phishing
Orhan DURAK

Orhan DURAK

DURAKTAKİ ADAM

SON VİRAJ..

 

                SON  VİRAJ..

 

Köşemde ara ara belirttim. Afyon futbolu ile  ilgili yazmakta olduğum kitapta ciddi  mesafeler kat ettim. Diyebilirim ki baskı için son viraja girdim. Bundan önceki yazılarımda da kitap için kimseden maddi bir beklentim olmadığını vurgulamıştım. Yardım alamıyor serzenişim tamamen kişiseldir.. Şöyle ki: Kitabıma koymayı düşündüğüm bazı kişiler kendileri ile ilgili bilgi ve belgeleri vermekte imtina ettiler. Öncesinde ‘hemen getiriyorum’ diyenler ellerindeki bilgi ve belgeleri ya hiç getirmediler, ya da çok geç ve eksik getirdiler. Bu tür beklentiler yazmakta olduğum kitabımın baskısı için hedeflediğim sürenin gecikmesine neden oldu. Aslında bu kitapta yer alması gereken bazı önemli kişiler  kendisinin bu kitapta yer almaması için o derece komik bahaneler ürettiler ki şaşmamak mümkün değil..

 

KEŞKELER GİDEN GERİ GETİRMİYOR

Biliyorum kitap  bittiğinde bazı kişiler cadı kazanını kaynatıp acımasızca eleştirecekler. Fakat bu konuda hazırlıklıyım, ne derlerse desinler, tüm engellemelere rağmen Afyon’umuzun futbol tarihini yine Afyonlu hemşerilerime armağan edeceğim. Benim bu kitap ile ilgili hiçbir maddi beklentim yok.. En büyük servetim gelecekte ismimin bir kitap ile yaşatılacak olmasıdır.. Ama şunu çok iyi biliyor ve bu günden görüyorum: Kitapta yer almamak için sudan bahaneler üreten bazı kişiler bu tasarrufları nedeniyle pişman olacaklar. “Keşke bu kitapta ben de yer alsaydım” diyeceklerdir. Ama sizler de biliyorsunuz “keşkeler” gideni geri getirmiyor..

               

KURU YEMİŞ PİSLİĞİ..!

Sandıklı’da yıllarca sinema çalıştırdık.. 564 koltuğu olan devasa bir sinema salonumuz vardı. Kışın bu sinemanın ısıtılması bir zulümdü diyebilirim. Perdeye yakın  yerde sağda ve solda kıytırık iki odun sobası vardı. Bu sobalar kendi çevresini bile ısıtmadığı halde biz onlardan koskoca salonu ısıtmalarını beklerdik. Tabii o ufak iki sobanın koskoca salonu ısıtması zaten mucize idi. Ancak film başladıktan sonra salonu  bir çıtırtı sesi alırdı ki şaşardınız.. Bu çekirdek çitleyenlerin çıkardıkları sesti.. Ertesi gün sinemayı temizleyen elemanlarımız yerlere atılmış olan çekirdek kabukları ile sinemanın sobalarını yakarlardı ve sobaların kendisi “nar” gibi kızarırlardı.. O günden bugüne değişen bir şey var mı..? Bana göre yok.. Şöyle etrafınıza bir bakın yerlerde anormal derecede kuru yemiş kabuğu (özelliklede otobüs duraklarına) göreceksiniz. Ben şahsen bu pislikler gördüğümde Belediye’nin sağa sola astığı “Beldemizi temiz tutalım” afişlerini hatırlıyorum.. İçimden de aynen şöyle diyorum (ortalığı kirleten magandalara ); zıkkım yiyin..!

               

BALIK  PİSLİĞİ  !

Mevsimin kış olması balık satışlarını artırdı.. Sabit yerlerde satılan balıklar temizlik yönünden şehrimiz için sıkıntı yaratmıyor. Ancak seyyar olarak balık satışı yapanlar bulundukları ve satış yaptıkları yerleri pislik içinde bırakıyorlar, doğrudan insan sağlığını tehdit ediyorlar.. Bu tür satış yapanlara bir çeki düzen verilmelidir diyorum. Kimsenin rızkı ile oynama gibi bir düşüncemiz yoktur ve olamaz da. Biz sadece Afyon’umuza layık olmayan görüntülerin olmaması ve insanlarımızın sağlığının tehdit altında kalmamasından yanayız. Fazla bir şey istemedik her halde..? Sokaklarımızda balık artık ve pislikleri olmasın, bunu istiyoruz..!

YORUMLAR

  • 0 Yorum