16 Nisan haksızlıklara
dur demenin tarihidir
CHP Lideri Kılıçdaroğlu: Yeri ve zamanı gelir ve bu millet haksızlıklara dur demesini de bilir. Dur demenin tarihi de 16 Nisan'dır
Dün Afyonkarahisar'a gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, muhtarlar ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi, şehit ailelerini ziyaret etti, daha sonra Afyonkarahisar Ticaret Borsası’nın önünde toplanana kalabalığa seslendi.
Açıklanan programda Kılıçdaroğlu’nun Afyonkarahisar Ticaret Borsası’nda halkla salon toplantısında buluşacağı belirtilmesine rağmen, yoğun katılım yüzünden toplantı mitinge dönüştü.
Yaklaşık 3 bin kişilik coşkulu kalabalığa seslenen Kılıçdaroğlu, “Her kanatta insan burada. Biz de milliyetçiyiz” dedi. Milli Kurtuluş Savaşı'nın yürütüldüğü topraklarda olduklarını, bu toprakların şehit kanlarıyla sulandığını vurgulayan CHP Lideri Kılıçdaroğlu 16 Nisan’da yapılacak referandumda evet çıkması haline rejimin değişeceğini savundu. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Bir Allah'ın kulu çıkıp makul ve mantıklı gerekçe açıklaması lazım. Demesi gerekir ki; 'Şu gerekçeyle biz demokratik parlamenter sistemden vazgeçiyoruz, tek adam rejimine geçiyoruz. Ama bunun yerine ne diyorlar? 'Devlette çift başlılık bitecek.' Bunların anlattığı gerçekle bağdaşmıyor. Tam tersine devlet yönetiminde çift başlılık olacak."
BAŞKANIN İKİ AYRI ŞAPKASI OLACAK
“En tepedeki kişi hem başkan hem de siyasi partinin genel başkanı olacak. Yani iki ayrı şapkası olacak” diyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Belki bazı vatandaşlarımız 'Olsun ne olacak, tepede çift başlılık olsun. Kişi hem partisini hem de Türkiye Cumhuriyetini temsil etsin' der. O zaman bu kişi nasıl tarafsız olacak? Meclis'e gelip 'ben tarafsız davranacağım' diye nasıl yemin edecek? Ben tarafsız olamam, bir partinin genel başkanıyım. Binali bey, Devlet bey, Temel bey onlar da başka partilerin genel başkanı. Biz Meclis'te yemin ederken zaten tarafsızlık üzerine yemin etmeyiz. Tarafsızlık üzerine yemin sadece cumhurbaşkanında var. O da partinin genel başkanı olunca ne olacak? İllerde kim temsil edecek cumhurbaşkanını? İl başkanı mı, vali mi? Bunların tamamını düşünüp sandığa gitmemiz lazım. Bir ülkede demokrasi askıdaysa o ülkenin büyüme şansı sıfırdır. Demokrasiyi askıya alıyoruz."
İSLAM COĞRAFYASI TÜRKİYE DEMOKRASİSİNİ ÖRNEK ALIYOR
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, referandumda 'evet' çıkarsa Türkiye'nin sonu belli olmayan bir maceraya sürükleneceğini belirterek, "Anneler özellikle size söylüyorum, evet oyu kullanmanın vebali ağırdır. Çocuklarınıza, torunlarınıza bunun hesabını veremezsiniz" dedi.
CHP Genel başkan yardımcısı Çetin Osman Budak, Afyon milletvekili Burcu Köksal, İl başkanı kemal Demirkırkan ile birlikte otobüsten halka seslenen Kılıçdaroğlu, Afyonkarahisar Ticaret Borsası’nın önünde şunları söyledi: Neresinden bakarsak bakalım birlikte yaşamak arzusu her dönem hepimizin gündeminde oldu. Ayrılık gayrılık yapmadık, siyasi görüşlerimiz, farklı kimliklerimiz olabilir. Türkiye'nin farklı bölgelerinde yaşıyor olabiliriz ama bir arada, huzur içinde herkesin işinin aşının olduğu bir Türkiye'de yaşamak istiyoruz. Komşularımızla da huzur içinde yaşamak istiyoruz. İstiyoruz ki hem dünyada hem ülkemizde barış olsun. Huzur var mı Türkiye’de? Yok.”
Sadece Türk bayraklarının ve ‘hayır’ yazılı pankartların taşındığı açık hava toplantısında, TBMM'nin kurulduğu 1920 ve Cumhuriyetin kurulduğu 1923'te tek adam yönetimi olmadığını, 1946'da dünyada hiçbir örneği olmayacak şekilde Türkiye Cumhuriyeti'nin kendi iradesiyle çok partili döneme geçtiğini anlatan Kemal Kılıçdaroğlu, tüm İslam coğrafyasının da Türkiye'nin demokrasisini örnek aldığını anlattı. Şimdi bir yol ayrımına gelindiğini belirten Kılıçdaroğlu, şunlaır kaydetti: “16 Nisan'da sandığa gideceğiz ve bir tercihte bulunacağız. Demokrasiyi mi istiyoruz, tek adam yönetimini mi istiyoruz? Bu tercihin sağı solu, A-B partisi yok, bu tercihin sosyal demokrat, mütedeyyin, milliyetçi, ülkücüler, saadetçilerle de ilgisi yok. Bu tercih bir demokrasi tercihidir.”
BEN NEYİ YANLIŞ SÖYLEMİŞİM?
Meclis'in bütün yetkilerinin bir kişiye teslim edileceğini dile getiren Kemal Kılıçdaroğlu, yeni sistemde bir kişinin OHAL ilan edebileceğini ve OHAL'in hiç kimsenin can ve mal güvenliği olmadığı anlamına geldiğini aydeden Kemal Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
Yarın da OHAL olursa yine el koyar mı, yine koyar. Mahkemeye bile gidemiyorsunuz. Bütün bu riskleri iş dünyasının düşünmesi lazım. Yapısıyla ilgili 'Afyon, Kütahya ve Eskişehir'i birleştirdim buraya bir bölge valisi tayin ettim.' Yetkisi var mı var, yetki vereceğiz.
Kendisi için 'Kılıçdaroğlu doğruları söylemiyor' denildiğini kaydeden CHP Genel Başkanı
"Söylesinler ben hangi cümleyi yanlış kurdum. Kendi ifadeleri, 'evet başkan olacak, başkan yardımcıları da olacak' istediği kadar, bakan istediği kadar. Ben de bunu söylüyorum zaten" şeklinde konuştu.
Bir kişiye güvenilemeyeceğini belirten Kılıçdaroğlu, "Milletvekillerine, 550 kişiye mi güvenelim, bir kişiye mi güvenelim? 550 kişinin aklı daha mı iyi, bir kişinin aklı daha mı iyi, buna göre karar vereceğiz" dedi.
AÇIK OTURUM RESTİ
Annelere, "Freni olmayan bir otobüse siz evlatlarınızı bindirir misiniz?" diye seslenen Kılıçdaroğlu, "Hiç kimse bindirir mi? Freni olmayan bir otobüse ben niye evladı mı bindireceğim? Freni olmayan bir sistem kuruyoruz. Çünkü üstünlerin hukukunu kuruyoruz. Hukukun üstünlüğünü değil. Neden, yetki verdiğiniz kişilerin hiçbiri hesap vermeyecek. İşadamları bir şey söylediği zaman hemen kapısı çalınır, kamu görevlileri, vergi müfettişleri, Sayıştay gelir. İstedikleri kadar denetleme yaparlar. Böyle bir düzen olur mu?" dedi.
Doğruları söylemediği konusunda suçlandığını belirten Kemal Kılıçdaroğlu, böyle diyenleri açık oturuma davet etti. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"İyi ya işte elinize kocaman bir fırsat geçti. Gelirsiniz sizin televizyon kanalında oturur konuşuruz. Belki bu süreç çok daha rahat geçecek. Cesaret edip gelmiyor. Koskoca adamlarsınız. Niçin evet deneceğini vatandaşa anlatın. Anlatamıyorlar. Tek çareleri var beni kötülemek. Ben de diyorum ki istediğiniz kadar kötüleyin arkadaş, ben doğruları söylemeye devam edeceğim. Cesaretleri varsa gelirler oturur konuşuruz. Hatta kendilerine şu teklifi de yaptım, 'Siz yarım saat konuşun, ben 15 dakika konuşayım.' Ben ona da razıyım. Yeter ki millet yan yana oturduğumuzda kimin doğruyu kimin yalan söylediğini öğrensin. Almanı, Fransız’ı, Amerikalısı, Danimarkalısı, Japon’u yapıyor, bize gelince 'biz gelmeyiz.' Niye gelmiyorsun kardeşim? Madem sen doğruları söylüyorsun, madem haklı olduğuna inanıyorsun, madem millet bunu yapsın diyorsun, gel beni mahcup et. Ben de diyeyim ki bunu bilmiyordum kusura bakma diyeyim. Gelmiyorlar, gelemiyorlar."
DEMOKRASİ SAYESİNDE BÜYÜDÜK, BÜTÜN İSLAM DÜNYASININ YILDIZI OLDUK
Evet çıkarsa Türkiye'nin sonu belli olmayan bir maceranın içine sürükleneceğini belirten Kılıçdaroğlu, "Anneler özellikle size söylüyorum, evet oyu kullanmanın vebali ağırdır. Çocuklarınıza, torunlarınıza bunun hesabını veremezsiniz. 12 Eylül darbe anayasasına gittim, İstanbul'da genç bir bürokratken. Fikirtepe'de hayır oyu verdim. Bugün hayır oyu verdiğim için çocuklarıma gururla bunu anlatıyorum. Sizler de çocuklarınıza, torunlarınıza, 'demokrasiyi kaldırmak istediler, ben izin vermedim, hayır oyu kullandım' diyeceksiniz ve bu gururu çocuklarınıza torunlarınıza aktaracaksınız. Demokrasinin güvencesi sizsiniz. Siz nasıl çocuklarınıza sahip çıkıyorsanız, demokrasiye de öyle sahip çıkın. Demokrasi sayesinde büyüdük, bütün İslam dünyasının yıldızı olduk. Peki bundan niye vazgeçiyor ve hangi gerekçeyle bir kişiye bu kadar yetkiler veriyoruz? Hepimizin düşünmesi lazım" dedi.
Konuşmasında anlattıklarının tamamının 18 madde içinde yazılı olduğunu da dile getiren Kılıçdaroğlu, muhtarların üzerine kaymakamlar ve valiler tarafından baskı yapıldığını, 'konuşmayın, illa çıkıp meydanlarda 'evet deyin' dediklerini bildiğini de belirterek, “Yeri ve zamanı gelir ve bu millet haksızlıklara dur demesini de bilir. Dur demenin tarihi de 16 Nisan'dır" diye konuştu.◄ÖMER BAĞLAN



YORUMLAR