phishing

Evde kalırken kendimizi iyi hissetmek için neler yapabiliriz?

Evde kalırken kendimizi iyi hissetmek için neler yapabiliriz?

Evde kalırken kendimizi iyi hissetmek için neler yapabiliriz?
02 Nisan 2020 - 20:29

 
 2019 Yılının Aralık ayında Çin Halk Cumhuriyetinde ortaya çıkan ve artık Dünya Sağlık Örgütünün
Covid-19 olarak isimlendirdiği salgın, dünyada hızla artarken insanlarda da ciddi bir paniğe de yol açtı.
İçinde bulunduğumuz bu olağanüstü süreçte Covid-19’a yakalanmamak için her birimiz yine
olağanüstü bir çaba içindeyiz. Bu süreçte kendimizi salgından korurken psikolojik sağlamlığımızı
korumak da hayati öneme sahiptir. Çünkü DSÖ (Dünya Sağlık Örgütü) sağlıklı olmayı “Sağlık, sadece
hastalık ve sakatlık durumunun olmayışı değil kişinin bedenen, ruhen ve sosyal yönden tam bir iyilik
halidir” şeklinde tanımlar.
 Tüm dünyada yayılan Covid-19 salgını nedeniyle kendimizi, ailemizi, çocuklarımız ve toplumun
diğer üyeleri için endişe, kaygı ve korku yaşamamız tamamen olağan ruh halidir, sizi anormal bir insan
yapmaz. Bu tepkileri vermemiz zayıf bir insan olduğumuz anlamına da gelmez. Kitle iletişim
araçlarında bilim insanlarının söylediklerine uymamız, kendimiz ve sevdiklerimiz için hayati bir önem
taşıyor. Bu zorlu süreci en az zararla atlatmamızın yolu sosyal mesafe kuralına uymak ve bilim
insanlarının dediklerini dikkatle almaktan geçer. Hastalığa yakalanma korkusu, hastalığın ne zaman
biteceği konusundaki belirsizlikler, ekonomik kaygılar, işini ve sevdiği insanları kaybetme korkusu,
ister istemez insanda yoğun stres ve kaygıya yol açıyor. Ancak unutulmamalıdır ki kaygı ve korku da
virüs kadar bulaşıcıdır. Bu süreçte kaygı ve korkularımızla akılcılıkla mücadele etmek, içinde
bulunduğumuz sürecin normal bir süreç olmadığının farkında olup hem kendimizin hem de birlikte
yaşadığımız insanların psikolojik sağlamlığını korumak çok önemlidir.
 Anadolu kültüründe sevgiyi ifade etmenin göstergesi olan sarılmak, yakın temas kurmak,
dokunmaktır. Hayatımızın bir parçası haline gelmiş bu alışkanlıklarımızı değiştirmek davranışsal
olarak zor olduğu kadar psikolojik olarak da zordur. Kendimiz ve sevdiklerimiz için bu zorluğa bir süre
katlanmak durumundayız. Unutmamak gerekir ki salgın döneminde sosyal mesafe küsmek, ayrı
kalmak, dargın olmak gibi sosyal bir uzaklığı içermemektedir. Aksine bu anormal dönemde sosyal
mesafe sevdiklerimizi ve kendimizi hastalığa karşı koruma yoludur. İçinde bulunduğumuz teknoloji
çağının imkânlarından faydalanarak bedensel olarak mesafeli olsak da sevdiklerimizle sürekli iletişim
halinde kalabiliriz.
Sosyal mesafe uygularken kendimizi çevremizden ve dünyadan soyutlamak zorunda değiliz.
Aksine bu süreçte farklı iletişim araçlarıyla birbirimize destek ve moral için iletişimi daha da
artırmalıyız. Bu süreçte sürekli stres ve panik olma, umutsuzluk, çaresizlik, dünyayı anlamsız görme,
uykusuzluk ve uyku sorunları, baş ve karın ağrısı gibi somatik yakınmalar, ilişkilerde yaşanan
çatışmaların artması, günlük yapılan aktivitelerden zevk alamama gibi tepkiler, zorlu yaşam olaylarına
karşı verilen ortak stres tepkileridir. Tekrar vurgulamak gerekirse, içinde bulunduğumuz dönemde bu
belirtilerin olması sizi anormal ve zayıf bir birey yapmaz. Zamanla, olup biten durum kabul edilmeye
başlanır, tepkilerin şiddeti azalır, günlük yaşam sorumlulukları yerine getirilmeye başlanır, gelecekle
ilgili planlar yapılır, salgın hakkında düşünülür ama zihni tamamen meşgul etmez.
 KENDİMİZİ İYİ HİSSETMEK İÇİN NELER YAPABİLİRİZ?
Bu duyguları hissederken yalnız olmadığınızı, herkesin benzer şeyler hissettiğini kendinize
hatırlatın.
1- Virüsle ilgili bilimsel somut ve gerçekçi bilgiler edinin (Sağlık bakanlığı, Enfeksiyon Hastalıkları
uzmanı vb.)
2- Covid-19 riskinden korunma yöntemlerini öğrenip uygulayın. Bu yöntemler bilim insanlarının
söyledikleri akılcı ve mantıklı yollar olmasına dikkat edin.
3- Bu süreçte medyayı sağlıklı kullanın; günün büyük bir çoğunluğunu salgın haberlerini
okuyarak, izleyerek geçirmeyin.
4- Yaşanan duyguların normal ve geçici bir durum olduğunun farkında olun.
5- Kendinize ve ailenize zaman ayırıp toplumsal dayanışmayı pekiştirin.
6- Alışkanlıklarınızın eskisi gibi sürdürme isteğinizin normal olduğunu ancak kendi
kontrolünüzde olmayan nedenlerle bunu yapamayacağınızı kabul edin.
7- Ev içerisinde size iyi gelebilecek etkinlikler belirleyin (çiçek bakımı, örgü, takı tasarımı, ufak
tamiratlar, yemek yapmak, kitap okumak, müzik dinlemek, basit fiziksel egzersizler…)
8- Yakınlarınız ve sevdiklerinizle sık sık telefondan ve görüntülü sohbetle görüşün.
9- Geçmişte yaşadığınız zorluklarda nasıl baş ettiğinizi hatırlayın ve bu durumla da başa
çıkabileceğiniz konusunda kendinize güven verin.
10- Her gün en az 10 dakika kendinizle baş başa kalın, gözlerinizi kapatın ve yalnızca nefes alış
verişinize odaklanarak zihninizi sakinleştirin ve bedeninizi gevşetin.
11- Bağışıklık sisteminizi ve ruh sağlığınızı korumak için sağlıklı beslenin, iyi uyuyun, sigara ve
alkolden uzak durun, kafein içeren çay, kahve… vb. içeceklerden uzak durun, bol su için.
12- Sohbetlerinizde yalnızca salgından değil başka konular hakkında da konuşun.
13- Sevdiklerinizle birlikte gülmeyi, şakalaşmayı ihmal etmeyin.
14- Hayatınızda hâlâ sizin kontrolünüzde olan şeyleri kendinize hatırlatın.
Yukarıda yazdığımız önerileri yaptığınız halde stres tepkileri azalmıyorsa ortaya çıkan stres
tepkileri salgından önce de varsa ve salgınla birlikte giderek arttıysa, bu belirtiler gündelik
basit sorumluluklarınızı (beslenme, çocukların bakımı vb. ) yerine getirmeye engel oluyorsa,
iştah ve uykuda belirgin bir şekilde bozulma varsa o zaman bir uzmandan destek alabilirsiniz.
Sağlıcakla evde kalın.
Uzm. Dr. Serhat Korkmaz
İl Sağlık Müdürü
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum