Erdoğan’a önemli görev düşüyor


 

 

Bir yıl içinde 17 bombalı saldırı ve 293 masum insan yaşamını yitirmesi.

İşte son saldırı, İstanbul’un en korunması gereken Atatürk Havalimanı girişinde 3 IŞID’li saldırıyor. 42 ölü, 46’sı ağır olmak üzere 239 yaralı.

Zamanlama açısından Rusya ile ilişkilerin düzelmesi,

İsrail ile karşılıklı açıklamalar ve anlaşma imzalandığı anda bu patlama yaşandı.

Ortadoğu’daki gelişmelere baktığımızda daha önce de yazdım. Bu ne ilk ne de son saldırı olacaktır. Yani kanıksayamayacağız ama her an hazır ve uyanık olmak zorundayız. Hani bir zamanlar çok kullandığımız söz vardı ya, ‘Depreme hazırlık olacağız ve depremle birlikte yaşamaya öğreneceğiz’ diye.

İşte terör ile mücadele uzun süreli ve zaman alan bir iştir. Hemen kesilmesi mümkün değildir. Benzeri saldırılar maalesef olasıdır.

 

TERÖR DİKTATÖRYAL ANLAYIŞIN HAKİM OLDUĞU TOPLUMLARDA GELİŞİR

Önemli olan saldırı öncesi istihbarat sayesinde çok az hasarla atlatılması işte bu ise güvenlik ve istihbarat sayesinde olur.

Önemli olan terörün beslenme kaynaklarını kesmek lazım.

Önemli olan dış kaynak ve yardımını ortadan kaldırmak gerekir.

Önemli olan topluma baskı, korku ve sindirme yaparak ürkek ve korkak bireyler yerine daha fazla özgürlük ve demokrasi ile kedine güvenen bireylerden oluşan toplumu ayağa kaldırmak lazım. Çünkü terör silik ve baskı altındaki toplumlarda daha açık deyişle diktatöryal anlayışın hakim olduğu toplumlarda çabuk filizlenir hızla yeşerir.

Bakın ülkemize 6 dinci örgüt at koşturuyor. 10 bine yakın dinci terörist var. 300 bin civarında sempatizanı bulunuyor bu eli kanlı terör örgütlerinin.

 

IŞİD’İN YAPTIKLARINI SAKLAYAMAZSINIZ

Bunların içinde en tehlikesi ve kanlı eylemler yapanı IŞID. Hani bir zamanlar Suriye muhalifleri, ne silah gönderdiğimizde bu terör örgütünün eline silahlar gidebilir dediğimizde kulak tıkanması. PKK/PYD ile vuruşuyor diyerek bir zamanlar sıcak baktığımız. Hatta bir dönemler adına terör örgütü demekten çekince koyduğumuz IŞID.

Bu örgütün Sünnî-Selefî inanç adına yaptıklarını gözlerden saklayamazsınız; Sırpların Saraybosna’da Müslüman halka reva gördüğü Srebrenitsa soykırımının Sırp terörü olduğunu; 1994’de 800 bin Tutsi’nin kadın, çoluk çocuk öldürüldüğü korkunç terörün Hutu terörü olduğunu, Kamboçya’da bir halkı yok eden Pol Pot terörünün celladının adıyla anıldığını, vb., vb. saklayamayacağınız gibi…

 

OYNANAN OYUN YILLARDIR GÖZLERİMİZİN ÖNÜNDE CEREYAN ETTİ, EDİYOR

Şiddete, teröre kavram olarak, yöntem olarak karşı çıkmak başka; amacı, uygulayıcısı apaçık ortada olan somut bir terör eylemini ve örgütünü adlı adınca anmaktan kaçınmak başka. Hukukta, siyasette, vicdanda tanımlanması son derece güç olan, çoğunlukla siyasal amaçlarla çarpıtılan sınırları muğlak ve belirsiz terör kavramını bulanıklaştırarak, “Nereden gelirse gelsin her türlü teröre karşıyım” dediğinizde, somut olay karşısında hiçbir şey söylememiş, koruyup kolladığınız terörist yapıyı maskelemiş olursunuz.IŞİD’le sarmaş dolaş oynanan oyun yıllardır gözlerimizin önünde cereyan etti, ediyor. Suları akıtacak sihri öğrenip de selleri durduracak sihri öğrenememiş acemi büyücü çırağı misali, Ortadoğu’da Sünnî hakimiyet için yararlanırız diye besleyip büyüttükleri IŞİD ve diğer cihatçı yapılar şimdi bunların memelerinden emdikleri sütle büyüyüp canavarlaşınca, akılları başlarına geldi ama canavarı inine tıkmak için çok geç oldu. Kaldı ki o inler Türkiye’nin sadece sınırlarında değil

bağrındaydı, bizzat iktidar tarafından hazırlanmış, donatılmıştı. Şimdi adreslerini çok iyi bildikleri o inlerden IŞİD’ci toplamaya çalışıyorlar ama nafile; iş işten geçti.

 

TEKRAR AÇMAK ZORUNDA KALACAĞIN KAPIYI SONUNA KADAR KAPATMA

Önemli olan bu saatten sonra artık, özellikle dış ilişkilerde hata yapmamaktır. Bakın son İsrail ve Rusya olayına. Meşhur öyküde olduğu gibi önce eşeği kaybettirip üzülme, sonra üzüldüğümüz eşeği bulup sevindirme. Ya ne gerek var ki eşeği sağlam kazığa bağlamak varken. Ortadoğu bataklığına girip elimizde benzin bidonu ile oradaki yangına koşmak akılıca bir iş miydi?

Uçak düşürüp efelenmeye kalkmak. İsrail’e sözüm ona posta koymaya çalışmak. Atalarımızın meşhur bir sözü vardır. Bu yaşananları görünce onu hatırladım. Atalarımız der ki, “Tekrar açmak zorunda kalacağın kapıyı sonuna kadar kapatma! Biraz aralıklı olsun ki yeniden girmeye yüzün ola.” Yoksa sert şekilde çarpar gidersen o kapının yeniden açılması sana yeni bedeller ödemene yol açar.

 

ERDOĞAN BİRLEŞTİRİCİ TUTUM TAKINMALI

Bakın kenetlenmek zorundayız.

Ayrışmadan…

Birbirimize kaşlarımızı çatmadan.

Ayrı düşüncelerde insanlarda olsak birbirimize sarılmalıyız.

Birlik dirlik ve beraberlik içinde olmalıyız.

Bu konuda Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan’a büyük görev düşüyor. Terör sonrası yaptığı açıklama çok önemli ve etkili olan Erdoğan dünya ile olumsuz olan ilişkilerini düzeltmek adına adım atmaya devam ediyor.

İşte kendi ülkesi yurttaşı ile de barışmalı artık.

Önemli bir adım atmalı. Şahsına hakaretten dolayı açılan tüm davalardan vazgeçtiğini açıklamalı. Bu konuda avukatlarına talimat vermeli ve harekete geçmelerini sağlamalı.

Bizden sizden ayrımından vazgeçmenin adımı ancak böyle atılır.

Bu terör olayında yaşamını yitirenlere Allah tan rahmet diliyorum. Yaralılara acil şifalar temenni ediyorum.

Kadir gecemiz hayırlara vesile olsun. Mübarek Ramazan Bayramımız tüm insanlığa ver İslam alemine hayırlar getirsin.

Mutlu ve aydınlık yarınlara….