AK Parti pozitif bir kampanya yürütecek

AK Parti pozitif bir kampanya yürütecek

AK Parti pozitif bir kampanya yürütecek
10 Ocak 2017 - 17:18

 

 

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Afyonkarahisar’da AK Parti’lilere seslendi: Öncelikle bu kampanyaya biz AK Parti olarak pozitif bir kampanya yürüteceğiz. Yani bizim derdimiz kimse ile dalaşmak, kimse ile kapışmak değildir

 

 

 

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, “Bizim derdimiz kimse ile dalaşmak, kimse ile kapışmak değildir. Bizim derdimiz milletin önünü açmak, milletin istikbale doğru daha hızlı bir şekilde yürüyebilmesini sağlamaktır” dedi. AK Parti Afyonkarahisar İl Başkanlığı tarafından düzenlenen 76. İl Danışma Meclis toplantısına AK Parti Milletvekili Ali Özkaya ve Hatice Dudu Özkal, İl Başkanı Av. İbrahim Yurdunuseven, Belediye Başkanı Burhanettin Çoban, İl Genel Meclis Başkanı Salih Sel, İl Kadın ve Gençlik Kolları Başkan ve yönetim kurulu üyeleri, ilçe ve belde başkanları ile teşkilat mensupları katıldı.

 

KİMSEYLE KAVGA ETMEDEN PROPAGANDA YÜRÜTECEĞİZ

Burada bir konuşma yapan Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, referandum sürecinde kimseyle kavga etmeden bir propaganda yürüteceklerini belirterek, “Bizim derdimiz kimse ile dalaşmak, kimse ile kapışmak değildir. Bizim derdimiz milletin önünü açmak, milletin istikbale doğru daha hızlı bir şekilde yürüyebilmesini sağlamaktır” diye konuştu.

Kurtulmuş, 16 Nisan’da yapılması planlanan anayasa değişiklik referandumu öncesinde AK Parti olarak pozitif bir kampanya yürüteceklerini kaydetti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanununu onayladığını hatırlatan Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, referandum sürecinde AK Parti olarak yürütecekleri kampanyanın detayları konusunda açıklamalarda bulundu.

 

PROBLEMLERİ SIKINTILARI ANLATACAĞIZ

Kurtulmuş, coşkulu bir partili gruba konuştu, şunları dile getirdi: “Bir kampanya dönemi yaşayacağız, bu kampanyanın gayet nezih bir şekilde geçmesini dilerim. Bu bir seçim ama bir siyasi parti seçimi değildir. Bu, bu ülkenin geleceği ile ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden büyük çoğunlukla geçen 339 oy ile geçen Cumhurbaşkanlığı, hükümet sistemi değişikliğine ilişkin anayasal değişiklik paketinin halkoyuna sunulması. Dolayısı ile partilerin bir kısmı ‘evet’ bir kısmı ‘hayır’ diyecek. Farklı farklı gruplar, farklı farklı kişiler şu ya da bu şekilde kanaatlerini belirtecekler. Öncelikle bu kampanyaya biz AK Parti olarak pozitif bir kampanya olarak yürüteceğiz. Yani bizim derdimiz kimse ile dalaşmak, kimse ile kapışmak değildir. Bizim derdimiz milletin önünü açmak, milletin istikbale doğru daha hızlı bir şekilde yürüyebilmesini sağlamaktır. Onun için ‘Cumhurbaşkanlığı hükümet modelinin ne olduğunu, şu mevcut sistemdeki problemlerin, sıkıntıları ne olduğunu bu süre içerisinde anlatacağız. Gece gündüz çalışarak Afyonkarahisar kendi ile yarışacak ve bu kampanyayı anlatmadığımız, derdimizi paylaşmadığımız ve Türkiye’nin geleceğine dair ufkumuzu paylaşmadığımız hiçbir hemşehrimiz kalmayacak ve inşallah 16 Nisan akşamında da Türkiye’de en yüksek ‘evet’ oylarının çıktığı illerin başında da Afyonkarahisar gelecek.”

 

BÜTÜN PARTİLER BU OLGUNLUĞU GÖSTERMELİDİR

Kampanya döneminde bütün siyasi görüşlerden ve partilerden olgunluk beklediklerini aktaran Kurtulmuş, referandumda milletin ne karar verirse de versin başlarının üstünde olduğunu dile getiren Kurtulmuş şöyle konuştu: “Zaman zaman bazı partilerden özelliklede ana muhalefet partisinden gelen eleştiriler çerçevesinde de şunu söyleyelim, ‘nihayetinde halk oylaması, bir paket oylanıyor. Dünyanın sonu değil. Kararda, sözde milletindir. Millet ne karar verirse başımızın üstündedir. Bütün partiler bu olgunluğu göstermelidir. Bütün siyasi görüşler de bu olgunluğu göstermelidir. Biz böyle bir olgunluk ile millete güvenen bir olgunluk ile yola çıktığımız için Allah’ın izni ile millette elimizi bırakmayacak ve bu güvenin gereğini 16 Nisan’da yapacaktır.”

 

REJİMİN ADI CUMHURİYET’TİR

Yapılacak referandumun kesinlikle rejim değişikliğiyle ilgisinin olmadığını yenileyen Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Türkiye’de rejim değişikliği ile ilgili bir adım atılmadığını belirtti. Rejim değişikliğinin tartışılacağı temel yerinin de ortaokul 1. sınıftaki ‘yurttaşlık’ bilgisi olduğunu söyledi. Kurtulmuş, “Şunu gündeminizi bile almayın ‘efendim rejim değişikliği.’ Hayır, Türkiye’de rejim değişikliği ile ilgili bir adım atılmıyor. Bu 18 maddelik rejim değişikliği içerisinde ne rejim değişikliği ile ilgili doğrudan ne de üstü örtülü en ufak bir teklif yoktur. Kim rejim değişikliğinden bahsediyorsa o 18 maddelik bu teklifi okumamış, anlamıştır ya da millete kasıtlı olarak çarpıtarak anlatmak istemektedir. Türkiye rejim meselesini geride bırakmıştır. Rejim değişikliğini tartışıyorsanız bunun en temel yeri ortaokul 1. sınıftaki ‘yurttaşlık’ bilgisidir. Rejim elbet tartışılır, her devletin 1 numaralı meselesi egemenliğin kaynağı nedir sorusudur. Egemenliği, devlet egemenliği nasıl kullanacak, bu kaynak kime aittir? Eğer egemenliğin kaynağı bir kişiye aitse, bir zümreye, bir sülaleye, aileye aitse ever orada başka bir rejimden bahsedilir. Türkiye’de, Türkiye Cumhuriyeti’nde egemenliğin kaynağı kayıtsız şartsız millete aittir ve rejimin adı Cumhuriyet’tir” dedi.

 

VESAYETİN ÖNLENMESİ GEREKİYOR

Referandum ile milletin egemenliğini doğrudan doğruya kullanmanın yolunun açılacağını vurgulayan Kurtulmuş açıklamalarını söyle sonlandırdı: “Türkiye’de ortada sandıklar olmakla birlikte demokrasi vardı ama sözde demokrasiydi. Demokrasinin hep kayıpları, kısıtları oldu. Darbeler olduğu gibi, cumhurbaşkanlığı seçimlerine müsaade edilmediği gibi, siyasi partilerin kapatıldığı gibi bir sürü kısıtları oldu. Şimdi biz cumhurbaşkanlığını hükümet modeliyle, egemenliği kayıtsız ve şartsız millete bırakıyor, milletin bu egemenliğini doğrudan doğruya kullanmasının yolunu açıyoruz.  Bizim temel gayemiz çatışmanın ve vesayetin önlenmesidir. Türkiye’de hem 61 Anayasası, hem 82 Anayasası maalesef egemen güçler tarafından hazırlanmış ve sistem güçler ayrığı prensibi üzerine değil, güçler çatışması üzerine oturmuştur. Bunun için zaman zaman sistemin içerisinde siyasi aktörler, siyasi partiler, kurum ve kuruluşlar arasındaki çatışmalar kaçınılmaz olmuş, hatta bu çatışmalar Türkiye’yi darbe ve olağanüstü önlemlere götürmüştür. Dolayısıyla biz çatışma alanlarını ortadan kaldırmak, siyasi partiler arasında düşmanın, kurumlar arasında çatışmanın zaman zaman toplumsal çatışmaya dönmesinin önüne geçmek için bu değişikliği yapıyoruz. Dolayısıyla bu vesayetin önlenmesi gerekiyor.”●Polat Yılmaz

 

Bu haber 526 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum