Afyonkarahisarlı hemşehrimiz, Araştırmacı Yazar Emekli Albay İsmail Özdilek, Aydınlık Gazetesi’nde yayınlanan yazısında Sinema Bakanlığı kurulmasını önerdi.
 
Araştırmacı Yazar Emekli Albay İsmail Özdilek’in yazısı şöyle ;
Toplumsal yaşamımızda milli hedefler ve milli politikalarımızı gerçekleştirmek için sinemaya çok önem vermemiz gerekir. Konuya Milli Gücün tanımı ile açıklamak isterim. Bir ülkenin maddi ve manevi varlıklarını toplamına milli güç denir. Bunun unsurları ise; coğrafi güç, askeri güç, siyasi güç, teknolojik güç, ekonomik güç, psiko sosyal ve kültürel güçtür.
 
Sinema; hedef kitle üzerinde milli güç unsularını daha da güçlendirmek için ülkelerin belirledikleri kısa, orta ve uzun vade politikaları destekleme yönünden, asker ve ordudan daha güçlü ve en önemli vasıtadır.
 
Türk Silahlı Kuvvetlerinin iki vurucu gücü 2 bin kilometrelik alanda Hava Kuvvetlerine ait 17 savaş uçağı, Deniz Kuvvetlerine ait 9 tam donanımlı savaş gemisi, uçaklarımızın havadan yakıt ikmalleri de yapılarak Mavi Vatanda boy gösterdi.
 
Silahlı Kuvvetlerimiz, Doğu Akdeniz ve bölgedeki sondaj faaliyetlerimizi ve ülkemizin hak ve menfaatlerini korumak için devamlı tatbikat eğitim ve devriye görevini icra ederek bayrağımızı dalgalandırmaktadır.
 
Bizler bu tatbikatı basında izledik ve bitti. Hâlbuki bunun bir sinema filmi yapılmış olsa bize düşmanlık besleyen ülkeler üzerinde psikolojik baskı yapar. Kendi toplumumuza da güven verir.
 
İnsanımıza denizi sevdirmek ve Deniz Kuvvetlerimizi halkımıza tanıtmak maksadı ile Cem Gürdeniz Amiralimle beraber film ve dizi filmi yapımcısı arkadaşlarla toplantı yaptık.
 
Çok özverili çalışan ve her türlü maddi sıkıntılar içerisinde projeler üreten sinemamızın 100 yılı aşkın bir yapısı ile temeli güçlüdür.
 
Sinema, artık eskisi gibi Yeşilçam sınırlarını aşmış, Türkiye ve dünyaya yayılmıştır. Sektördeki gençlerimizin birçoğu uluslararası boyutta filmler yapmakta ve çalışmaktadırlar.
 
Her yıl üniversitelerimizden 12.000 civarında iletişim, sanat ve sinema bölümlerinden ellerinde projeleri olan heyecanlı gençlerimiz mezun olmaktadır. Bakanlık bu gençlerimizin projelerine deste konusunda yetersiz kalmaktadır.
 
Türk Sineması, Öncelikli olarak Dünya ile bütünleşmiş bir sinema sanayisi yapısı ele alınıp sinemamız uluslararası boyuta taşınmalıdır. Ülkemiz, coğrafi konumumuz itibari ile Hollywood ve Bollywood gibi dünya sinemasının merkezi olacak konumdadır.
 
Ülkemizin dünya sineması olması için, Sinema sektörüne ömür vermiş büyüklerimizin bir araya gelmesiyle Bakanlık düzeyinde kurulmalıdır.
 
Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde 30 genel müdürlük ve başkanlık vardır. Sinema Genel Müdürlüğü bunlardan bir tanesidir. Yapısı itibarı ile güncel olarak sinemanın ihtiyaçlarına cevap verecek durumda değildir.
 
Senaryo ve proje dosyalarımıza sinema derneklerinden seçilen 7 kişi ve Bakanlıktan seçilen 9 kişi proje dosyamıza bakar ve karar verirler.
 
Bakanlık üye sayısının fazla olması nedeni ile Sinema Genel Müdürlüğü siyasetin gölgesinde kalması ve sansürün de devam ettiğini gösterir.
 
Ben 26 yıldır sinemanın içerisindeyim. Bunu, bakanlığa verdiğim projelerimle yaşadım. Bu yapısı ile aradan 126 yıl da geçse sanatımıza ve sinemamıza vereceği hiçbir şey yoktur.
 
Ben dâhil sunduğumuz projelerimize cevaplar, proje sahipleri ile konuşmadan konunun uzmanlarına danışmadan 16 kişilik bir heyetteki bir kişinin kararı ile bilgisayar üzerinden verilmektedir.
 
Askeri konu olan ve ülkemizin Doğu Akdeniz ve bölge politikalarını etkileyecek Kıbrıs Barış Harekâtını anlatan sinema filmim olan ‘Ayşe Tatile Çıksın‘ adlı sinema film projem bakanlıkta iki yıl bekledi. Şahsımla görüşülmeden, Araştırma Geliştirme Genel Müdürlüğü, Hedef Belirleme ve diğer Genel Müdürlüklerle koordine etmeden projem kabul edilmedi.
 
Bu yapı nedeniyle yönetmen ve yapımcı arkadaşlarımız ellerindeki çok güzel projeleri bakanlığa göndermemektedir. İleride, sinemamızın uluslararası boyutta olması ile ilgili bilgiler tarafımdan istenirse yardımcı olmaya hazırım. Ama Sinema Bakanlığı kurulmalıdır.