phishing
Orhan DURAK

Orhan DURAK

DURAKTAKİ ADAM

BİRAZ DA NEŞELENELİM

 

 

Rus Veli…

Daha önce köşeme misafir ettiğim ‘Kibar Mustafa’nın’ değişik bir macerasını bugün aktaracağım. Önceki yazılarımda belirttiğim gibi kahramanımızın adı aslında ‘Mustafa’ değil. Biz böyle bir takma isimle aktarıyoruz anılarını. Kahramanımız, askerlik için gittiği İstanbul’da 1969 yılında kibarlığa başlamıştı. Yine kibarlığa başlarken kullandığı iki kelime vardı ki bu iki kelimeyi tüm cümlelerine ustalıkla yerleştiriyordu! Neydi bu kelimeler? “Şey affedersiniz ve Artık…”

 

HAVA RÜZGARLI YOL TAŞLIYDI

Gelelim bu haftaki anımıza;

1970’li yıllarda cumartesi günleri saat 13.00’e kadar yarım günlük mesai olurdu. Daha sonra çıkarılan bir yasa ile Cumartesiler de tüm gün tatil oldu. Yine böyle yarım gün mesai olan cumartesilerden biri… Hava günlük güneşlik ama çok fena rüzgar var. İnsanlar yolda yürümekte zorlanıyorlar. Olayın kahramanı Afyon’a çok yakın bir köyde ikamet etmekte, mesaiye her gün bisikleti ile gelip gitmekte. O gün de yine bisikleti ile birkaç arkadaşıyla beraber mesaisine gelir. Ancak daha sonra bahsettiğim rüzgar çıkar. Üstelik Mustafa’nın köyü ile Afyon merkez arası yolu greyderler düzeltmişler, yol ufak taşlarla doludur. Bisikletle gelip gitmek gerçekten zordur. Ancak yapacak bir şey de yoktur. Mustafa her zaman olduğu gibi mesai sonu bisikleti ile köyüne dönecektir. Ancak tek farkla; bugün felaket bir rüzgar vardır.

 

İKİ BİSİKLET BİR MOTOSİKLETE BAĞLANIR MI?

Mesainin bitimi ile birlikte Mustafa yakın arkadaşı Hulusi ile birlikte bisikletleri ile köye gitmek için yola koyulurlar. Ancak pedal çevirmek, rüzgara karşı gitmek hemen hemen olanaksız gibidir. Buna rağmen zor da olsa gitmek için insanüstü bir gayretin içine girerler. Perişan vaziyette yol almaya çalıştıkları bir anda ‘Rus Veli’ Hızır gibi imdatlarına yetişir .Rus Veli aynı köydendir, Afyon’da bir mermer fabrikasında çalışır ve son derece nüktedan ayrıca çok da zekidir. Bu özellikleri nedeniyle köylüleri O’na ‘Rus Veli’ demektedirler. Üstelik Veli, köye Java motosikleti ile gelip gitmektedir. Aynı zamanda çok merhametli olan Rus Veli onları ve perişan hallerini görünce durur ve “Siz bu rüzgara karşı köye nasıl

gideceksiniz…? Boşuna çabalamayın ben sizi iple motora bağlayayım arkalı önlü gideriz” der.

 

ÜÇLÜ GRUP TRAKTÖRÜ BİLE SOLLAR

Bu fikir Mustafa’ya da, arkadaşı Hulusi’ye de çok cazip gelir. Pedala basmadan, güç kullanmadan Java motorun çekmesiyle köye varacaklardır. Kabul ederler ve bir iple önce Mustafa daha sonra Hulusi motosiklete bisikletlerini bağlarlar.

İşlem tamamdır. İş motosikletin hareketi ve Rus Veli’nin bunları sağ salim, kazasız belasız köye ulaştırmasına kalmıştır. Rus Veli “Ya Bismillah” diyerek motoru çalıştırır ve yola koyulurla. Veli ağır ağır vites yükseltmeye başlar… Bu arada üçlü grup bir traktörü sollar geçer… Traktörün arabasında Mustafa’nın kapı komşusu ‘Kepili’ vardır ve araları açıktır. Kepili’nin bir gözü görmemektedir.

 

RUS VELİ KÖYE VARIR ANCAK BİSİKLETLİLER ORTALIKTA YOKTUR

Bu nedenle de traktörü sollayan bisikletlerin öndeki Rus Veli’nin motosikletine bağlı olduğunu göremez. Yanındakilere “Hayret Mustafa ile Hulusi bizim traktörü solladılar” der.

Rus Veli motosikletin süratini gittikçe arttırır. Sanki arkasında bağlı bisikletler yokmuş gibi motorunu her zaman nasıl kullanıyorsa öyle kullanmaktadır haylide süratlidir. Motorun süratlenmesi ile birlikte arka teker arkaya ufak Çiğil denilen taşları fırlatmaya başlar. Mustafa ve Hulusi ne kadar bağırsalar da Rus Veli’ye seslerini duyuramazlar. Yüzlerine gelen taşlardan korunmaya çalışırken bir taraftan da bisikletin savrulmaması gerekmektedir. Ama ne yapsalar boştur. Çünkü bisikleti motora bağladıkları ip zayıftır ve kopar. İpin kopması ile birlikte iki kafadar tarlalara savrulurlar. Ancak Rus Veli bu ip kopma ve savrulmayı fark etmez normal şekilde yoluna devam eder ve köye varır. Dönüp baktığında motoruna bağladığı bisikletleri ve arkadaşlarını göremez. Anlar o zaman ipin koptuğunu ve arkadaşlarının geride kaldığını… Hemen geri döner ve onları bulur. “Kusura bakmayın fark etmedim kaldığınızı, hadi ipi bağlayalım da bir an önce köye varalım”der. Ancak ne Mustafa, ne de

Hulusi bu teklifi kabul etmezler. Zaten vücutlarının büyük bölümünde düşmenin izleri görünmektedir. Bisikletlerinde de hasar vardır. Veli’ye “Allah razı olsun sen git,biz geliriz” derler… Veli ne kadar ısrar ederse de kabul etmezler.

 

ŞEY AFFEDERSİN, ARTIK BİR UFAK KAZA GEÇİRDİM

Bu arada solladıkları traktör de gelir ancak durmaz. Traktör sürücüsü de iki bisikletin bir traktörü sollamasını kabul edemezler. İpi fark etmedikleri için iki kafadarın pedal gücü ile kendilerini solladıklarını zannetmektedirler.

Kahramanlarımızın yüzleri, elleri ve ayakları yara içindedir. Hastaneye dönüp acile giderek dertlerine çare ararlar. Pazartesi günü Mustafa’yı başı, gözü sarılı görünce sordum, “Hayırdır geçmiş olsun bir problem mi” diye. Mustafa, “Şey affedersin, artık bir ufak kaza geçirdim” diye cevap verdi.

Olayın aslını daha sonra öğrendim.

Sağlıkla ve neşe ile kalın….

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum