Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kovid-19 sürecindeki video konferans görüşmelerine üniversite öğrencileri ile devam etti. CHP lideri Kılıçdaroğlu görüşmede, öğrencilerin sorunlarını, taleplerini dinledi, gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Bazı öğrencilerin aile üyelerinin de görüşmeye katılması, renkli dakikalara sahne oldu.
 
Öğrenci- Biliyorsunuz Cumhuriyet Halk Partisine karşı ülkemizde halkımızın kemikleşmiş tabuları vardı. Ben 31 Mart ve 23 Haziran tekrarlanan seçimlerinde bu tabunun çok büyük ölçüde kırıldığına, aşıldığına inanıyorum. Ama şöyle bir soru yöneltmek istiyorum size, Türkiye’de sol tek başına iktidar olabilir mi? Sağın her zaman desteğine ihtiyacımız var mı? Bu doğrultuda da İYİ Parti’yle olan güçlü ittifakınız bundan sonraki süreçte de devam edecek mi?
Kemal KILIÇDAROĞLU- Bugünkü koşullarda siyasal partiler sağ ve sol pencereden olayları elbette kendi özgün koşulları içinde değerlendirebilirler, yorumlayabilirler, görüşlerini beyan edebilirler. Ama bugün Türkiye’nin birinci önceliği bu ülkeye gerçekten demokrasiyi getirmektir. Yani biz onu şöyle tanımlıyoruz, 29 Ekim 1923’te kurulan cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandırmak. Demokrasiyle taçlandıracağımız için bütün tarafları, yani demokrasiden yana olan bütün tarafları bir araya getirmek ve ortak hareket etmek zorundayız. Millet İttifakının varlık nedeni de aslında bu demokrasi ihtiyacından kaynaklanıyor.
Öğrenci- Başkanım, müsaadenizle benim kardeşim var 8 yaşında yanımda sizi görmek istiyor ısrarla, müsaadenizle bir selam verecek size.
Kemal KILIÇDAROĞLU- Bence hiçbir sakıncası yok. Adı ne, 8 yaşında?
Öğrenci- Emir.
Kemal KILIÇDAROĞLU- Emir nasılsın iyi misin?
Emir- İyiyim, teşekkür ederim Sayın Genel Başkanım.
Kemal KILIÇDAROĞLU- Kaça gidiyorsun Emir?
Emir- Ben üçe gidiyorum.
Kemal KILIÇDAROĞLU- Dersler nasıl?
Emir- İyi.
Kemal KILIÇDAROĞLU- Yaramazlık yapıyor musun?
Emir- Yok.
Kemal KILIÇDAROĞLU- Senin yaramazlık yapma hakkın var biliyor musun?
Emir- Niye?
Kemal KILIÇDAROĞLU- Çocukların yaramazlık yapma hakları var. Büyüklerin de çocukların yaptığı yaramazlığı hoşgörüyle karşılama görevleri var. Sizin hak, büyüklerin de öyle bir görevleri var.
Öğrenci- Benim yanımda dedem var sizi yakından takip ediyor. Sesinizi duyunca da dayanamadı, yanıma bir sandalye çekti hemen eğer müsaadeniz olursa.
Kemal KILIÇDAROĞLU- Güzel, dedenize buradan selamlarımızı, saygılarımızı iletiyoruz.
Öğrenci- Mezun olmaya yakın öğrencilerin gelecekte işsiz kalma korkusu var. Özellikle üniversite gençlerinin hayata atılma yolunda süreç yaklaşıyor gözüyle bakıyor ve günümüz işsizliği göz önüne gelince gelecekte ne yapacağım düşüncesi akla geliyor. Bunun öğrenciyken akla gelmesi öğrenciyi de olumsuz yönde etkiliyor. Olası iktidar döneminizde buna karşı çözümleriniz ne olacak?
Kemal KILIÇDAROĞLU- Anayasanın ikinci maddesinde der ki, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti demokratik laik sosyal hukuk devletidir.” Herkesin çalışma hakkı var, çalışma alanlarını yaratacak olan devletin izleyeceği yani siyasal iktidarın izleyeceği politikalardır. Üretim endeksli bir politika izlerseniz yani her alanda üretim yapmaya çalışır ve üretimi gerçekleştirirseniz istihdam sorununu aşmış olursunuz. Yani işsizliği büyük ölçüde küçültmüş olursunuz yani minimize etmiş olursunuz işsizliği. Ama üretimi değil de tüketimi öncelerseniz o zaman işsizlik doğal olarak artacaktır. Türkiye’de maalesef üretim pek çok alanda göz ardı edildi. Benim aklıma bile gelmezdi yani Türkiye Cumhuriyeti Devletinin saman ithal edeceği.
Öğrenci- 31 Mart seçimlerinde pek çok büyükşehir belediyesini Millet İttifakı neticesinde kazandınız. Sayımlı olarak söyleyecek olursanız en başarılı Büyükşehir Belediye Başkanınız hangisidir?
Kemal KILIÇDAROĞLU- 11 Büyükşehir Belediye Başkanımızın tümü de başarılı. Bunu büyük bir samimiyetle söylüyorum. Biz her ay düzenli olarak Belediye Başkanlarımızın aynı zamanda performansını da ölçüyoruz. Yani biz herkes başarılı diyoruz ama sonuçta kendi kendimize biz başarılıyız demenin bir mantığı yok. Acaba hizmet alan kişiler Belediye Başkanımızı başarılı buluyor mu? Bizim için o daha önemli. O konuda da bir çalışma yapıyoruz. O çalışmanın sonuçları da gayet güzel.
Öğrenci- Hükümetin Covid-19 virüsü hakkında yaptığı ve yapmış olduğu politikalarda ne düşünüyorsunuz?
Kemal KILIÇDAROĞLU- 2019’da Sağlık Bakanlığı hekimlerin, akademisyenlerin, ağırlıklı olarak da sağlık bilimcilerinin katıldığı bir Covid raporu hazırlamıştı. 229 sayfalık bir rapor. Böyle bir olduğunda sağlık olarak hangi önlemleri alırız diye bir rapor hazırlanmış. Rapor gayet güzel bir rapor. Zaten sağlıkta başarının nedeni de o raporun hazırlanması, hemen bir Bilim Kurulunun oluşturulması artı Avrupa’nın en gelişmiş, en yetenekli sağlık ekibinin de Türkiye’de olması. Fakat sağlık konusunda bu önlem alındı ama bu önlemlerle birlikte işsizlik çıkacak ortaya. Bir önlem yok.
Öğrenci- Bildiğiniz üzere Pazartesi günü Cumhurbaşkanımız ulusa seslenişte eğitimle ilgili şeylerden bahsetti. YKS sınavının, LGS sınavının ve üniversite sınavlarının öne alındığıyla ilgili. Benim bu düşüncem, öğrencilerin geleceğiyle oynandığıyla ilgili. Hiçbir gerekçe gösterilmeden tarih öne alındı. Sizce bu süreçte eğitim nasıl yönetildi?
Kemal KILIÇDAROĞLU- Sınavın erkene alınmasıyla ilgili açıklamayı kim yaptı? Sayın Erdoğan yaptı. Kiminle görüştü? Turizm Bakanı ve Sağlık Bakanıyla görüştü. İkisinin çocuğu üniversite sınavlarına giriyor mu? Hayır. Sayın Erdoğan’ın çocukları üniversite sınavlarına giriyor mu? Hayır. YÖK Başkanı bu konuda görüştü mü? Hayır. Eminim YÖK Başkanının görüşü bile alınmamıştır.
Öğrenci- Sayın Başkanım, Covid-19 sonrası biliyorsunuz 2008’de de bir kriz oldu, bugün de bir kriz ortamı var ve 2008 ekonomik krizinden daha ağır bir kriz bu kriz. Büyük devletlerin Amerika gibi, İngiltere gibi, Almanya gibi ekonomileri bile daralmaya, küçülmeye gidecek. Bizim ülkemizin zaten hani Covid-19 öncesi de ekonomi çok iyi olmadığı için insanların toplu intiharları, işte yoksulluktan kendilerini yakanlar gibi durum vardı. Bu süreçten sonra Türkiye’nin geleceğiyle ilgili ekonomik olarak neler söyleyebilirsiniz?
Kemal KILIÇDAROĞLU- 2008 krizinden daha derin bir kriz bekliyor bizi. Çünkü Türkiye’de şu anda Merkez Bankası rezervleri negatif, böyle bir tablo hiç olmadı. Vergi toplayamayacak, maaşları ödeme süreci var, doları kontrol edemiyorlar, yanlış politikalar izliyorlar, doları kontrol etmek için tuttular bütün dolarları sattılar, dövizleri sattı Merkez Bankası. Dolayısıyla farklı bir tablo çıktı. Bu tablodan çıkmanın yolu nedir? Bakın ben arkadaşlarıma şu talimatı verdim: Önümüzdeki günlerde ilk yapacağınız iş bir israf raporu hazırlamaktır. Devlette israf. İsrafın boyutlarını bir görmemiz lazım.
Öğrenci- Saz çalmak istiyor babam yanımda.
Kemal KILIÇDAROĞLU- Bence bir sakıncası yok bir dinleyelim bakalım.