phishing

Eğitim-Sen : Umudu ve mücadeleyi büyütmek için 1 mayıs’ta alanlardayız

Eğitim-Sen : Umudu ve mücadeleyi büyütmek için 1 mayıs’ta alanlardayız

Eğitim-Sen : Umudu ve mücadeleyi büyütmek için 1 mayıs’ta alanlardayız
02 Mayıs 2019 - 13:21


 
 
İşçisi, kamu emekçisi, işsizi, emeklisi, aydını, sanatçısı, gazetecisi, öğrencisi, esnafı, kadını, genci, yaşlısıyla doldurduğumuz 1 Mayıs meydanlarında nasıl bir memleket istediğimizi kol kola, omuz omuza dile getiriyoruz.
 
İşçilerin kıdem tazminatlarına göz koyanları, işsizlik fonunu talan edenleri, emeklilik hakkını gasp edenleri, iş güvencesini kaldırmak isteyenleri, atamalarda kariyer ve liyakati ortadan kaldıranları, angarya çalışmayı artıranları, ülkenin fabrikalarını birkaç yıllık karı karşılığında, arazileri ile birlikte satıp çalışanlarını işsiz bırakanları, tarımı çökertenleri, her şeye zam yapanları, binlerce kamu emekçisini sorgusuz, sualsiz işinden ekmeğinden edenleri, işsizliğe çare bulamayanları, ülkede hukuk düzenini ve haber alma hakkını bütünüyle ortadan kaldıranları bizler çok iyi biliyoruz.
 
Adına ister ‘kriz’ diyelim isterse ‘ekonomik dalgalanma’ sonuç değişmiyor. Ülkemizin adım adım içine itildiği ekonomik, siyasal ve toplumsal bunalım gittikçe derinleşiyor. Rekor üstüne rekor kıran işsizlik, hayat pahalılığı soframızdaki ekmeği küçültüp, geleceğe güvenle bakmamızın önüne set çekiyor. Ekmek kadar su kadar, hava kadar ihtiyaç duyduğumuz haklarımız ve özgürlüklerimiz demokrasinin, adaletin, hukukun son kırıntılarının da rafa kaldırıldığı bu dönemde her geçen gün daha fazla sınırlanıyor.
 
EMEĞE KÖLELİK DAYATAN BU DÜZENDE
 
HEPİMİZ KAYBEDİYORUZ!
 
Kamu hizmetleri alanını kârı esas alan piyasaya, vatandaşları müşteriye, bizleri ise iş güvencesi tamamen ortadan kaldırılan kapı kullarına dönüştürmek istiyorlar.
 
Ülkenin fabrikalarını arazileri ile birlikte satıp, çalışanlarını işsiz bıraktılar. Şekerden, tütüne, patatesten soğana, enerjiden kâğıda, etten samana ülkeyi dışarıya bağımlı hale getirdiler.
 
‘Reform’, ‘dönüşüm’ gibi yaldızlı, süslü kavramlarla temel haklarımızı tek tek ortadan kaldırdılar. Az personelle, çok iş yapmayı esas alıp angarya çalışmayı artırdılar. İstihdamı bin parçaya bölüp güvencesiz-sözleşmeli-taşeron-ücretli istihdamı, bizi birbirimizin rakibi haline getiren-iş yükümüzü artıran performans sistemini-kuralsız-esnek çalışmayı tüm kamuya yaydılar.
 
Kariyer ve liyakati ortadan kaldırdılar. Siyasal kadrolaşmayı tüm kamu emekçilerini kapsar hale getirmek için hem işe almada hem görevde yükselmede mülakatın ağırlığını artırıp torpilin kapısını sonuna kadar açtılar.
 
Milyonlarca kamu emekçisi için iş güvencesi tehdidi gittikçe büyürken yetkilendirilmiş konfederasyonun yöneticileri her toplu sözleşme dönemi öncesinde dillerine doladıkları nakaratlarını tekrar ediyor.
 
Bugüne kadar altına imza attıkları ‘tarihi başarılarla!' kaybettirdiklerinin hesabını vermek yerine hepimizden ‘dayanışma aidatı’ adı altında haraç istiyor. Üç milyon kamu emekçisine, iki milyon kamu emekçisi emeklisine yaşattıkları kayıplara yenilerini eklemesinin önündeki tüm engelleri kaldırabilmek için ‘toplu sözleşme masasında sadece ben olmalıyım’ diyor.
 
Kısacası bugüne kadar haklarımızın tek tek elimizden alındığı, yoksullaştırıp güvensizliğe itildiğimiz düzene ‘istikrar’ diyenler, kraldan çok kralcı kesilenler, kendinden bekleneni yapmaya devam ediyor.
 
*Biz memleket isteriz, ekonomik krizin faturasını krizin sorumluları ödesin.
 
*Biz memleket isteriz, işçi sınıfı başta olmak üzere halkın tamamı insanca, özgürce, kardeşçe yaşasın.
 
*Biz memleket isteriz, herkesin güvenceli ve insanca çalıştığı bir işi olsun.
 
Bizim memleket dediğimiz, ölümüne çalıştırıldığımız işyerleri, açlık ve yoksulluk sınırının altında ücretler, taşeron köleliği, güvencesizlik değildir.
 
*Biz memleket isteriz, çalışırken ölmeyelim, insanca yaşayabilelim.
 
*Biz memleket isteriz, adalet olsun, zam-zulüm-işsizlik son bulsun.
 
*Biz memleket isteriz, siyasi gerekçeli her türlü cezalandırma son bulsun, devlet kendi kurallarına ve hukukuna uysun.
 
Bizim memleket dediğimiz, sokaklarda, meydanlarda, grevlerde, mahkemelerde hakkımızı savunmanın engellendiği, seçim sandıklarında hesap sormanın bile neredeyse “suç” ilan edildiği bir ülke değildir.
 
*Biz memleket isteriz, demokrasi olsun, seçme-seçilme, örgütlenme ve grev hakkımız tam olsun.
 
*Biz memleket isteriz, çocuklar istismar edilmesin, gelecekleri Ensar karanlığına gömülmesin.
 
Bizim memleket dediğimiz, sadece tek kişinin konuşup milyonların alkışlamak zorunda olduğu bir ülke değildir. Biz memleket isteriz, özgürlük olsun; düşünmek, konuşmak, yazmak, çizmek, itiraz etmek özgür olsun.
 
BİRLİĞİ, DAYANIŞMAYI, MÜCADELEYİ BÜYÜTMEK BİZİM ELİMİZDE!
 
Bugün önümüzde iki yol var: Ya iş güvencemiz başta olmak üzere temel taleplerimize birlikte sahip çıkıp emeğin birleşik gücünün zaferlerine bir yenisi ekleyerek hep birlikte kazanacağız. Ya da bugüne kadar aldığımız darbelerin üstüne bir yenisinin eklenmesine izin verip hep birlikte kaybedeceğiz.
 
Biz karanlığın zifiriye döndüğü zamanlarda bile yarına dair umudumuzu hiç yitirmedik. Bugünden yarına umut biriktirmeye devam ettik.
 
*Umutluyuz çünkü biz çoğuz, çoğunluğuz, milyonlarız, halkız!
 
*Umutluyuz çünkü biz işçisi, kamu emekçisi, emeklisi, asgari ücretlisi ile dünyanın en büyük ailesiyiz. *Umutluyuz çünkü Soma katliamından yaralı kurtulup 'sedye kirlenmesin çizmemi çıkarayım mı?' diyen maden işçisi ile aynı ailedeniz.
 
*Umutluyuz çünkü dünyanın ve ülkenin tüm güzelliklerini ortaya çıkaran, en yüce değerin, emeğin sahipleriyiz.
 
*Umutluyuz çünkü gücünü bizi bölmekten alanların dayattığı sömürü, yoksulluk ve baskı düzenine karşı omuza omuza mücadele ettiğimizde önümüzdeki engelleri kumdan kalelere çevirdiğimiz başarılarla dolu bir tarihin sahipleriyiz.
 
Ekonomik krizin faturasının emekçilere yıkılmadığı, Emeğin sömürülmediği, Herkesin güvenceli ve insanca çalıştığı bir işinin olduğu, Kimsenin cinsiyetinden, kimliğinden, inancından dolayı ikinci sınıf yurttaş muamelesi görmediği, Barış ve kardeşliğin hakim olduğu, Sendikal hak ve özgürlüklerin, hak arama yollarının önünün açıldığı, grevlerin yasaklanmadığı, Düşünmenin, düşünceyi ifade etmenin, itiraz etmenin cezalandırılmadığı, Emeğin, eşitliğin, özgürlüğün, demokrasinin, barışın, laikliğin hâkim olduğu
 
BİR DÜNYA VE ÜLKE İSTİYORUZ!
 
Kazanılmış haklarımızın gasp edilmek istenmesine, yaşamın her alanındaki hukuksuzluğa, haksızlığa ve keyfiliğe en gür sesimizle dur diyoruz. Emeğimize, ekmeğimize, işimize, geleceğimize ve memleketimize sahip çıkarak, barış içinde savaşsız sömürüsüz bir dünyada yaşama ve yaşatma umudumuzu
 
*1 Mayıs meydanlarında yükseltiyoruz.
 
*Güvencesizliğe, İşsizliğe, Yoksulluğa Teslim Olmayacağız!
 
*Barış ve huzur içinde kardeşçe yaşayacağımız güzel günlere hep birlikte omuz omuza yürüyeceğiz.
 
*Dayanışma ruhumuzla; ekmek, gül ve hürriyet günlerine olan inancımızla yaşasın 1 Mayıs!
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum