Değerli okurlarımız;
Geçtiğimiz hafta aynı başlık altında Afyon'umuzun futbol tarihine adını altın harflerle yazdıran beş önemli şöhretimizi köşeme taşımış onların niteliklerini, özelliklerini yazmıştım. Bu hafta da yine Afyon futboluna önemli hizmetler vermiş değerlerimizden bahsedeceğim. Yalnız bu hafta şöhretlerimizi tanıtırken bir futbolcumuzu da ilçelerimizden köşeme taşıyacağım. Afyon futbol mozaiği içerisinde ilçelerimizi ayrı tutamayız. Gelelim bu haftanın şöhretlerine:
ŞERAFETTİN ÖZTAYLAN (Eski futbolcu ve Milli hakemimiz )
O'ndan bahsederken kısaca Şeref Abi diyeceğim. O Afyon futbolunun gelmiş geçmiş en önemli simalarından birisidir. İnanıyorum ki gelecek nesiller de bizim bu yazdıklarımızı okuyup tebessüm edeceklerdir. Çünkü Şeref Abi aktif spor yaşamı dışında son derece nüktedan ve esprili bir kişiliğe sahipti. Sohbetlerine doyum olmazdı. Bir defa o son derece dürüst bir kişiliğe sahipti. Her gün birlikte olduğu futbolcu arkadaşlarının maçlarını yönetirken tabir caiz ise onları tanımazdı. Müsabakayı kuralları içerisinde tavizsiz yönetir maç sonrası o futbolcularla oturur çay-kahve içer sohbet ederdi. İşin özü; Şeref Abi maçta başka, maç sonrası ayrı bir kişiliğe sahipti. İnsanlarla beşeri ilişkileri üst düzeydi. Özellikle spor camiasının aranan ismiydi… Futbola gönül verenler, futbolu bırakanlar bir araya geldiklerinde onun esprilerini konuşurlardı. Eğer bulunulan ortamda merhum Altın Kafa Burhan da varsa, oradaki sohbete doyum olmazdı. Merhum Şeref Abinin birçok anısı spor camiasında paylaşılır. Ancak bir tanesi var ki tüm eski futbol hakemleri bu anıyı bilirler ve bir araya geldiklerinde dillendirirler.
Nedir bu olay..? Takımları tam hatırlayamıyorum ama muhtemelen Söke-Kuşadası maçı ve maçın hakemi Şeref Abi… Kuşadası takım kaptanı son derece agresif ve hakeme sürekli itiraz eden bir tiptir… Şeref Abi yılların milli hakemidir… O ne hırçın futbolcuların maçlarını idare etmiş onları hizaya getirmiştir… Kaptanın hal ve hareketlerini beğenmeyen Şeref Abi onu çağırarak birkaç kez ikaz eder. Ancak kaptan ikazları falan dinlemez ve rakip takım futbolcusuna kasti bir faul yapar… Zaten sürekli olarak kaptanı göz hapsinde tutan Şeref Abi bu faul üzerine ok gibi yerinden fırlar ve kaptanı yanına çağırıp "Paşa senin adın ne” diye sorar. Kaptan cevap verir, “Taylan hocam” der… Bunun üzerine kırmızı kartını çeker ve “Benim adım da Şeref Öztaylan, yaylan yavrum yaylan" diyerek kaptanı oyundan atar… Şeref Abi'nin bu olayı yıllarca hakem camiasında konuşulur.
Sevgili Şeref abi; rahmetin bol, mekanın cennet olsun. Seni hiç unutmadık ki.....!
İSMAİL ve HALİL AKİŞ KARDEŞLER
Aslında üç yetenekli kardeştir Cengiz, İsmail ve Halil… Afyon futboluna sayısız hizmetleri vardır bu üç kardeşin..!Üç kardeş de Afyon futboluna verdikleri güzel hizmetler nedeniyle hala hafızalardan silinmediler.
Cengiz abi 1950’li yıllarda Kocatepe'de oynamış, Afyon'un ilk futbolcularındandır. Burada göze çarpanlar ise İsmail ve Halil Akiş’tir.
İsmail Akiş: İsmail futbolcu üç kardeşin ortancasıdır. 1944 Afyon doğumludur… 1960 ve 1970’li yıllarda Afyon futboluna damgasını vuran İsmail, oynadığı futbolla gönüllerde taht kurmuştur. Süper mücadele gücü tatlı sert ve teknik futbolu ile adından hep söz ettirmiştir. Uzun yıllar Afyon Gençlik'in formasını giyen İsmail 1967 yılında takımı Gençlik'in Afyonspor'a dönüşmesiyle İsmail Kocatepe'ye transfer oldu ve bir sezon burada oynadı, oradan da Sincanlı Kaymakamı
Aydemir Ceylan'ın Sincanlıspor'una transfer olup orada da şampiyonluk yaşadı. 27-28 yaşlarında ise bazı nedenlerle futbola adeta küserek, aktif futbol hayatını sonlandırdı. Bu arada temas etmeden geçemeyeceğim 60 ve 70’li yıllarda Afyon Lise'sinin bugün 2’nci, 3’ncü ligde oynayacak güçte, muhteşem bir takımı vardı ve İsmail bu takımın kaptanıydı. Kardeşi Halil ile birlikte hem Afyon Gençlik'te, hem de Afyon Lise'si takımında uzun yıllar birlikte top koşturdular…
Halil Akiş: Halil futbolun beyefendilerinden biridir. Daha 17 yaşında iken Doğanspor forması altında Karagücü'ne karşı oynamıştır. Ancak abisi İsmail'in Afyon Gençlik'te oynamasının etkisinden olacak o da Gençlik'e lisansiye olup, uzun yıllar aynı formayı terletmiştir. Eski futbol terimi ile sağiç, soliç ve haf oynayan Halil bu günün ön liberosudur. Halil her ne kadar futbolun beyefendisi ise de aynı zamanda günümüz futbolu ile kıyasladığımızda takımının hamalıdır. Rakiple dalaşmaz, bulaşmaz futbolunu oynar. Son derece teknik ve mücadeleci bir yapısı vardı. 1968’de Demirspor'a transfer olan Halil, 1974 yılına kadar burada oynadı, üniversite sınavında İzmir’i kazanan Halil 1974 yılında Afyon'daki aktif futbol yaşamını noktalayıp İzmir'e yerleşti.
YAŞAR KUZU (Kürt Yaşar -Çay Çağlayan Spor)
Yazımın başında da belirttiğim gibi merkez takımlarında futbol oynayan değerlerimizden bahsederken ilçe takımlarında oynadığı futbol ile unutulmazlar arasında olan değerlerimizden de bahsetmemiz gerek. Bu anlamda bu hafta ilk defa bir ilçe takımının futbolcusundan bahsedeceğim. Afyon amatör ligi maçlarına 1965 yılında ilk katılan ilçe takımımız Çay Çağlayanspor'dur. Bu ilçe takımı 1965 yılında katıldığı Amatör Lig'de ses getiren müsabakalar oynadı. Başlangıcında kaale alınmayan Çağlayanspor, her geçen hafta lige ağırlığını koyarak 9 takımlı ligde daha ilk yılında 3’cü oldu. Bu takımın çok iyi bir kadrosu vardı ve takımı yılların eskitemediği Binbaşı İhsan Dümelli çalıştırıyordu. Takım bir askeri disiplin içinde 90 dakika mücadele eden bir karakterle rakipleri ile başa baş oynuyordu. Dümelli kontratak futbolunu çok iyi oynatıyordu. Önce rakibi üzerine çekiyor ilerde tutulması imkansız gibi olan sprinter futbolcusu Yaşar Kuzu ile onların canını yakıyordu.
Afyon'da gelmiş geçmiş en süratli futbolcuları sayarsak bunlar ; jet hakkı,Ahmet Şen,Yener Güney ve Yaşar Kuzu'dur. Önüne atılan toplarda Yaşar kamburunu çıkararak koşmaya başladı ise onu yakalamanız hemen hemen olanaksız gibidir. Tek eksiği son vuruşlardaki yetersizliğidir. Bütün bunlara rağmen hatırı sayılır sayıda goller atmıştı. Başka bir günde, başka değerlerimizin konu edileceği bir ortamda birlikte olmak dileğiyle sağlıcakla kalın.
YORUMLAR