‘Saadet partisi harıl harıl çalışıyor’
Saadet Partisi Genel İdare Kurulu (GİK) Üyesi Osman Hazer yazılı bir açıklama yaparak 2011 seçimlerini değerlendirdi. Hazer 2011 seçimlerinin hem Türkiye, hem de Dünya açısından tarihi önemi olan seçimlerden birisi olduğunu ifade ederek “.2011 seçimleri önemli bir fırsat olarak gören Saadet Partisi mensupları gidişatı değiştirecek, yön verecek Milli Görüş’ü tekrar iktidara taşıyacak kararlılığa sahiptir.”
Saadet Partisinin Türkiye’nin dört bir yanında harıl harıl çalışmakta olduğunu dile getiren Hazer “Azimle,şefkatle ve gayretle geliyoruz.Bu inanç ve bu heyecanın Saadet Partisi’ni iktidara taşıdığını da bütün yurt çapında müşahade ediyoruz. Anketler de artık Saadet Partisi’nin oyunun her adımda daha da yükseldiğini gösteriyor. İktidara bir adım kalmıştır. Bütün teşkilatlarımıza, bütün Milli Görüşçülere düşen görev ayağa kalkıp o bir adımı atmaktır. Saadet Partisi olarak dünya üzerindeki gelişmeleri yakından takip etmekteyiz.Tunus, Mısır, Cezayir, Lübnan derken dalga dalga yayılan halk ayaklanmaları bütün Ortadoğu ve Balkanları etkilemeye başladı. Siyaset dilinde “domino etkisi” yapan.Tunus’ta başlayan halk ayaklanması ve bunun iç ve dış etkileri de aynen böyle bir etki meydana getirmiş bulunmaktadır.”
HENÜZ ORTADA BİR LİDER YOK
Tunus’taki halk hareketinin henüz ortada belli bir lideri olmadığını dile getiren Osman Hazer “26 yaşında bir üniversite mezunu, işsiz işportacı genç, elinden son ekmek teknesi de polis tarafından gasp edilince, haksızlığa ve ümitsizliğe dayanamayarak kendini öldürmüştür. Tunuslu Mohammed Buoazizi adlı bu genç Mağrip’deki halk ayaklanmalarının sembolü ve canlı kıvılcımı olarak tarihe geçmiştir. Sonuç ise tahmin edilmeyen bir çabuklukla rejimin çöküşü ve diktatörün ülkeden kaçışı ile neticelenmiştir. Artık Ortadoğu’nun genelinde yani Mağrip, Levan ve Suudi Arabistan yarım adası ile Basra Körfezi’nde yer alan ülkelerdeki TEK ADAM idare ve yönetimlerinin adı ne olursa olsun, dönemlerinin sonuna gelmiş bulunmaktadır.”
TAHAMMÜL EDİLEMEZ HALE GELDİ
Bu bölgede sömürgenin artık tahammül edilemez bir hal aldığını söyleyen Hazer “Bu bölgenin sosyal ve siyasal yapısının adeta ayrılmaz bir parçası haline gelmiş olan rüşvet, irtikab, yolsuzluk ve haksızlık gibi olayların artık tahammül sınırlarını aşmış olduğu ve bundan böyle değişimin, olmazsa olmaz şartlardan biri haline gelmiş olduğudur. Bu iç sömürü’nün son aşamasına gelinmiştir. Bu gelişme ve gittikçe büyüyen dalgalanmalardan ders alamayan liderlerin yakın bir gelecekte YOK OLMA, YOK EDİLME durumuna girecekleri açıkça görülmektedir. Bu bölge devletlerinde yaşayan halkların, başlarındaki TEK ADAMLARIN meydana getirdikleri yeni ve açgözlü zenginler ve haris sömürücüler kitlesine artık tahammül edemedikleri de en gürültülü şekliyle ortaya çıkmış bulunmaktadır.”
ABD VE AVRUPA TEPKİSİZ
ABD ve Avrupa’nın tek adam rejimlerine hiçbir tepki vermemelerine dikkati çeken Hazer “Ortadoğu bölgesinin bunca yeraltı ve yerüstü zenginlikleri (petrol, doğalgaz, uranyum, altın, bakır, gümüş ve su kaynakları) bulunmasına rağmen, idarecilerin açgözlülüğü ve beceriksizliği sebebiyle bu kaynaklar, ya hâlâ dış güçler tarafından sömürülmekte veya içerdeki işbirlikçiler tarafından “iç sömürü” ile yine dış pazarlarda satılıp, kazançlar dış bankalara yatırılmaktadır. Ülkelerin sahibi olan halklar ise işsiz ve fakir bırakılmaktadır.
Bu olaylarından çıkarılacak Dersler vardır. Batı devletlerinin, Avrupa ve ABD dahil olmak üzere, Ortadoğu’daki tek adam rejimlerinin baskıcı ve zalim idarelerine hiç bir tepki vermemeleri, tamamen sessiz kalmaları ve gizlice o hükümet ve otoriteleri desteklemeleri dikkat edilecek çok önemli bir husustur.”
YORUMLAR