phishing
Orhan DURAK

Orhan DURAK

DURAKTAKİ ADAM

YOK GİBİ

Bir arkadaşım sormuştu, “Yaşamında güvendiğin kaç kişi çıkar” diye. Bense elimi şöyle bir yarım daire şeklinde çevirerek “Ooo o kadar çok ki” demiştim. Arkadaşım o zaman bana alayvari bir gülümseme ile “Yani yok gibi” demişti.

Ben ise başlangıcında bir anlam veremedim, “Yok gibi” kelimesine. Ancak arkadaşım aynen şöyle söyledi:

“Orhan’cığım. Sen her selam verdiğin, her konuştuğun kişiyi dost olarak algılıyorsun, o senin dost dediklerin gerçekte sıradan arkadaşların, dost ise her şeyi ile güvenebileceğin, kederde ve tasada seninle birlikte olabilen, seni en kötü gününde yalnız bırakmayan insandır…”

Düşündüm, doğru söylüyordu arkadaşım.

 

DOSTUMDAN BANA: YAVAŞ KONUŞ

Daha yeni yaşamıştım dost bildiğim kişinin yaşattıklarını. Kime güveneceğimi, kime dost gözü ile bakacağımı ben de şaşırdım. Bazen tuttuğun dal elinde kalıyor. Güvenilir dost ararken çok ince düşünmek gerek.

Bütün bunları neden yazdım değerli okurlarım;

İki gün önce hastanede bir yakınımı ziyarete gittim. Yakınım çok sevdiğim, onun da beni sevdiğine inandığım birisiydi. Sohbet ederken “Yavaş konuş” dedi… Şaka yapıyor sandım. Bir müddet sonra yine “Yavaş konuş” dedi. İrkildim… Acaba şaka mı, gerçek mi diye. Arkasından bu çok sevdiğim dostum ne dedi biliyor musunuz, “Beni zora sokuyorsun…!” Bunu bana en sevdiğim yakın dostum söyledi. Asıl söylemesi gerekeni kibar bir biçimde yaptı: “Buradan git…”

Sağ ol ‘dostum!’

 

TRAFİK MAGANDALARI….

Hastanede görevli olduğum yıllarda çok sık sünnete giderdim. Sünnet sonrası sohbetlerimizde bazı dostlarımız oğlunun çok güzel araba kullandığını otomobili adeta dans ettirdiğini öğünerek anlatırdı.

Acıdır ancak gerçekte aynı dostlarımızı hastanede perişan vaziyette gördüğümde ve sorduğum soruya aldığım cevapta adeta bir ders yatıyor olurdu. “Orhan Bey, bizim oğlan trafik kazası yaptı. Durumu ağır veya öldü” gibi söylemlerle çok sık karşılaşırdım.

Değerli okurlarımız,

Aradan neredeyse 20 yıla yakın bir zaman geçti. Değişen bir şey yok. Aynı tas aynı hamam. Babalar yine oğullarına son model araçlar alıyorlar, araç kullanmaları ile öğünüyorlar. Peki; sonuç?

Çoğu kez hüsran.

 

MAGANDALARA BİR DUR DİYECEK YOK MU?

Bütün araçların kırmızı ışıkta beklediği bir an… Arkadan bir genç kardeşimiz geliyor ve ışık falan dinlemeden geçip gidiyor. Işıkta bekleyenler aptal, o çocuk zeki….!

Şehir içinde dolaşan gayesiz, amaçsız sürücüler. Teyplerini sonuna kadar açmışlar insanlara saygısız biçimde dolaşıyorlar. Bırakın dışarıdaki insanların rahatsız olmalarını, kendileri araçların içinde nasıl duruyorlar anlamak mümkün değil. Bu  magandalara bir dur diyecek yok mu..? Bu tür ipsiz, sapsız insanların toplumun nasıl rahatsız ettikleri belli. Ya o eksoz seslerine ne demeli… Susturucuları çıkarılmış şekilde gecenin geç saatlerinde insanları rahatsız ederken adeta mutlu oluyorlar.

Bunlara kim dur diyecek..? 

YORUMLAR

  • 0 Yorum