Anestezi Teknikerleri Ve Teknisyenleri Günü


Geçmişe bir yolculuk yaptım 45-50 yıl öncesine gittim. Tıbbi açıdan “yoklar”ın çok olduğu yıllardı. Bırakın Afyon’u büyük şehirlerde bile nitelikli personel (Doktor, Hemşire, Teknisyen vs.) yokluğu had safhada idi. Teknolojik cihazlar (Röntgen cihazı, Narkoz Cihazı, Ototlav, Etüvus) hayat kurtaracak ilaçlar ve kan temin etme zorluğu had safhada idi. Yaralı gelen bir hasta tedaviye alınırken hasta sahibine hastadan olanın 2 cc. Numune kan bir tüple verilir ve Ankara’dan acele kan getirmesi isteniyordu. Çoğu kez kan almaya giden şahıs daha Ankara’ya varmamışken, yolda iken Afyon’da hastası kansızlıktan ölüyordu. Buna benzer olayları şahsen ben defalarca yaşadım. Ancak şartlar öyleydi.

1967-68 öğretim yılını Afyon Sağlık Koleji’nde yüksek puan ve birincilikle bitirdim. O yıllarda okul birincileri istedikleri yere atanabiliyorlardı. Daha doğrusu ilk 3 istediği yere veriliyordu. Buna d a nokta tayini deniliyordu.

Aklım sıra bu avantajı değerlendirip annemin ve babamın görevli olduğu Afyon-İhsaniye ilçesine tayinimi yaptırıp göreve başladım. Ancak bu görevime 7 ay dayanabildim. Doktor yoktu, başka Sağlık Memuru, Hemşire yoktu. Bir personel ve şoförümüz vardı. Tek başıma hem merkezin hem de bağlı 39 köyün sağlık sorunlarını çözmeye uğraşıyordum. Kaldı ki o yıllarda İhsaniye’de yol, su, elektrik yok. Direye çizme ile geliniyor, dairede ayakkabı giyiyordum. Her yer çamur içindeydi.

Sağlık Bakanlığı’nın kısa sürede 2’nci bir atama yapmayacağını bildiğim için S.S.K. Genel Müdürlüğü’nden görev istedim. Genel Müdürlük beni Konya S.S.K. Hastanesine tayin etti. Hemen göreve başladım. Hastanede eczacı olmadığı için Baştabip yetkili olarak beni Eczane’ye verdi. Eczacı yoktu ama Anestezi uzmanı, teknisyeni de yoktu. Acıdır ama hizmetliler anestezi veriyordu. Operatörler çok tedirgin ameliyat yapıyorlardı. Vaka’ların çoğunu Anestezi olmadığı için Ankara Dışkapı Hastanesine gönderiyorlardı. Ambulanslar günde birkaç defa Ankara’ya hasta taşıyorlardı. Bu arada Operatörler benim Anestezi Teknisyenliği Kursuna gitmemi istiyorlardı. Baştabip ise “daha askerliğini yapmadı, kurs aldırırsak bile asker sonrası buraya gelmez” diye benim müracaatlarımı Ankara’ya göndermiyordu.

Bir gün Eczane’de çalışırken kapı açıldı ve içeri orta yaşlı bir bey girdi. Birkaç şey sordu ve “evlat bana bir kahve ikram edebilir misin?” dedi. “Tabi buyurun abi” diye oturttum. Bu şahıs otururken hep hastane ile ilgili sorular sordu ve sonunda önümdeki yığılan “icmal” evraklarını gösterip ne olduklarını ve bu kadar işi kimin yaptığını sordu. Ben de “Ben düz sağlık memuruyum, Anestezi Teknisyenliği kursuna gitmek istiyorum idare göndermiyor, ancak bir apandisiti bile Ankara’ya gönderiyorlar” diye cevap verdim. Adam bana “yazın kursa gidiyorsun hazırlan, ben Genel Müdür Cihat Övül” diye cevap verdi. Meğer Genel Müdür tüm hastaneyi dolaşmış kimsenin haberi yok. İdareye haber vermemi istedi, verdim. Tüm yöneticiler Eczane’ye doldu, durum onlar için sürprizdi.

Gerçekten de ertesi gün Ankara’da Dışkapı Hastanesi’nde kursiyerdim artık. Çok başarılı ve verimli bir kurs dönemini geçirip Konya Hastanesi’ne geri döndüm, çalışmaya başladım. Tabi hizmetlilerin hedefi haline geldim çünkü benim gelişimle birlikte onların havası bozuldu. her şeye rağmen Ankara’ya Anestezi yolculuğundan oluşan sevkler durmuş oldu.

 

O YILLARI HÂLÂ UNUTMUŞ DEĞİLİM

Gayet güzel çalışırken ve askerliğim tecilli ve 8 ay daha günüm varken “asker kaçağı” olarak, askere aldılar. Gerekçesi de Samsun Asker Hastanesi’ne Cerrahi Şube açılmıştı ancak Anestezi olmadığı için operasyonlar yapılamıyordu. Dolayısıyla beni doğrudan Samsun Asker Hastanesi’ne gönderdiler. 3 ay sonra oranın kadrolu askeri yaptılar. 2 sene orada çalıştıktan sonra terhis olup Afyon Devlet Hastanesi’ne atamamı yaptırdım ve gelip burada çalışmaya başladım. Afyon Devlet Hastanesine ilk gelen ve modern Anestezi’nin temellerini atan kişiydim. Ancak burada da başlangıcında hizmetlilerin hedefindeydim. Zira burada da benden önce hizmetliler Anestezi veriyorlardı ve müthiş havaları vardı…!

Ben Devlet Hastanesi’nde göreve başladıktan 2 sene sonra arka arkaya S.S.K. ve Doğumevi Hastaneleri açıldı. Onların da Anestezistleri yoktu ve arta kalan zamanlarımda onların Anestezisine bakıyordum. Bu tam 7,5 yıl sürdü. İnsanüstü bir çalışma içindeydim. Yokluklar çok canımızı sıkıyordu. Özellikle kan olmayışı birçok vakayı kaybetmemize neden oluyordu. O yılları hâlâ unutmuş değilim.

Bir tesadüf eseri (S.S.K.. Genel Müdürü’nün emri ile) başladığım Anestezi Teknisyenliği görevini çok severek yaptım. Bu dalı seçtiğim için hiçbir zaman pişmanlık duymadım. Bir daha dünyaya gelsem yine “Anestezi Teknisyeni” olurdum.

Bu mesleğin ilk jenerasyonlarındanım. Belki de hayatta olan sonlardan biriyim. Anestezi ile geçen günlerimi dolu dolu dün gibi hatırlıyorum. Yine dolu dolu hayat kurtarmanın yıllarca zevkini ve hazzını yaşadım. Tek olarak çalıştığım o 7,5 yıllık dönemlerde yetişemediğim için (bir başka hastanede ameliyatta olduğum için) ölümünü gördüğüm vaka’lar nedeniyle bir köşeye çekilip ağladığım günler olmuştur.

Bu ulvi meslek nedeniyle çok güzel dostlar edindim. Toplumda itibar gördüm. Bunları belirtmez isem mesleğime “saygısızlık etmiş olurum” diye düşünüyorum.

Bu arada Ankara S.S.K. Hastanesi’nde kurs gördüğüm dönemde, 1950’li yıllarda Anestezi’nin Sağlık Bakanlığı’na bir dal olarak girmesinde çok büyük emekleri olan Rahmetli Op. Dr. Hüsrev Polat ile birlikte çalışma şansını buldum. Anestezi tarihine isimleri altın harflerle yazılan ve bugünkü Anestezi’nin temelini atan Sadi Sun, Celalettin Öner’den sonraki isim Dr. Hüsrev Polat’tır. Rahmetli Polat Üroloji ve Genel Cerrahi olmak üzere 2 ihtisas dalı sahibidir. Ayrıca 2 dönemde Gümüşhane Milletvekilliği yapmıştır. Çok titiz ve disiplinli bir doktor olan Op. Dr. Hüsrev Polat, ilimizde uzun yıllar doktor, baştabip ve Sağlık Müdürü olan Saffet Arıkan’ın da hocasıdır.

 

İŞİTTİKLERİM BENİ SON DERECE MUTLU EDİYOR

Yıllarca emek verdiğim ve çok sevdiğim mesleğimin son yıllarda son derece önem kazandığını, mensuplarının sorunlarını bireysel olarak çözmek yerine Anestezi Teknikerleri ve Teknisyenleri Derneği adı altında çözmeye çalıştıklarını, birlik ve beraberlik içinde hareket ettiklerini gururla hem duydum hem de gördüm.

Meslek mensubu arkadaşlarımızın bir derneği olmayışı bir araya gelememeleri bende hep eziklik yaratmıştı.

Şimdi gördüklerim, işittiklerim beni son derece mutlu ediyor. Özellikle talebelik yıllarında gerek efendiliği gerekse çalışkanlığı ile temayüz eden Sevgili Kemal Özkara yine gerek birlikte çalıştığımız dönemde gerekse sonrasındaki mesleki çalışmaları, faaliyetleri ile gönüllerde taht kurdu. Kemal Özkara’nın bu dernekte 2’nci başkan (Eş Başkan) olarak görev yapması beni fazlasıyla memnun ettiği gibi gururlandırdı da…

Sevgili Özkara’ya merakıma gittiği için mevcut derneğin faaliyetleri ve çalışmaları hakkında bazı sorularım oldu.

Özkara sorularımı sanki söylediklerini yaşıyormuşçasına heyecanlı idi. Kendi gördüğüm kadarıyla derneksel faaliyetlere adamış…

Özkara derneğe üye 60 meslektaşın Avrupa Birliği Projesi kapsamında 14’er gün süre ile Çekoslovakya, Belçika ve Hollanda’ya eğitim amaçlı göndereceklerini yine bir üye ile eşini kura ile gezi için 1 hafta süre ile bir Avrupa ülkesine göndereceklerini ifade etti.

Dernek yurtiçinde 2 kongre 3 çalıştay programlamış. Çalıştaylar; Ocak 2016’da Konya, Mart 2016’da Kocaeli, Aralık 2016’da Ankara’da, kongreler ise Nisan 2016’da Mardin, Kasım 2016’da daha sonra belirlenecek bir merkezde yapılacakmış.

Anlatırken  son derece heyecanlı olan Özkara Derneğin üyelerinin mutluluğu için mücadele verdiğinin altını çizerek şöyle devam ediyor;

 

EĞİTİM VE ÖĞRETİM İÇİN KATILIMLAR SAĞLANACAK

Üniversite, Sağlık Meslek Liseleri Anestezi bölümlerinden dernek olarak panel, sempozyum, söyleşi gibi etkinliklere katılıyoruz diyerek ekliyor; “Dernek üyelerinin özlük hakları ve çalışma koşulları ile yasal işlem takipleri için “dernek adına” bir Avukat ile anlaştık, ayrıca Anestezi Teknisyenlerinin Lisans tamamlaması sınavlarında kendi alanımızla ilgili sorular sorulması için YÖK’ten, atanamayan ve taşeron olarak çalışan Anestezi Teknikerleri ile ilgili görüşmeler için TBMM üyelerinden, sorunları anlatmak için sivil toplum örgütlerinden randevu aldık” diyor.

Kemal ÖZkara söyleşimizin son bölümünde 2 konuya daha temas etti. Birincisi “İnfa’ya (Dünya Anestezi Teknikerleri ve Teknisyenleri Merkezi) eğitim ve öğretim için katılımlar sağlanacak” dedi.

2’ncisi ve çok daha önemlisi, Anestezi Teknisyenleri Günü ile ilgili. Kemal bunları bana anlatırken ben de “Dersini çok iyi çalışan bir öğrenci gibi ve mesleğine ve sorunlarına kendisini adamış” intibası verdi.

Peki neydi önemli olan son konu..?

Anestezi Teknisyenleri Günü…! Benim de yıllardır içimde bir “uhde” olarak kalmıştır bu gün sorunu. Sorunu diyorum çünkü bizim dönemimizde 3 teknisyen grubunun bir derneği vardı. Röntgen, Laboratuar ve Röntgen Teknisyeni sayısı (7’li yılları kastediyorum)  100’er kişiden fazla değildi. Dolayısıyla ses getirmesi düşünülemezdi. Ama şimdi öyle değil, binlerce Anestezi Teknisyeni var. Onların da elbette bir günü olmalı…!

Ancak bu gün birkaç tane olmamalı. Şu anda 13 Aralık’ta Sağlık Sen, 16 Ekim’de ise Anestezi Teknisyenleri Derneği ve Mayıs 2016’da başka bir dernek bu günü kutlayacak. Bence bu 3 dernek bir araya gelerek işi sahibine (Anestezi Teknikerleri ve Teknisyenleri Derneği) bırakmak ve gün tek gün olarak kutlamalı, doğrusu da bu diyorum.

Bu arada Sağlık Sen ve Hastane yöneticilerinin çalışan Anestezi Tekniker ve Teknisyenlerinin gününü kutladıklarını öğrendim. Bana göre bu çok güzel bir şey. Buram buram nezaket ve incelik kokuyor. Düşünenleri tebrik etmek kutlamak gerek.

Değerli okurlarımız;

Bu yazım beni 1960’lı, 70’li yıllara götürdü. Kurs hocalarımı hatırlattı. Yaş itibari ile yaşadıklarını sanmıyorum. Eğer sağ iseler başta Emekli Deniz Tabip Albay Anesteziyolog ve Reanimasyon Uzmanı hocam Kamil Tamersoy’a Turan Hocama (parlak Turan), Gönül ve Türkan Hocalarıma sağlıklı bir yaşam, eğer aramızdan ayrılmışlar ise rahmet diliyorum. Ben de emekleri çoktur.

Ben de çalışmakta olan Anestezi Tekniker ve Teknisyen arkadaşlarımızın da bu güzel günlerini kutluyor yaklaşmakta olan “yeni yılda” sağlık, mutluluk ve başarı dolu günler diliyorum.