞEKİLLENİR

Panelin açış konuşmasını yapan Yrd. Doç. Dr. Ayşe Aydın, Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılışının 97. yıldönümü olmasından dolayı böyle bir etkinliği gerçekleştirdiklerini söyledi. Aydın, “Biliyorsunuz, 19 Mayıs 1919 Milli Mücadelenin başlangıcı olarak kabul ettiğimiz tarih. Arka arkaya Amasya Genelgesi, Erzurum Kongresi ve Sivas Kongresi gerçekleşiyor. 28 Ocak 1920’de Osmanlı Meclisi Mebusan’nın son toplantısında çok sık dile getirilen İrade-i Milliye kavramı var. Yani, millet iradesi. Bugünkü şekliyle dile getirecek olursak, milli egemenlik” dedi. Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılışı ve temel felsefesinin milli egemenlik kavramı etrafında şekillendiğini söyleyen Aydın, “Daha sonra Büyük Önder Atatürk’ün ‘ilham ve kuvvet kaynağım milletin kendisidir ‘diyerek hem meclis çalışmalarında, hem de daha sonra gerçekleşen inkılaplarda hep millet iradesini ön planda tutarak hareket ettiğini görüyoruz. Yine, ‘milletin mukadderatını, milletin kendisi belirleyecek’ ifadesi de çok sık tekrar ettiği konulardan bir tanesi” diye konuştu.

BAZI KİŞİLERDE YA DA BELLİ GRUPLARDA DEĞİL HALKTADIR

Okt. Talat Koçak, “Milli Egemenlik Kavramı” başlıklı konuşmasında ise, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyetinin yönetim sisteminin felsefesinin, milli egemenlik, ulusal egemenlik, milli irade kavramlarının etrafında odaklandığını ifade etti. Koçak, “Milli egemenlik ya da millî hâkimiyet, devletin gücü olan egemenliğin doğrudan doğruya ulusa ait olmasıdır. Millî egemenlik, ulus egemenliği ya da hâkimiyet-i milliye olarak da adlandırılır. Ulusal egemenliğin var olduğu devletlerde, kurucu ve yönetici güç bazı kişilerde ya da belli gruplarda değil halktadır” diye konuştu.

Ulusal egemenliğin en önemli göstergelerinden meclis ve meclisi oluşturan demokratik seçimler olduğunu ifade eden Koçak, şöyle devam etti:

KAYNAĞINI ANAYASADAN ALMAYAN BİR YETKİ KULLANILAMAZ

“Uluslar bu sayede kendi egemenliklerini oluşturabilirler.  Milli egemenlik kavramı, devlet ve egemenlik kavramları oluştuğundan beri pek çok siyaset bilimci ve filozof tarafından ele alınmıştır. Günümüz dünyasının pek çok devleti, ulusal egemenlik ilkesine dayalıdır. Anayasamızın ‘Egemenlik’ başlıklı 6. maddesi aynen şöyle demektedir: Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir. Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır. Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz. Hiçbir kimse veya organ kaynağını anayasadan almayan bir devlet yetkisi kullanamaz.”

Okt. Dr. Feyza Kurnaz Şahin ise “Türkiye Büyük Millet Meclisinin Toplanması İçin Yapılan Hazırlıklar ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin Açılışı” başlıklı konuşmasında, toplum veya siyasal koşullar ne kadar karanlık ve belirsiz olursa olsun, yapılan hazırlıklar iyi olursa, bu belirsizliğin ortadan kalkabileceğini söyledi. 

Bu haber 939 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum