Çiğ köfte safsatası…?


Bundan 3500-4000 yıl öncesinde şu anki Urfa, o zamanki Kommagene Krallığı Türkiye’nin Güneydoğusu’nda, Dicle ve Fırat nehirlerinin yukarı kıyılarında hüküm sürmekte idi.

Kral Nemrut çok acımasız biriydi. Kendi yaptığı ve yaptırdığı put’lara tapılmasını istiyor, kendini de tanrı gibi görüyordu. Ancak dönem Hz. İbrahim’in yıllar idi. Hz. İbrahim Kral Nemrut’un put’larını kırarak toplumu Allah’ın varlığına inanmaya davet etmekte idi.

Bu durumu kabullenemeyen Kral Nemrut ülkede ne kadar yakılabilecek odun varsa toplatıp yaktırdı ve yanan ateşin içine Hz. İbrahim’i attırdı. Ancak Allah’ın emri ile yanan ateş su, odunlar balık oldu ve bugün Urfa’daki Balıklı Göl oluştu.

Bu arada bir avcı ülkede olup bitenlerden habersiz dağlarda vurduğu bir Ceylan ile evine döner ve eşine; “çok açım biran evvel şu Ceylan’dan bir parça pişir de yiyelim” der. Ancak Ceylan’ı pişirecek odun yoktur. Tüm odunlar Hz. İbrahim’in yakılması için toplanmıştır.

Kadıncağız eşine bir şeyler yedirmek için çare ararken çiğ eti döverek baharatlarla karıştırıp köfte yapmak gelir aklına.

Hemen Ceylan’ın arka bacaklarından yağsız et parçaları keserek çıkarır. Bu etleri iki taş arasında döverek lif haline getirir. Bu etin içerisine çok değişik baharatları katarak köfte yapar ve eşine yedirir.

Rivayet bu ya; eşi bu köfteleri çok beğenir ve bu köfte yapımı süratle yayılır. Dolayısıyla Çiğ Köfte “icat edilmiş” olur.

 

AFYON’ÛN TATLARI DA KAYBOLDU

Değerli okurlarımız;

Dönüyorum şimdi Afyon’umuza… Afyon ülkemizde yöresel yemekleri, hamur işleri, sucuk ve şekeri ile tanınır. Dışarılarda defalarca tanık olmuşumdur, şehrimize herhangi bir nedenle gelip gidenler yöresel gıdalarımızı sitayişle anlatmaktadırlar. Öncelikle et yemeklerimiz için lezzeti şahane diyenlere tanık oldum. Tabi bu durum bizleri gururlandırıyor.

Çok değil bundan 25-30 yıl öncesine kadar Afyon’umuzda mahalle fırınlarından çıkan bayanların taşıdığı Bükme, Börek, Ağzıaçık ve Haşhaşlı ekmek tepsileri buram buram kokardı.

Çok acıdır ama gerçektir; yukarıda anlattıklarımız yok artık Afyon’da…! Öncelikle mahalle fırınları birer birer yıkıldı, kayboldu (varsa da yukarı mahallelerde 2-3 tanedir). Tabi neden bu durumlara gelindi? Bunu irdelemek gerekir. Üniversite’nin açılışı Afyon’da çok şeyi değiştirdi. Cafe ve Fastfoot kültürü öne çıktı. Ayaküstü ekmek arası ve Afyon’umuzun o meşhur yufkasının yerine de lavaş aldı. Hâlbuki insanlara her kademede lezzetli yemekler sunabilen bir kentiz.

Bütün yukarıda anlattığım Çiğ Köfte’nin icadı ve çığ gibi ülkeye yayılması, beni bu konu üzerinde ciddi bir araştırmaya sevk etti. Araştırdıkça, inceledikçe şaşırdım hayretler içinde kaldım. Çiğ Köfte, mi salça mı, baharat mı yiyoruz anlamak mümkün değil…!

 

SÖZDE ETSİZ ÇİĞ KÖFTE

 

Değerli okurlarımız;

Dikkat edin Afyon’da kenar semtlere kadar “Çiğ Köfte” dükkânları açıldı. Çok kısa bir dönemde. Adeta “mantar biter” gibi çoğaldılar. Bugün Afyon’da 20’ye yakın marka Etsiz Çiğ Köfte satıyor. Hepsinin tabelasında “Meşhur Çiğ Köfteci…. Usta” yazıyor.  Hep kandırmaca; nerede meşhur olmuşlar, nerede usta olmuşlar belli değil. Zaten sattıkları köfteler (sözde köfte) Afyon’da yapılmıyor. İstanbul’dan geliyor. Vakumlu kaplarda gelen bu köfteler 10 gün dayanıyor. Açılan vakumlu kaplardaki köfte 3 gün içinde tüketilmeli. Yoksa bozuluyor. Kilosu TL’den başlayıp 40 TL’ye kadar satılan çiğ köfteler var. Ancak hepsi de aynı şekilde imal ediliyorlar. Hani bir zamanlar bir banka reklamı vardı ya; “yok birbirimizden farkımız, ama biz o… bankasıyız” gibi… Bunların da hiçbir markanın diğerinden farkı yok.

Araştırdım gördüm şok oldum. 1 kg çiğ köftenin maliyeti 3,23 ile 3,5 TL arası… Ufak bir dürümü 3,5 TL’ye satıyorlar.

Şurası bir gerçek ki Çiğ Köfte tüketimini sadece Üniversite öğrencilerine mal etmemek gerekir. Her kuşakta anormal bir Çiğ Köfte tüketimi var.

Yazımın girişinde Çiğ Köftenin tarihçesinden bahsettim. Ancak o bahsettiğim Çiğ Köfte et ile yapılan “Çiğ Köfte” oysa benim yazıma konu olan ise Etsiz Çiğ Köfte…

 

ÇİN TUZU VE ET BULYON

Araştırdıkça çok ilginç bilgilere ulaştım Sevgili Okurlarımız… Sıkı durun Türkiye’de Etsiz Çiğ Köfte’nin yıllık cirosu ne kadar biliyor musunuz…? Tam tamına 630 Milyon TL. Yani eski parayla 630 Trilyon… Yine şok olacağınız bir bilgi daha vereyim. Satıcıların kar marjı yüzde 100’den, yüzde 200’e kadar çıkıyor. Getirisi ve kâr oranı en yüksek gıda maddesi. Gıda sektöründe sanmıyorum yüzde 200 kâr bırakan bir başka gıda maddesi olsun…!

Peki bu denli kâr bırakan Çiğ Köfte nasıl yapılıyor, katkıları nelerdir, zararları var mıdır o’na bakalım;

Normal (etli Çiğ Köfte: Kıyılmış et, bulgur, isot, salça, soğan, maydanoz ve çeşitli baharatlardan oluşuyor…

Etsiz Çiğ Köfte: Bulgur, kuru soğan, sarımsak, domates salçası, sıvı yağ, tuz, pul biber, toz biber, isot, taze soğan, maydanoz ve et tadı vermek için Et Bulyon’dan oluşuyor. Çin tuzu ise Etsiz Çiğ Köfte’nin olmazsa olmazı…

Ancak burada insan sağlığını ciddi biçimde tehdit eden ve bilimsel olarak zararları kanıtlanmış Etsiz Çiğ Köfte’ye katılan iki maddeden bahsedeceğim;

Et Bulyon: Bulyon kırmızı et ve tavuk etinden oluşuyor. Bulyondaki tıbbi formülü MSG (Mono Sodyum Glutomat) olan bu madde insan sağlığına zararlı. Et bulyonlar genellikle merdiven altı üretim olup, genellikle İslami usullere geri kesilmeyen hayvanlardan elde ediliyor. Bu durumda da Helal’i (Helal lokmayı) şüpheli duruma getiriyor…!

Bulyonlardaki tehlike hammaddeye esas olan et ürünlerinin kesiminde başlıyor. Enam Suresi 121. ayetindeki “Allah’ın adı anılarak kesilmeyen hayvanların etlerinden yemeyiniz” hükmü sebebiyle İslami usullere göre kesimi yapılmayan hayvanlardan elde edilen gıda ürünleri tüketilmiyor. Bulyon’u; başta merdiven altı üretim olmak üzere aralarında büyük firmaların da bulunduğu Çiğ Köfte üreticileri, ürünlerinde yer veriyor. Bu madde sinir hücrelerini uyararak nörolojik hastalıklara neden oluyor. Ayrıca Alzaymır, Epilepsi yani sara ve çocuklarda dikkat bozukluğuna neden oluyor.

Etsiz Çiğ Köfteye, sağlığa zararlı olduğu bilimsel olarak ispatlanmış olduğu halde katılan 2’nci ürün Çin Tuzu’ndan da bahsedeceğim;

Normal tuzdan farklı özellikleri olan Çin Tuzu’nun sağlığa zararlı olması ve aşırı tüketiminde tehlikeleri de beraberinde getiriyor.

Bir defa Çin Tuzu, gözün retina tabakasında kesinlikle tahribata neden oluyor. Yine Çin Tuzu vücutta yağ birikimi ve obeziteye sebep oluyor. Büyüme organlarını baskılıyor Pankreas’ta hasar yaratıp kanser nedeni (Pankreas Kanseri) olabiliyor. Pankreasta oluşturduğu hasar Diyabet (Şeker Hastalığı), İnsülin’de artış, böbrek ve Karaciğer’de ciddi rahatsızlıklar meydana getirebiliyor. Daha ilginç ve önemli olanı, Çin Tuzu hamile bayanlarda plesanta (göbek kordonu) yoluyla bebeğe geçiyor. Bunun anlımı Çin Tuzu nedeniyle erişkinlerde söz konusu olan rahatsızlıklar ile anne karnındaki bebekte karşı karşıya demektir.

Bu arada Çiğ Köfte yapan ve satanların da eldiven kullanmaları Hijyen açısından çok önemli. İmalatta kullanılan her cins kırmızıbiberin küflü olmaması, yeşilliklerin iyi temizlenmesi gerekir.

 

AĞIZ KOKUSU, DOYUMSUZLUK

Değerli okurlarımız; Adına Çiğ Köfte denilen ve dalga dalga ülkemizin en ücra köşesine kadar yayılıp, tüketilen bu gıda maddesi Üniversite ve Akademisyenlerin de dikkatini çekti. Bu anlamda Fatih Üniversitesi Sema Hastanesi Bilim Adamları bir araştırma yaparak Çiğ Köftenin insan sağlığı için “zararlı olduğunu” belgeleriyle ispat ettiler.

Yine benim yazımın başlarında bahsettiğim zarları Üniversite bir rapor halinde kamuoyuna sunuyor; Çiğ Köfte içine konulan Bulyon ve Çin Tuzu nedeniyle pankreas kanserine neden olabiliyor. Hijyen ile çalışmama bir çok hastalığı beraberinde getirebiliyor. Ağız kokusu, doyumsuzluk, iştah açma vs. gibi yan etkiler oluşuyor.

Özellikle Çin Tuzu esrar, eroin gibi bağımlılık yapıyor. Çin Tuzu kan şekerini yükseltip doyumsuzluk hissini azaltıyor ve iştah artışı yapıyor. İştah artışı tüketicilerin söylediği gibi Acı’dan değil Çin Tuzu’ndan…

Dahası var değerli okurlarımızı;

İçine patates konulan, içine un konulan, fazla su çekmesi nedeniyle haddinden fazla bulgur atılan, domuz yağı katılıp yakalanan Etsiz Çiğ Köfteler var. Hijyenik açıdan kontroller yetersiz. İncelemelerinde içinde “küf” çıkan isot’ların varlığını tespit ettim.

 

ORTADA KÖFTE FALAN YOK

Raf ömrü geçen ve bayatlayan çiğ köfteler;

Zehirlenmelere, sindirim sistemi rahatsızlıklarına sebep olabiliyor. Yine Çiğ Köfte’ye katılan bulgur B Vitamini açısından çok zengin bir gıda. Ancak ıslanıp içine su çekince bağırsakları hızlı çalıştırıyor ve hazımsızlığa neden oluyor. Bu nedenlerle tüketicinin sık sık kontrolü gerekebiliyor. Yine Üniversiteler Çin Tuzu’nun lezzet artırıcı özelliğinden bahsediyor. Fatih Üniversitesi Sema Hastanesi görevlilerinin araştırmalarının sonunda yayınladığı raporda; tüketicilerin çiğ köfte tüketirken dikkatli olmalarını önerdi. Nedeni ise; Çiğ Köfte adı altında insanlarımız salça, acı biber, bulyon, Çin Tuzu ve değişik baharatları tüketiyorlar…

Değerli okurlarımız;

Ortada köfte falan yok. Daha doğrusu Güney Anadolu ve Doğu Anadolu’nun gıda kültüründe “olmazsa olmaz” olarak değerlendirilen bir takım salça, biber, bulyon ve baharatlar insanlarımıza “Çiğ Köfte” adı altında fahiş fiyatlarla yediriliyor.

Çiğ Köftenin icadı, yapılışı, sağlıkla ilgili bölümlerini aktardım. Ancak yazımın başında çok önemli bir noktaya temas etmiştim…

 

İNSANLARIMIZI KANDIRIYORLAR

Neydi bu…?

Çiğ Köfte yıllık 630 milyonluk (eski parayla 630 trilyonluk) ciro…! Yani insanlarımız yıl boyunca Çiğ Köfte adı altında 630 milyonluk salça, biber, baharat vs. tüketiyorlar. Peki bu derece uçuk rakamlara nasıl ulaşıyor…?

Çiğ Köfte ile uğraşan firmalar genellikle İstanbul’da konuşlanmış vaziyette. Ülkemizin her tarafına Çiğ Köfte pazarlıyorlar. Bunu yaparken de franchising denilen ekonomik sistemi uyguluyorlar. Fransızca bir terim olan Franchising’te ana şirket taşradaki şirkete isim hakkı dahil birçok şartı veriyor. Yani bir yerde ana şirket taşra şirketine “imtiyaz hakkı” tanıyor.

Ana şirketler, Franchising sistemi ile çalışacak olan taşradaki satıcılara Ful Kurulum paketi veya ekonomik paket sunuyorlar.

Franchising sistemin tamamı bu işi yapacak olanlara full işletme yeri yapmak donatmak ve satıcıya kullanıma vermek… Örneklemek gerekirse Afyon’da bu işi yapacak olanlara “siz dükkanı tutun gerisini biz hallederiz” diyorlar. Öyle de oluyor.

Firma, satıcının Afyon’da faaliyet göstereceği dükkanı bizzat elemanlarını göndererek lüks bir şekilde donatıyor. Açılışta ana firma Afyon’daki destek verdiği firmaya 50 ile 200 kilo arasında promosyon Çiğ Köfte veriyor.

Ana firmalar taşrada bu işi yapmak isteyen kişilere çok cazip Franchising koşulları ile yaklaşıyorlar ve teşvik ediyorlar. Çünkü o denli yüksek kâr oranı var ki…!

Değerli okurlarımız;

Yazımın içeriğinde bahsettiğim gibi Türkiye’de yıllık 630 milyonluk “eski parayla 630 Trilyonluk) Çiğ Köfte Pardon, salça, biber vs tüketiliyor.

Aslında tüketilenin Çiğ Köfte ile ilgisi yok…

İnsanlarımızı kandırıyorlar…!