CHP Afyonkarahisar İl Başkanı Görgöz : Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir
 
Bugün, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. Aynı zamanda TBMM açılışının 100. Yıl dönümü.
Bu çok önemli günde, Atamıza saygımızı, minnetimizi ve bağlılığımızı, çok daha heyecanlı, coşkulu, daha etkin programlarla gerçekleştirmek istiyorduk ancak salgın nedeniyle sınırlı sayıda kişiyle buradayız.
Bundan 100 sene önce Mustafa Kemal Atatürk'ün, 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkmasını müteakip, her türlü engele, her türlü imkansızlığa rağmen bir grup arkadaşıyla gerçekleştirdiği Havza mitingi, Erzurum Kongresi ve Sivas Kongresiyle aslında Büyük Millet Meclisinin de temelleri atılmış oldu.
Mustafa Kemal Atatürk bu yola çıkarken emrinde ne bir ordu, ne bir maddi güç, ne de arkasında halk desteği vardı. Bir tarafta kendi geleceğini düşünen, Emperyalist güçlerin kuklası haline gelmiş bir padişah ve işbirlikçi damat Ferit paşa hükümeti, diğer tarafta yıllarca savaşmaktan yorulmuş ve bitap düşmüş bir ordu ve bütün bunların getirdiği yoklukla uzun yıllardan beri kıvranan bir halk.
Bütün bu olumsuz koşullara ve imkansızlıklara rağmen, Samsun'a çıkmadan bir süre önce Alman Mareşali Liman Von Sanders kendisine, "ordunuz yok" dediğinde Mustafa Kemal Atatürk "kurulur" diye cevap verir. Alman Mareşal "paranız yok" diye üstelediğinde Mustafa Kemal "bulunur" diye cevap verir. Alman mareşal bu kez "ama düşman çok" dediğinde Mustafa Kemal bu kez "yenilir" diye yanıt verir.
Mustafa Kemal'in bu inanç ve kararlılığı, 23 Nisan 1920'de Büyük Millet Meclisinin kurulmasını, ardından da yedi düvele karşı zaferler kazanarak cumhuriyetin kurulmasını sağlar.
23 Nisan 1920'de yani Türkiye Büyük Millet Meclisinin kurulduğu tarihte ne İnönü Zaferleri, ne Sakarya Meydan Muharebesi, ne de Başkomutanlık meydan Muharebesi kazanılmamıştı.
İşte böylesi bir ortamda, Meclisin kurulmasından kısa bir süre sonra, Mustafa Kemal ve arkadaşları için idam kararı verilir. Türkiye Büyük Millet Meclisi bir yandan milli mücadelenin yönetilmesi ve başarıya ulaşmasında büyük bir öneme sahipken, diğer yandan da, padişahın tebaası konumunda olan halkın, ülke yönetiminde tek söz sahibi olmasını sağlamıştır.
1921'de kabul edilen Teşkilatı Esasiye Kanununun 1. Maddesi der ki; "Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir".
O günün koşullarında, emperyalist güçlere karşı mücadele verilirken dahi egemenlik kayıtsız şartsız milletindir ilkesi hayata geçirilirken, millet iradesi her şeyin üzerinde tutulurken, bugün “ileri demokrasi naraları” atarak gücü tek elde toplamaya çalışan, muhalifleri sindiren, baskılayan, gazetecileri doğru haber yaptıkları için dört duvar arasına hapseden bir anlayış Türkiye'yi yönetiyor.
O günün koşullarında tüm olumsuzluklara ve tüm imkansızlıklara rağmen, Mustafa Kemal'in önderliğinde tüm kesimler yekvücut, tek yumruk olmuştu.
Bugün ise salgınla mücadele eden halkına, yurttaşına hizmet etmeye, yardım götürmeye çalışan yerel yönetimlere "sen yapamazsın, ben yaparım" diyen bir anlayış ülkemizi yönetiyor.
 
Bu anlayışın, çocuklarımızın geleceğini karartmasına izin veremeyiz.
Afyonkarahisar’ın Kocatepe Parkından, büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün huzurundan sesleniyorum;
Biz, çocuklarımızın hayal kurmasını, sorgulamasını, eleştiri yapmasını, özgüvenli olmalarını istiyoruz. Çocuklarımızın, daha demokratik, çağdaş bir Türkiye’de bayramlarımızı coşkuyla kutlamalarını istiyoruz.
Biz geleceğe umutla bakıyoruz.  Ne bu anlayış, ne de bu salgın bizi yıldıramaz.
Bizler, CUMHURİYET HALK PARTİSİ OLARAK, KİMSESİZLERİN KİMSESİ OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın.
TBMM'nin kuruluşunun 100. yıldönümünü ve çocuklarımızın, milletimizin 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutluyorum.