Nerede kalmıştık?


Aradan uzun bir zaman geçti. Bir köşe yazarının uzunca bir süre yazmaması aslında alışıldık bir durum değil. Fakat bazen elinizde olmayan, bizden kaynaklanmayan durumlar yaşanır.

15 Temmuz’da dış güçlerin desteği ile ülkemizin kılcal damarlarına kadar girmiş olan FETÖ’cü vatan hainleri, millet düşmanları bir darbe girişiminde bulundu. 

Bu girişim şükürler olsun ki milletimizin sağduyusu ve dirayeti sayesinde püskürtüldü. İşte 15 Temmuz sonrası bazı yayın kuruluşları gibi bir yanlış anlaşılma ve bilgilendirme sonucu Kurtuluş Gazetesi de kapanıverdi.

Kurtuluş Gazetesi ve FETÖ dünya yıkılsa ikisi bir araya gelmeyecek, gelmemesi gereken bir olgu.

İlimizdeki yayın kuruluşları içinde FETÖ’ye en uzak mesafede olan gazete.

Her ortam ve platformda biz FETÖ ve diğer cemaat yapılandırmalarının yanlış olduğunu yazdık. Konuştuk.

 

AĞIR BİR İSNAT VE LEKEYDİ

Böylesine bir yapılandırmayı en çok eleştiren ve dikkat çeken bir kadroyduk.

Biat kültürü değil ilim ve aklın ön planda savunulması gerektiğini dile getirdik. Fakat kapandı gazete.

Bu çok ağır bir isnat ve lekeydi.

Bekledik.

Bir yanlışlık vardı.

Sabrettik.

Dilimiz döndüğünce meramımızı en alt ve en tepedeki devlet yetkililerine anlatmaya çalıştık.

Yazdıklarımız ve haberlerimiz ortada işte bu kurumun karnesidir dedik.

Sesimiz nihayet duyuldu.

29 Ekim Cumhuriyetimizin 93.yılı kutlamaların ile müjdeli haber geldi.

Hani derler ya Allah sevdiği kuluna önce eşeğini kaybettirir üzer. Daha sonra buldurup sevindirirmiş. Temsile kusur olmasın bizimkisi de öyle oldu.

Bu artık iade-i itibardı.

Bu kuruma emek veren gazetecilere atılan yaftanın sökülüp atılmasıydı.

Bu OHAL de olsa hatadan dönülebileceğinin göstergesiydi.

Bu bir yayın organının tüm haklarının yeniden verilmesiydi.

Bu yıllardır verilen emek ve dökülen terin karşılık bulmasıydı.

Bu amacı sadece gazetecilik yapmak olan insanların okuyucuları ile yeniden buluşmasıydı.

Evet: Kurtuluş 29 Ekim’de yeniden kurtulmuştu.

İyi gazeteydi ama daha iyi olması lazımdı.

İşte bu yüzden önce yazar kadromuzu genişlettik.

Bu gazetede Afyon basının önemli kalemleri sizlerle buluşuyor.

Hollanda’dan Eğitimci Nurettin Burhan Tablo köşesi ile sizlerle.

Yine Eğitimci mesleğin duayeni Ahmet Tunca Ufuk’lara bakacak Kurtuluş'ta… 32 yıllık gazeteci mesleğin her aşamasında emek veren Polat Yılmaz ara sıra Fiske atacak..Afyon basınında saygın ve önemli bir ismi Ertuğrul Sevim, Kurtuluş’ta paylaşacak yorumlarını.

Tabii ki yılların deneyimi Sait Karaduman ve Halil İbrahim Koacerkek var.

Dahası Orhan Durak, Fehmi Çoşkuner, Faruk Bangir, İsteniş Hakan Tublek ve Ahmet Akçay yazıları ile sizlerle oluyor..

 

BAZILARININ FARKINDAYIZ

Birileri Kurtuluş Gazetesinin yeniden merhaba demesinden rahatsız olacak.

Haksızlık olmuş

Mağduriyet yaşanmış.

İnsanlar işsiz kalmış.

Bir firma çökmüş.

Bunların hiç önemi yok.

Varsa yoksa kısır çekişme kıskançlık ve daha çok para kazanmak. Toplanıp toplanıp icazet almalar. Köstek olma gayretleri hepsini biliyoruz ve farkındayız.

Olsun.

Hiç önemi yok.

Biz gazetecilik yapmak adına yeniden yola çıkıyoruz. Gazete sadece gazete yapmak adına.

Çünkü yazılı, görsel, işitsel ve internet medyasında emek veren gazeteci için. ‘Haber kutsal yorum hürdür’ düsturudur.

‘Kalemini kır ama sakın satma’ şiarıdır.

Ve her an  ‘Halkın gözü kulağı sesi’ olmak ilkesidir…

 

İNANMAK BAŞARMANIN YARISIDIR

Günümüzde gazetecilik zor iştir. Bu yol meşakkatli ve çileli bir yoldur.

Ama unutulmasın ki geleceğe umutlu bakanlar, yarınları aydınlık görenler bu yolu tamamlar.

İşte bu nedenle birçok yazımızı bitirirken ‘Mutlu ve aydınlık yarınlar’ dileğini paylaşırız siz okurlarımızla.

İnanmak başarmanın yarısıdır.

Bu nedenle gazetecilikte 5 N 1 K kadar önemli bir kural daha vardır.

5 D kuralı: Doğru, düzgün, dürüst, dirayetli ve dik duruş.

Gazeteci haber verir. Elindeki bilgileri kamuoyu ile paylaşır.

Sorar sorgular.

Eleştirir ama hakaret etmez.

Vatanın bölünmez bütünlüğü şiarımızdır.

 Halkın huzur ve refahı önceliğimiz.

Bağımsızlık sembolümüz bayrağımız kutsaldır bizler için.

Mustafa Kemal Atatürk önderimiz.

Onun devrim ve ilkeleri, Cumhuriyet, demokrasi, özgürlük hak ve adalet bizim ışığımızdır.

Bu düşüncelerle tekrar merhaba...

Sahi, nerede kalmıştık?…