Uysal: Yeni bir milli şefliğe hayır diyoruz

Uysal: Yeni bir milli şefliğe hayır diyoruz

 Uysal: Yeni bir milli şefliğe hayır diyoruz
25 Ocak 2017 - 17:12

 

 

Uysal: Yeni bir milli

şefliğe hayır diyoruz

 

 

 

DP Genel Başkanı Uysal, 12. Olağan Genel Kurul'da 843 geçerli oyun 705'ini alarak üçüncü kez genel balkanlığa seçildi. Kongrede konuşan Uysal: 71 sene evvel Bayar’ın, Menderes’in dediği gibi biz de tarihsel bilincimiz ve demokrasiye olan inancımız gereği bu değişikliğe, yeni milli şefliğe, yine milli şefliğe hayır diyoruz

 

 

 

Demokrat Parti (DP) 12. Olağan Kongresi, hafta sonu Ankara’da yapıldı. Yenimahalle Nazım Hükmet Kültür Merkezi’nde düzenlenen kongrede, üçüncü kez genel başkanlığa seçilen Gültekin Uysal, “Dün siyasi ve ekonomik rant bağlamında devleti FETÖ’ye teslim eden, bugün de ikame bir takım yapılarla birlikte yürüyerek devletin bağışıklık sisteminin çökmesine sebep olan iktidarın başkanlık teklifine ‘hayır’ diyoruz” dedi. Partililerin yoğun ilgi gösterdiği kongrede, Uysal ile DP Genel İdare Kurulu üyesi Prof. Dr. Çınar Özen genel başkanlık için aday oldu. Kayıtlı 1080 delegeden 852’sinin oy kullandığı kongrede, 843  geçerli sayıldı. Özen’in aldığı 138 oya karşılık Genel Başkan Gültekin Uysal oyların 705’ini alarak üçüncü kez Demokrat Parti Genel Başkanı seçildi.

 

DEMOKRASİYE OLAN İNANCIMIZ GEREĞİ HAYIR DİYORUZ

Divan başkanlığını partinin eski Genel Başkan Yardımcısı Haydar Altıntaş’ın yaptığı kongrede, Uysal, partililerin alkışları ve ‘Başbakan Uysal’ sloganları eşliğinde kürsüye çıktı. Uzun bir konuşma yapan Uysal, Nisan ayında yapılacak referandumda hayır oyu vereceklerini belirterek özetle şunları kaydetti: “Demokrasiyi sandığa hapsederek sadece oy vermenin demokrasinin temel koşulu olduğunu düşünen, ifadeye tahammül edemeyen, muhalefeti yerle bir etmenin planlarını yapan bu gayrete hep beraber 'Hayır' diyoruz.

71 sene evvel Bayar’ın, Menderes’in dediği gibi biz de tarihsel bilincimiz ve demokrasiye olan inancımız gereği bu değişikliğe, yeni milli şefliğe, yine milli şefliğe hayır diyoruz.

Demokrasiyi sandığa hapsederek, sadece oy vermenin demokrasinin temel koşulu olduğunu düşünen, düşünmeye, ifadeye tahammül edemeyen, muhalefeti yerle bir etmenin planlarını yapan bu gayrete ‘hayır’ diyoruz.

Kandırıldık diyerek sorumluluktan kaçan, sorumluluk getiriyoruz dedikleri halde sorgulayacak kurumları şekillendirme inisiyatifine sahip olmayı hedefleyen bu sisteme ‘hayır’ diyoruz.

 

15 YILLIK İCRAATLARINA HAYIR

‘Yetki verilen kişinin 15 yıllık icraatları düşünülünce bizleri kaygıya sokan bu değişikliğe ‘hayır’ diyoruz’

Görünürde üniter devlete dokunmayan ancak verilen yetkiler, yetki verilen kişinin 15 yıllık icraatları düşünülünce bizleri kaygıya sokan bu değişikliğe ‘hayır’ diyoruz.

 Dün siyasi ve ekonomik rant bağlamında devleti FETÖ’ye teslim eden, bugün de ikame bir takım yapılarla birlikte yürüyerek devletin bağışıklık sisteminin çökmesine sebep olan iktidarın başkanlık teklifine ‘hayır’ diyoruz.

Bir şehidimizi veremeden toprağa bir başka yiğidin şehadete yürüdüğünü gördüğümüz ve iktidarın mesuliyetini bildiğimiz için ‘hayır’ diyoruz.

14 yıldır, ülkeyi bataklığa, felakete sürükleyen her olayın ardından yaptıkları dönüşlerle, başkalarını mesul ilan edercesine bir tavır takındıkları için ‘hayır’ diyoruz.

Üretimi öldürüp, son 7 yıldır sıcak para olarak tabir ettiğimiz, eş-dost ilişkisi ile Körfez ülkelerinden uçaklarla gelen nakit ile, sonrasında vatandaşın yastığının altındaki altınına, bugün de dövizine meyleden, ancak İsviçre bankalarındaki hesaplarını, şahsi servetlerini hesaba katmayan bir iktidara ve iktidar yandaşlarının servetini arttırmasına dur demek için ‘hayır’ diyoruz.

‘Lobi avına çıkan bir iktidarın, 14 yılda her türlü imkana rağmen hiçbir şeyi düzeltemediğine tanık olduğumuz için hayır diyoruz’

Memleketi uçuruma sürükleyip sonrasında ‘lobi’ avına çıkan bir iktidarın, 14 yılda her türlü imkana rağmen hiçbir şeyi düzeltemediğine tanık olduğumuz ve istenen değişiklikte düzelmesi için hiçbir emare görmediğimiz için ‘hayır’ diyoruz.

 

 TEK ADAM İKTİDARININ İHDASINA ‘HAYIR’ DİYORUZ’

Bugünkü sistemin sorun yarattığını söyledikleri halde sorunun sistem tarafından değil kişiler tarafından ortaya çıkarıldığını bildiğimiz için ‘hayır’ diyoruz.

Sahte demokratların, ifade hürriyeti derken fikri esaret altına almak isteyen bu iktidarın yasama, yürütme ve yargıda tam hâkimiyet sağlamak amacıyla giriştiği bu suni gündem ürünü değişiklik teklifinin, hürriyetçi fikre zarar vereceğini bildiğimiz için ‘hayır’ diyoruz.

‘Türkiye'yi ‘tek adam iktidarı’ndan kurtaran Demokrat Parti olarak, yeniden bir tek adam iktidarının ihdasına ‘hayır’ diyoruz’

Bizler demokrat geleneğin bugünkü temsilcileri olarak, bu geleneğin abide şahsiyetlerinin tecrübelerinden ders alarak, Türkiye'yi ‘tek adam iktidarı’ndan kurtaran Demokrat Parti olarak, yeniden bir tek adam iktidarının ihdasına ‘hayır’ diyoruz.

Yetkiyi bir kişinin, şahsi hırsları ile memleketi getirdiği yer ayan beyan ortada olan bir kişinin, yandaştan başka kimse kazanmasın diyen bir kişinin iki dudağı arasına, onun rızasına rızkımızı da emanet etmekten bahsediyoruz.

 Milliyetçiliği ayaklar altına alıp Türk milliyetçilerinden oy alamayacağını düşünerek ‘Çözüm Süreci’ adı altında oy toplama kampanyası yürüten, Anadolu’nun doğu ve güneydoğusunda oy alıp hâkimiyeti terör örgütüne veren, terör örgütü ile bir gün kavga edip bir gün barışan bir kişiye ülke güvenliğini emanet etmekten bahsediyoruz.

‘Ne yurtlarında ne yurdumuzda yaşamalarına imkân verilemeyen gençlerimize 18 yaşında vekillik imkânı vermekten bahsediyoruz’

 

SANKİ GANA HÜKÜMETİ İKTİDARDAYDI

Sanki 14 yıldır Gana hükümeti iktidardaymış gibi davranıyor, işsizliği, terörü, bugünkü husumet ortamını başkalarına yüklemeye gayret ediyorlar.

Bölmekten, ayrıştırmaktan, vatandaşın, iktidarın seçtiği meseleler üzerine kavgaya tutuşmasından fayda sağlayıp el altından ülke yönetiyorlar.

 Bir gün bir televizyon dizisi üzerinden, bir günse ayarlı yazarlarına emrettikleri başka gündemler üzerinden milletin gözüne perde çekmeye çalışıyorlar.

 14 yıldır Türkiye’de ne geri dönüşler gördük. Her söylemi geçmişe dair bir reddiye olan iktidarın birçok zaman kendini reddettiğini, icraatını kabul etmediğini şaşkınlıkla izledik.

 ‘3Y’ diyerek, yasaklar, yolsuzluk ve yoksullukla mücadele için geldik diyen iktidarın kendi yoksulları ile, yolsuzluğu araç edip, yasaklar koyarak mücadele ettiğini, ‘3Y’yi reddettiğini izledik.

 

 

MEMLEKETİN HER KÖŞESİ SUÇ MAHALLİ HALİNE GELDİ

Yapmayın dedik ‘barış karşıtı’ ilan edildik, etmeyin dedik ‘hain’ ilan edildik’ girmeyin dedik ‘düşman’ bellendik.

Kaygılarımız değişti! Korkularımız derinleşti. Çocuklarını özlediği için arayan anneler, babalar artık ‘başına bir şey gelmedi inşallah’ korkusu ile arıyorlar. Sokakta yanımızdan geçen, elinde, sırtında çantası olan bir kimseden kuşku duyar olduk. Memleketin her köşesi suç mahalli haline geldi. Her gün bir bombanın patladığı, her sabah ‘acaba’ diyerek ‘aman’ diyerek haberlere baktığımız bir ülke haline geldik.

İktidara sorarsanız ‘üst akıl’, bize sorarsanız akılsızlık, akıldan yoksun, mezhepçi ve çıkara dayalı bir dış politika yüzünden çatışma ortamına adım adım sürüklendik. Her sorunun arkasında bir ‘üst akıl’ arayan, ‘lobi’ arayan ancak ne hikmetse hiçbir sorunda mesuliyeti bulunmayan bir iktidarla 14 yıldır idare ediliyoruz.

 

TC’Yİ KALDIRDINIZ, ANDIMIZI YASAKLADINIZ

Son birkaç yıldır giderek artan ahlaksızlık haberleri alıyoruz. Türkiye’de eğitemediğimiz, geleceklerini teminat altına alamadığımız çocuklarımızı korumaktan da aciz hale geldik.

 Adını anarken ar ettiğimiz bir mesele de ülkemizin kanayan yarası adeta. Üzülerek söylemek durumundayım ki Türkiye’de her dört saatte bir tecavüz veya tecavüze kalkışma suçunun işlendiği, sokaklarda yaşayan yaklaşık 25 bin çocuğun cinsel şiddetle karşı karşıya kaldığı, yılda ortalama 7 bin çocuğun cinsel istismara uğradığı görülüyor.

 İktidarın yakın zamanda ‘af’ getirmeye gayret ettiği ve tepkiler üzerinde tasarıda değişikliğe gittiği çocuk gelin gerçeğinde de durum oldukça vahim.

Ergenekon ve Balyoz gibi kurmaca davalarla Atatürkçülük ve TSK ile hesaplaşma saikiyle doldurduğunuz silahlı kuvvetleri militanlarına ne oldu? ‘Kazan kazan’ mantığıyla bu terör örgütüne kapitülasyonlar verdiniz adeta; ne oldu?

Peki ya PKK? Milliyetçi camiadan umudu kesince, asıl yüzünüz milliyetçi vatanperver camia tarafından görülünce oy devşirmek için ‘çözüm’ dediniz, teröriste elletmediniz, bebek katiline ‘sayın’ dediniz, şehir yapılanmalarını ‘bir grup genç’ diye nitelediniz, TC’yi kaldırdınız, hakim savcı taşıdınız, andımızı yasakladınız, iktidarınızı paylaştınız, el sıkıştınız, gizli anlaşmalar yaptınız; ne oldu?

 

MEMLEKETE BİR ‘HAYIR’INIZ DOKUNSUN

Ya IŞİD’e ne demeli? ‘Öfkeli çocuklar’ dediniz, ‘haksızlığa uğradılar’ dediniz, biz eminiz ki bir dönem silah ve mühimmat verdiniz, söylemlerinizle IŞİD mantığını beslediniz, hücre evlerini görmediniz, ne hale geleceğini göremediniz, görmek istemediniz; ne oldu?

Ne oldu biz söyleyelim, memleket yangın yeri!

Ekonomiden sağlığa, dış politikadan eğitime ve temel sorunumuz haline getirilen ulusal ve uluslar arası güvenliğe kadar, hürriyetçi demokratlar olarak mücadeleye and içiyoruz.

Ve bir kez daha hatırlatmak istiyoruz;

Bırakın şahsi ikballerinizi; memlekete bir ‘hayır’ınız dokunsun.” Kongrede, Afyonkarahisar’dan iki kez milletvekili adayı olan Asuman Umut, Demokrat Parti 12. Olağan Kongresi'nde Yüksek Haysiyet Divanı’na seçildi.◄Polat Yılmaz

Bu haber 869 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum