Akparti’de çeşitli kademelerde birçok görevde bulunan eğitimci-Ziraat Mühendisi Şükrü Ersoylu Akparti 28. Dönem milletvekilliği aday adaylığı içim müracaatta bulundu.
Ersoylu mürcaat sırasında basın mensuplarına bazı açıklamalarda bulundu.Ersoylunun açıklaması şöyle;
Cumhuriyetimizin kuruluşundan  100. Yıl sonra  dünyadaki güç merkezlerinin yeniden şekillendiği bir süreçte Milletin bağımsızlığının ve bütünlüğünün, ülkenin bölünmezliğinin, kişilerin ve toplumun huzur refah, barış ve mutluluğunun tehdit altında olduğunu düşünerek ben de karınca misali tarafımı belli etmek için sahada olmaya karar verdim.
 Bu tehdidi bertaraf edebilmek için kuruluşundan beri değişik kademelerinde görev almaktan onur duyduğum Ak parti siyasal anlayışının yegane seçenek olduğunu düşünüyorum.
Ak parti siyasal anlayışını diğer partilerden farklı kılan anlayış siyasi kimliğinde mevcuttur.
O kimlik Muhafazakar Demokrat kimliktir.
Muhafazakar kimliğin en değerli ilkeleri Öz değerlerinden, Kadim Medeniyet anlayışından ve inanç sisteminden beslenir.
Bu ilkelerin en önemlisi ise Adalettir.
Adil olmak içinse her birimize düşen görevler ve sorumluluklar vardır.
Bu sorumlulukları yerine getirebilmek için;
Teşkilat içinde yapacağımız tercihlerimizde adil olmalıyız,
Kamu kurumlarla olan ilişkilerimizde adil olmalıyız,
Toplumla olan ilişkilerimizde, özellikle en temel insan hakkı olan yaşama hakkının korunabilmesi için katillerin değil mağdurların yanında olmalıyız.
Selahattin Demirtaş’a şeref madalyası takanların değil, Demirtaşla kahvaltı fantazileri kuranların değil, şehit bacısına söğenlerin değil şehitlerin tarafında olmalıyız.
Aybüke öğretmenlerin, Necmettin öğretmenlerin Neşe öğretmenlerin, Bedirhan bebeklerin, Yasin Börü ve arkadaşlarının, 6 bin sivili katleden cinayet şebekesini azmettirenlerin, onlara yardım ve yataklık edenlerin değil mazlumların tarafında olmalıyız.
Filistinde Gazze de katil israil’in değil Filistin halkının yanında olmalıyız.
Mısırda darbeci Sisi nin değil Rabia meydanında katledilen Mısır halkının yanında olmalıyız.
Suriye de zalim Esat’ın yanında değil Suriye halkının yanında olmalıyız.
En nihayetinde dünya beşten büyüktür diyen, daha adil bir dünya mümkündür diyen, şefkat ve merhamet medeniyetinin temsilcisi Recep Tayyip ERDOĞAN’n tarafında olmalı ve ona yol arkadaşı olmalıyız.
Çünkü huzurun,barışın  kaynağı adil olmaktan geçer.
Huzuru olmayan bir toplum üretim sürecine sağlıklı olarak katılamaz.
Üretim sürecine sağlıklı katılamayan toplumlar dünya ölçeğinde hak ettiğimiz yeri alacak bir üretim ve refah seviyesine ulaşamaz.
Sağlıklı işlemeyen zihinler yüksek teknolji üretemez
Uluslar arası piyasada rekabet edebilecek teknoloji üretmeyen ülkelerse sıcak parayla sömürülmeye nihayetinde siyasi ve ekonomik bağımsızlıklarını kaybetmeye mahkum olur.
Son zamanlarda emperyal güçlerin temsilcileri ve onların Türkiye içerisinde uzantıları güzel ülkemizin başta insansız hava araçları olmak üzere yüksek teknoloji ürünlerini hedef almışlardır.
Amerikan derin devletinin çukur sözcüsü Michael Rubin biliyorki; “Türkiye’nin İHA ve SİHA teknolojisi Amerikan hakimiyetini tehdit ediyor, yaptırım uygulayalım.” Diyerek yüksek teknoloji ürünlerimize saldırıyor.
Sezgin TANRIKULU “Türkiye’nin savaş suçu işleyen bu ölümcül silahlara ihtiyacı yoktur.” Diyerek İHA ve SİHA ları hedef alıyor.
Ali BABACAN “İHA ve SİHA lar  kutsal,dokunulamaz hale getirildi” diyerek koroya katılıyor.
Lakin bu Emperyal güçler ve onların Türkiye deki taşeronları bilmiyorlar ki, bu projelerin sahibi millettir.
O asil millet yine 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sahaya inecek güzel ülkemizin siyasi ve ekonomik bağımsızlığına sahip çıkarak Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN ve cumhur ittifakını yeniden iktidara getirecektir.
Bu duygu ve düşüncelerle 28. Dönem milletvekilliği için aday adaylığımı açıklıyor destek ve dualarınızı bekliyorum.
Demokrasi bayramımız kutlu olsun Mevlam yar ve yardımcımız olsun.
Çıkmış olduğumuz bu kutlu yolda bizleri yalnız bırakmayan bütün Ak Parti ailesine ve dostlarımıza teşriflerinden dolayı teşekkür ediyor saygılar sunuyorum.