Koronavirüsle mücadele devam ederken, büyükşehirlerden kırsala doğru yaşanan nüfus hareketliliği köyleri tehdit etmeye başladı. Büyükşehirlerde geçim sıkıntısı çeken ya da köyleri izole gören insanların kontrolsüz bir şekilde köylere gitmesi, koronavirüsün buralarda da yayılmasına neden oldu. Birçok köy karantinaya alınırken, bu durum tarımsal üretim açısından da tehdit unsuru oluşturmaya başladı.
Tarım politikaları uzmanı Ergin Kahveci, Son Haber’deki yazısında bu tehlikeye dikkat çekti.
‘Korkuyorum’ başlıklı bir yazı kaleme alan Kahveci, “Üzülerek öğreniyoruz; virüs salgını “kırsal alan”a sıçradı” dedi.
Artvin, Rize, Malatya, Van dahil ülkenin en ücra yerlerine bile virüsün bulaştığının altını çizen Kahveci, köylerin karantina altına alınmasının tarımsal üretimi sekteye uğratmasından endişe duyduğunu belirtti.
Virüs salgınından dolayı köylerin karantina altına alınmasının şehirler için gıda yok demek anlamına geldiğini ifade eden Kahveci, şunları kaydetti:
“Kırsalı güvenlik önlemleri ile kontrol etmek kolay gibi görünse de aslında değildir. Kırsal alan dağınıktır ve birçok fiziksel yerleşimlere sahiptir. Mezrası, yaylası, mahallesi, gecekondusu ve farklı mekânsal alanları vardır. Bu yerleşimler, bağlantıları nedeniyle daha hareketlidir.
Hareketlilik ise tarımsal faaliyetlerin öznesi gibidir. Gidip gelmek, toprağı işlemek, hayvanı otlatmak, arı kovanlarını nakletme zorunluluğu vardır. Bu nedenle kırsal alandaki tercih, sadece sağlıkla sınırlı değildir.
“Mal, canın yongasıdır” sözü kırsal alanda daha fazla karşılık bulur. Kırsal alan üretmek, tarım yapmak zorundadır. Hem kendi ihtiyacı için, hem kentliler için. İşte bu aşamada virüs salgını onlar için karantina demekse, bizim için gıda yok demektir.”
 
Yazısının devamını okumak için tıklayın…
 
TARIMDANHABER