CHP’deki sorun bireysel çıkar ve menfaat sorunudur


5 yıl öncesine kadar CHP ile ilgili çok sık duyduğum bir söz vardı: “Kardeşim bu CHP’nin başından Baykal gitsin, CHP oyunu ikiye katlar. Ben de oy veririm vallahi.” Böyle diyenleri sizler de sıkça duymuş olmalısınız. Gerekçe olarak da ‘Baykal hizipçi, tabanın sesini dinlemiyor’ iddiasıydı.

Bir kaset oyunu ile Deniz Baykal, genel başkanlıktan ayrıldı. CHP, 23 Mayıs 2010 tarihinde 33. olağan kurultayını yaptı.

O gün kurultay salonundayım. Kemal Kılıçdaroğlu herkesin umudu olarak kürsüye çıktı. Saatlerce konuştu. CHP’de yapacaklarını anlattı. Binlerce kişi salonda, on binlerce kişi ise ekran başında Kemal Kılıçdaroğlu’nu CHP’nin 7. Genel Başkanı olarak bağrına bastı.

 

KILIÇDAROĞLU’NUN ÇALIŞMA TEMPOSUNA ÖRGÜTLER AYAK UYDURMADI

O gün esen rüzgarı hatırlayın. Kongreyi yorumlamak adına çıktığım TV’de, radyo ve yazdığım yazıda bu rüzgar devam ederse CHP’nin yüzde 30’ları aşacağını söylemiş ve bir şey ilave etmiştim. Bu rüzgarı örgütler desteklemesini, bireysel çıkar ve hesapların bir kenara bırakılarak, partinin büyütülmesi adına çalışmalar yapılmasının gerektiğinin altını çizmiştim.

Ama o rüzgar zaman geçtikçe azaldı. Kılıçdaroğlu’nun çalışma temposuna örgütler ayak uydurmadı. Sen ben, bizimkiler, sizinkiler hastalığı tekrar gündeme geldi.

Sonrası seçimler ve altı seçimde alınan yüzde 23-25 civarı oylar.

Önce şu tespiti yapalım: Kılıçdaroğlu, öncesi milletvekilleri il hatta ilçe başkanları atama ile göreve gelirdi.

Bir ilde veya ilçede milletvekili kimi isterse o koltuğa otururdu. O zaman da partinin oyları yüzde 20 bantlarında geziyordu.

Eğer bugün CHP’de adayların yüzde 85’i ön seçimle belirleniyorsa Kılıçdaroğlu sayesindedir. (Ön seçimin tek belirleyici olmasına her zaman karşı çıktım. Gruplaşmaya yol açması, üyelerin sandığa ilgisiz olması, naylon üye yazımı, ön seçim yarışında aday adaylarının çok para ve enerji harcaması ve ön seçimde başarısız olanların parti adına çalışmaması... Ön seçimden çıkan sonuçların da anket, sivil toplum örgütlerinin görüşüyle desteklenmesini, genel merkezin buna göre karar vermesi…)

Eğer bugün CHP’de kadın kotası yüzde 33 ise Kılıçdaroğlu sayesindedir.

Eğer bugün yüzde 10 gençlik kotası varsa Kılıçdaroğlu sayesindedir.

 

SİYASETÇİNİN KARNESİ SEÇİMDE ALDIĞI OYLARDIR

Ama partide böylesi reformlar yetmedi.

Şimdi 42 eski il başkanı olağanüstü kurultay istiyor.

Neden?

Çünkü hemen yapılacak kurultayda bu beyler delege olarak oy kullanacak.

Gerekçeler nedir?

1 Kasım seçimlerinde CHP başarısız oldu.

Şimdi eğri oturup doğru konuşalım. AKP yüzde 49,5 değil de yüzde 40 oy alsaydı. CHP yüzde 25’de kalsaydı bu kadar ses çıkar mı? Hayır.

O eski il başkanları, milletvekili ön seçiminde seçilecek sırada olsaydı… Milletvekili seçilmiş olsaydı, bu kadar eleştiri yapar mıydı? Hayır.

Adama sormazlar mı?

Ön seçimde seçilmek adına gece gündüz çalışıp, varını yoğunu ortaya koyanların hepsinin ama yarışa girenlerin tamamının aynı enerji ve temposunu seçim zamanı da yapması gerekmez miydi?

Siyasetçinin karnesi seçimde aldığı oylardır. Seçim bölgenizde oyları ikiye mi katladınız? Sandıkları mı patlattınız? Yoo, hayır!

 

CHP TOPLUMUN TÜM KESİMLERİNİ KUCAKLAYAN PROJELER ORTAYA KOYDU

Herkes önce kendi eşiğini temizlemeli ki, sonra sokak, mahalle kasaba ve şehir temiz olsun.

Bakın 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde CHP vaatlerine… Asgari ücret, taşeron işçilik, emekliye iki maaş ikramiye, çiftçinin mazotunda indirim, insan hakları, demokrasi, özgürlük… Kısacası toplumun tüm kesimlerini kucaklayan projeler. Herkes şapka çıkardı. Çıkartmakla kalmadı, diğer siyasi partiler de kopya çekti.

Şimdi CHP 18 olağanüstü, 33 kez ise olağan kongre yaptı. Her seçim sonrası hadi kurultay yapalım… 51 kurultay yaparak kurultay partisi oldu CHP.

2014 Eylülde yapılan kongrede Kılıçdaroğlu’nun rakibi Muharrem İnce bin 181 delegeden yalnızca 415’inin oyunu alabildi.

O kurultayda -yanılmıyorsam- Afyonkarahisar’daki 12 büyük kurultay delegesinden 7’si Muharrem İnce’ye destek vermişti.

2008 yılında Baykal karşısına çıkan Umut Oran ise ancak 17 oy almıştı.

 

KILIÇDAROĞLU’NUN HATASI YOK MU? ELBETTE VAR

Yani CHP’de sorun genel başkan sorunu değildir. Kurultaylar CHP’yi ileriye taşımıyor.

CHP’deki sorun bireysel çıkar ve menfaat sorunudur.

Bu söylediğimi daha anlamak için yaşadığınız il’e bakmanız yeterli olacaktır.

İşte 500 bin seçmenden 70 bin oy alan, yani yüzde 15 oy alabilen ilimizde böylesine başarısızlığa rağmen gruplar, grupçuklar, kavgalar, tartışmalar, küskünlükler, ayak çekmeler, çelmeler, sen, ben kısır çekişmeleri.

O nedenle şimdiden söyleyeyim. Kurultay olağan zamanda 2016 başında olacak. Bin 216 delegeden 122 imza alanlar aday olacak.

Şu anda 4-5 aday adayın ismi dillendiriliyor. Kurultay günü yine Kılıçdaroğlu ile İnce arasında bir yarış olur ve Kılıçdaroğlu yeniden genel başkan seçilir diye düşünüyorum.

Bu arada Kılıçdaroğlu hatasız mı? Değil elbet. Cumhurbaşkanlığı seçiminde Ekmeleddin İhsanoğlu tercihi, 7 Haziran seçimlerinde 30 günü aşan istikşafi görüşmeler aklıma ilk gelenler.

Ancak tek sorun Genel Başkanı sorunu değil, örgüt sorunudur.

Mutlu ve aydınlık yarınlara….