Gazeteci


Gazeteci

 

 

10 Ocak Dünya Çalışan Gazeteciler Günü adına dün önce Belediye Başkanı Burhanettin Çoban, sabah basın emekçilerine kahvaltı verdi. Öğle yemeğinde ise Afyonkarahisar Valisi Aziz Yıldırım ile buluştu basın çalışanları.

Milletvekilleri ve il protokolü dünkü gazetelerde basına verdikleri önemi dile getirip 10 Ocak gününü kutladılar. Bu her dönem olan olağan değerlendirmelerdi. Bu 10 Ocak’ın sürprizini Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr.Veysel Eroğlu yaptı.

Bakan Eroğlu, yemek sırasında Vali Yıldırım’la cep telefonu ile bağlantı kurarak biz basın çalışanlarının gününü kutladı. Bakan Eroğlu beş yıl önce AGC tarafından 1 nolu üye olarak basın kartını almıştı. Buna  vurgu yaparak “Ben de eski bir gazeteci olarak basın çalışanlarına başarılar diliyorum” sözleri gazeteciler arasında hoş karşılandı.

 

SEVMEYEN GAZETECİLİĞİ YAPAMAZ

Basın sektörü zor çileli bir iştir. Medyanın her aşamasında sosyal ekonomik ve siyasal anlamda sıkıntılar devam etmektedir. Şanslı olup bir basın sektöründe çalışıyorsa basın çalışanı çalıştığı kuruma sıkıntı yaratmamak adına otuz takla atıyor. Her an işsiz kalma tehlikesini yaşıyor. Asgari ücret ile geçim mücadelesi veriyor. Böylesine olumsuz ortam olmasına rağmen bu sektöre giren bir daha çıkamıyor. Neden sorusunun yanıtını yemekte sohbet ettiğim bir arkadaşım verdi.  Dedi ki: “Gazetecilik dışarısı sizi içerisi bizi yakan bir meslektir. Dışarıdan baktığınızda  başkan,vali , vekil, bakan hatta başbakana çok yakın olursunuz. İçindeki sıkıntıları bu sözde itibar unutturuyor. En önemlisi ise bu mesleği sevmek. Sevmeyen bir kişi bir saat durmaz.”

 

ERTUĞRUL ÖZKÖK’ÜN TELEFONDAKİ SORUSU

Mesleki dayanışma, mesleki rekabet, zaman karşı sürekli bir yarış halindedir basın emekçisi.

Şimdi habere ulaşmak ve ulaştığınız haberi paylaşmak çok daha kolay. Yıllar öncesi çok zordu. Bir anımı paylaşmak istiyorum:

Sandıklı Termal Festivali yapılıyor; yıl 1998. Haziran ayı son haftası. Üç gün üç gece sürecek festivalde genç pop yıldızı Kerim Tekin sahne aldı. Sandıklı Belediye Meydanında boynumuzda iki ayrı makine ile sahnede olduğu sürece içinde Kerim Tekin’in fotoğraflarını çektim. Sabah ise Kerim Tekin trafik kazasında yaşamını yitirmişti. Kaza fotoğraflarını ve hastanedeki görüntüleri çekmeye çabalıyorum. O sırada Hürriyet Gazetesinden, o dönem Genel Yayın Yönetmeni olan Ertuğrul Özkök’ü bağladı sekreteri cep telefonuma.

Özkök, “Dün akşam Kerim Tekin konser fotoları sende değil mi? Bunları albüm mü yapacaksın? Ölümünden önceki en son kareler sende olmasına rağmen bize ulaştırma çabasını görmedim. Derhal bir taksi tutuyor. Slayt film takılı makineyi  şoföre veriyor ve İstanbul’a gönderiyorsun” diyordu. Söyleneni yaptım ve gönderdim. Allah rahmet eylesin bu genç sanatçının son görüntüleri bana nasip olmuştu.

 

GAZETECİNİN HER YAZDIĞI KONUŞTUĞU TARİHE BİR NOTTUR

Bunu anlatmamdaki amaç gazeteci zamana karşı yarışır.

Gazeteci, zamana karşı yarış halindedir.

Gazeteci, rakibini atlatmak adına en hızlı iletişim araçlarını kullanabilir.

Gazeteci, meslektaşları ile sürekli istişare ettikçe kazançlı çıkar.

Gazeteci, sürekli kendini yenilemek zorundadır.

Gazeteci, okumak zorundadır.

Gazeteci, adap bilir. Giyimine kuşamına oturup kalmasına dikkat eder.

Her gazetecide biraz kendini beğenmişlik vardır fakat bu megalomanlık düzeyinde olamaz.

Gazeteci, ilkeli olmalıdır.

Gazeteci, yürekli olmalıdır.

Unutmayın ki gazetecinin her yazdığı konuştuğu tarihe bir nottur.

 

KALEMİNİ KIR AMA SAKIN SATMA

Ve gazeteci patrondan, iktidardan yana değil, toplumdan halktan yana olmak zorundadır.

O yüzden hiçbir meslekte olmayan ilke bu meslekte vardır:

“Kalemini kır ama sakın satma..”

Bu düstur ile çalışanların günü kutlu olsun.