phishing

Dünya Sendikalarına Filistinle Dayanışma Çağrısı

Dünya Sendikalarına Filistinle Dayanışma Çağrısı

Dünya Sendikalarına Filistinle Dayanışma Çağrısı
25 Mayıs 2018 - 00:54

Hak-İş Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcısı ve Öz Orman-İş Sendikası Genel Başkanı Settar Aslan, dünya ülkelerindeki sendikalara mektup göndererek, İsrail zulmü altında yaşama mücadelesi veren Filistinlilerle dayanışma çağrısında bulundu. İngilizce, Arapça, Fransızca ve Rusça olmak üzere 4 ayrı dilde gönderilen mektup şöyle:

 

DÜNYA İŞÇİ ÖRGÜTLERİ İSRAİL TERÖRÜNE KARŞI ÇIKMALIDIR

 

ABD Büyükelçiliğinin Kudüs'e taşınmasını ve ülkelerinin İsrail tarafından işgalinin 70. yıldönümünü protesto etmek için 14 Mayısta başlayan gösterilerde Filistinli halka ateş açan İsrail askerlerinin katlettikleri Filistinli sayısı 62’ye, yaralı sayısı 2770’e ulaştı.

 

Hayatını kaybedenlerden 8'i, yaralıların ise 225'i çocuklardan, 86'sı ise kadınlardan oluşuyor.

 

Kendi ülkelerinde sürgün hayatı yaşayan, en sert ve acımasız ambargolarla hayatları cehenneme çevrilen, evleri, mahalleleri ellerinden alınan Filistin halkının gösterilerine böylesine büyük ve acımasız bir sertlikle, karşılık vermek hiçbir vicdanın kabul edemeyeceği insanlıkdışı, kirli ve kanlı bir politikadır.

 

Yayılmacı ve işgalci politikalarını sürdürebilmek için şiddet ve terörü, bir araç olarak kullanan İsrail, her zaman bir savaş ve şiddet aygıtı olarak varolmayı tercih etmiştir. Yıllardır uyguladığı terör politikasını kınayan ülke ve kuruluşlarını dinlemeyen, BM kararlarını yok sayan ABD ve bazı batılı devletlerin desteklerinden emin bir dokunulmazlık tavrıyla bölgeyi kan ve gözyaşına boğan İsrail, Ortadoğu ve dünya barışı için tehdit haline gelmiştir.

 

Bütün bu olup bitenlerin en büyük sorumluları İsrail yöneticileriyle İsrail’i kayıtsız şartsız destekleyen ABD yöneticileridir. Kudüs’ü, İsrail’in başkenti olarak ilan etmenin ve tanımanın hiçbir siyasi ve rasyonel tarafı, bölgenin gerçekleriyle ilgisi yoktur. Kudüs’ü başkent yapma çabaları, İsrail’in işgalci ve yayılmacı politikalarına destek vermek, Filistin halkına karşı sürdürdüğü sistematik işkence ve baskıları meşrulaştırmak, Ortadoğu’nun hasret kaldığı barışın sağlanma imkân ve ihtimalini yok etmeye çalışmaktır.

 

İsrail ve ABD’nin bölge barışı için ciddi ve kalıcı tehditler oluşturan bu sorumsuz ve tehlikeli adımları, ne yazık ki, başta BM ve AB olmak üzere uluslar arası kuruluşlardan da, dünya devletlerinden de caydırıcı bir tepki görmemektedir.

 

İsrail bu tepkisizlikten ya da cılız tepkilerden yararlanarak Filistin halkına karşı baskı ve zulmünü artırmaktadır.

 

Bu politika doğru olmadığı gibi gerçekçi ve sürdürülebilir değildir.

 

1400’lü yıllarda gördükleri baskı ve zulüm yüzünden İspanya’dan kaçan Yahudilere dostluk elini uzatan sadece Osmanlı Devleti olmuştu. Osmanlı halklarından olan Filistinlilere karşı uyguladığı bu insanlıkdışı zulüm, Yahudi devleti olduğunu iddia eden İsrail’i tarih önünde suçlu ve mahkûm ilan edecektir.

 

Nazi zulmüne ve soykırımına uğramış bir halkın devleti olduğunu iddia eden İsrail’in, Filistinlilere karşı bir nevi soykırım uygulayan saldırgan bir ülkeye dönüşmesini anlamak kolay değildir.

 

Tarih gibi evrensel vicdan da, Nazileri hatırlatan bir nefret politikasından beslenen işgalci, yayılmacı ve işkenceci İsrail’i ve onlara destek verenleri sanık sandalyesine oturtacaktır.

 

Türkiye’de bütün işçi kuruluşları İsrail ve ABD’nin Kudüs’ü başkent yapma politikasına karşı çıktılar. Kudüs’ün başkent yapılmasını protesto eden Filistinli göstericilere hedef gözeterek ateş açılmasını ve bunun bir katliama dönüşmesini lanetleyen açıklamalar yaptı. İktidar ve muhalefet partileri İsrail’i kınayan ortak bir bildiri yayınladılar.

 

Sivil toplum örgütleri geniş katılımlı büyük mitinglerle İsrail politikalarını lanetlediler.

 

Bir sivil toplum örgütü olarak biz de, İsrail’in politikaları karşısında susmadık. Bildiriler yayınladık. Üyesi olduğumuz Hak-İş Konfederasyonu büyük bir miting düzenledi.

 

Biz inanıyoruz ki, haksızlık karşısında susmak, haksızlara cesaret verdiği gibi, sessiz kalanları da suç ortağı yapar.

 

Hak ve adalet için mücadele eden İşçi örgütlerinin toprakları ellerinden alınmış Filistin halkının acılarını daha fazla anlayacağına inanıyorum. İsrail’in sistematik baskı ve işkenceleri karşısında Filistin halkını yalnız bırakmayacağını düşünüyorum.

 

Kudüs’ün İsrail’in Başkenti yapılmasının sadece Filistinlilerin değil, üç büyük dine mensup milyarlarca insanın haklarını da gaspetmektir.

 

Böyle büyük bir haksızlık karşısında sendikaların susma lüksü yoktur.

 

Bir işçi lideri ve emekçi olarak, hakkını aramak için gösteri yapan Filistinlilere karşı işgalci İsrail hükümetinin kirli ve kanlı katliamına karşı sessiz kalmamanızı, tepki göstermenizi ve kamuoyunu aydınlatacak adımlar atmanızı bekliyor, selamlarımı sunuyorum.

YORUMLAR

  • 0 Yorum