Bir gazetenin 04.04 2018 tarihli nüshasında yer alan, ‘Hak-İş’te derin çatlak’ başlıklı ve ‘Hak-İş bölünüyor mu?’ alt başlıklı haberde Öz Savunma ve Güvenlik İşçileri Sendikası (Öz-İş) Genel Sekreteri Kadir Sağlam’ın 3 Mart 2018 tarihinde Facebook’ta yaptığı ve amacından saptırılmış bir paylaşımdan hareketle, “Hak-İş’e bağlı bir grup sendikanın Hak-İş’ten ayrılıp yeni bir konfederasyon kuracağı” iddia edilmektedir.

Öz Orman-İş Sendikası ile bir grup sendikanın Hak-İş’ten ayrılarak, Öz Hak-İş isimli yeni bir konfederasyon kuracağı ve “Sendikalara müdahaleden dolayı konfederasyonda mevcut Genel Başkan Mahmut Arslan ile Hak-İş Genel Başkan Yardımcısı ve Öz Orman-İş Genel Başkanı Settar Aslan’ın karşı karşıya geldiği” belirtilerek, bilgimin olmadığı habere adım da karıştırılmıştır.

Öncelikle yüzbinlerce üyesi olan bir Konfederasyonla ilgili böyle bir haber yapılırken keyfi  yorumlardan kaçınılması, gazeteciliğin ilk ve asgari şartı olan tarafların bilgisine başvurma ilkesinin   yerine  getirilmesi gerekirdi.

Kuruluş yıllarından itibaren içinde yer aldığım ve her kademesinde görev yaptığım Hak-İş’ten ayrılmak şöyle dursun; görevi, unvanı ve gücü ne olursa olsun, Konfederasyonumuza en küçük bir zarar  verecek kişi ve kuruluşlar, karşısında önce beni bulur. İlk gençlik yıllarımdan itibaren kişisel tarihimin en önemli parçası olan Hak-İş saflarında sürdürdüğüm mücadelenin böyle bir haberle gölgelenmesini büyük bir haksızlık sayarım ve böyle bir çaba karşısında sessiz kalmam mümkün değildir. Elbette temsil ettiğimiz üyelerimizin hak ve menfaatlerini korumak, hizmetlerimizin kalitesini arttırmak ve genişletmek, işçilerimiz lehine kamuoyu oluşturmak ve karar mekanizmaları üzerinde etkili olmak gibi konularda görüş farklılıklarımız olabilir. Daha iyi, daha güçlü, daha etkili bir Hak-İş için farklı düşüncelerimiz olabilir. Ve nihayet bazı konularda görüş ayrılıklarımız da bulunabilir. Bunlar her işçi kuruluşunda olan, hatta olması gereken bir zenginliktir. Bu tür farklılıklar, sendika içi demokrasinin bir gereğidir ve Hak-İş’i var eden ilke, gelenek, teamüller ile demokratik kurallar içinde değerlendirilmesi gerekir. Bu tür görüş farklılıklarından, Hak-İş’te bir çatlak olduğu, Hak-İş’in bölüneceği gibi bir sonuç çıkarmak gazetecilikle de, iyi niyet kuralları ile de bağdaşmaz.

Ne şahsım, ne Genel Başkanı olduğum Öz Orman-İş Sendikası, ne de haberde adı geçen Hak-İş üyesi sendikalar, mevcut yönetim karşısında bir amaçla bir araya gelmedikleri gibi, Hak-İş’e zarar verecek oluşumlar içinde yer alacak kadar tutarsız ve ilkesiz değillerdir.

Hak-İş’i bölmek isteyen, karşısında beni bulur.