phishing
Orhan DURAK

Orhan DURAK

DURAKTAKİ ADAM

ANADOL ve HACI MURAT 124

 

 

Bugün birazda nostalji yapalım istedim. Yaş itibari ile çok fazla gerilere gitme şansım yok. Ancak benim aklımın erdiği dönemde az sayılmaz. Bahsettiğim süre yarım asrın üzerinde değerli okurlarımız.

Yurt içinde veya yurt dışında tatilde olayım ayrıldıktan 3-5 gün sonra Afyon’u özlemeye başlarım. Çoğu kez gittiğim tatillerden planladığımdan çok önce döndüğüm günler olmuştur. Mesela 1983 yılında l5 günlüğüne gittiğim Didim’den 4’ncü gün döndüğüm gibi.. Belki çok çocuksu bir düşünüş gibi gelebilir ama Afyon’dan bir müddet ayrıldığım zaman kendimi sudan çıkmış balık gibi hissederim, çünkü bir başka güzeldir bizim Afyonumuz.

 

ATLARIN NAL SESLERİ HALA KULAĞIMDADIR

1950 yıllarının sonu.. İstasyon Caddesi mini parke taşları ile döşeli. O caddenin en renkli siması faytonlar. Gecenin sessizliğinde İstasyona gidip gelen faytonları çeken atların nal sesleri hala kulağımdadır. Karaman mahallesindeki arkadaşlarımızla faytonların arkasına takıldığımız günleri unutmak mümkün mü..? Merkez P.T.T ile Halk Bankası arasına Çarşamba pazarı kurulurdu. Satıcıların bağrışlarına tükürük köftesi satan köftecilerin köfte kokuları karışırdı. Şimdiki Otel Soydan’ın yan tarafındaki pasajın altından Çobanlar ve Sincanlı otobüsleri kalkardı. Onun biraz aşağısında meşhur Ankara oteli ve onun karşısında da (şimdiki Çakmak oteli oto park girişinin olduğu yerde) Ankara kahvesi ve Sandıklı-Dinar otobüslerinin kalktığı ufak bir garaj vardı.

 

SİNEMAYA SABAH GİRER AKŞAM ÇIKARDINIZ

O yıllarda Afyon’da en büyük eğlence mekanı sinemalardı. İstasyon caddesinde Ordu Evinin caddeye sıfır olan ve şimdi araçların girip çıktığı yerde Ordu Evi Sineması vardı ve sivillere de hizmet veriyordu. Çakmak otelin olduğu yerde ise devasa büyüklükte Atlas Sineması vardı. Şu andaki Bozcalar işhanının bulunduğu bölümde ise Oruçoğullarının sahip olduğu Şafak Sineması vardı. Bunlardan Atlas ve Şafak sinemaları Pazar günleri 5’er film oynatırlardı. Sinemaya sabah girer akşam çıkardınız. Kadınana İlkokulunun karşısında ise şu andaki Özel İdare İşhanının bulunduğu yerde Çocuk Esirgeme Kurumu’na ait kimsesiz çocukları barındıran Koç Pavyon’u isimli şirin bir bina vardı. Belki sizlere garip gelecek ve inanmakta zorlanacağınız bir bilgi vereceğim şaşıracaksınız. Türkiye’nin oto karasörü yapan ilk illerinden biriyiz. Şimdiki Saraçlar Çarşısında bir zamanlar Sümer Bank olarak hizmet veren yerde 28 kişilik otobüsler için ağaçtan karoser yapılır, üzerine teneke çakılarak boyanırdı. Ancak nedendir bilmiyorum bu meslek dalı zamanla kaybolup giderken aynı sanatı yapan Bursa dünya devi oldu.

 

ZATEN PANCAR ŞİRKETİNDEN AŞAĞISI MARUL TARLASIYDI

Ambar yolu ise son derece köhne doğru dürüst işyeri olmayan ve bahçeli, tek katlı evlerin bulunduğu bir bölgeydi. Bana birileri bugünkü durumu alacağını söyleselerdi inanmazdım. Ambaryolu’nun Yeşilyol ile kesiştiği 4 yolda 60’lı yılların sonuna doğru Belediye kantarı hizmet büfe vardı. Büfe ve kantarı aynı kişi çalıştırıyordu. Bu yüzdende adı Kantar İsmail olarak kaldı. Zaten Pancar şirketinden aşağısı marul bahçeleri ve ekin tarlaları idi. Şimdiki Park Afyon’a kadar tarlaydı ve yolun ortasında açık bir vaziyette iğrenç görüntülü dere akardı.

 

ANADOL’U GÖRMEK İÇİN KUYRUK OLUŞURDU

O yılların tartışmasız en güzel işyerlerinden birisi ise şimdiki Belediye Çarşısının olduğu yerdeki Hal Binası ile şu anda restorasyonu devam eden Bedesten binası idi. 60’lı yılların sonlarına doğru ilk Türk otomobili Anadol satışa çıkmıştı ve şu anda Otel Soydan’ın altında hizmet veren Hancıoğlu manavın bulunduğu binada 1 araç uzun süre sergilendi. Satış fiyatı 26 bin lira olan bu aracı yakından görmek isteyen insanlarımız burada büyük kalabalıklar oluştururlardı. Zamanla gözümüz yollarda Anadol taksiyi görmeye de alıştı.

 

CADDELER ASFALT OLMAYA BAŞLADI

70’li yıllar Afyon’da değişimin hissedilir şekilde başladığı yıllardır. İstasyon caddesi ve Ambar Yolu parke taşı terk etti, caddeler asfalt olmaya başladı. Yeni yeni yüksek binalar ve iş yerleri ambar yolunda boy göstermeye başladı. En üzüldüğüm şey ise 60’lı yıllarda bile yolcu taşımacılığına açık olan hava alanının kapatılmasıydı. Biz Hava Alanı için daha ileri hamleler beklerken alan sivil uçuşlara kapatıldı. Yarım asırlık dönemde Afyon’da yapılanları yarım sayfaya sığdırmak mümkün değil. Bu konuda doyurucu bilgiye sahip olabilmek için değerli kardeşim Hasan Özpunar’ın belediye adına yaptığı Afyon’un dünü ve bugününü anlatan iki ciltlik muhteşem eserini incelemenizi tavsiye ederim.

 

FAYTONCULAR, MURAT 124’LERİN LASTİKLERİNİ KESERDİ

Yazımın başlığındaki Anadol taksiden bahsettim. Gelelim Murat 124’e. Halkın deyimiyle Hacı Murat’a.. 1972 yılından itibaren ülkemize İtalyan’ların Fiat 124, Türklerin ise Murat 124 dediğimiz otomobil girmeye başladı. Başlangıcında ithal edilen bu araçlar daha sonra Bursa’da Tofaş otomobil fabrikalarında üretilmeye başlandı. Afyon’a yansıması ise biraz sancılı oldu. Araçların ülkemize girişi ile birlikte Azmi Türköz isimli iş adamımız 5 adet Murat 124 getirerek şimdiki İş Bankasının yanında taksi olarak çalıştırmaya başladı. Bu araçlarla Afyon’un her tarafına 5 liraya gidebiliyordunuz. Bu girişim faytoncuların saltanatına son vermiş oldu. İnsanlarımız daha önce alternatifi olmadığı için faytonu kullanırken bu kez Murat 124’e yöneldi. Böyle olunca faytoncular uzun bir süre sokaklarda 124’lerin geceleri lastiklerini kestiler. Ancak değişen bir şey olmadı ve otomobil dünyamıza dolu dolu girdi.

Kalın sağlıcakla.

 

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum