Saldım Çayıra…


Değerli Kurtuluş okurları;

Belki dikkatinizi çekmiştir, yazdığım yazılar genellikle sağlık ağırlıklıdır. Bunun iki nedeni var; birincisi eski bir sağlıkçı olmam, ikincisi ise sağlıkta problemlerin eksik olmayışı. Bugünkü yazımı okuyunca bana hak vereceğinizi zannediyorum. Zira insanın sağlığı bu kadar ucuz olmamalı diyorum.

Değerli okurlarımız;

Bilindiği gibi yeni yapılan Devlet Hastanesindeki zemin problemleri ne zamandır çözülemedi. Bu nedenle de yok hastane yıkılıp yeniden yapılacak, yok efendim temeli güçlendirilecek gibi birçok dedikodu orta yerde dolaşıyor. Ancak şimdiye kadar ilgililerden bir açıklama gelmedi. İnşallah bir gün açıklama yapılır da kamuoyundaki merak giderilir.

 

***

Konumuz esasında Devlet Hastanesi değil! Yeni yapılan Zübeyde Hanım Doğum ve Çocuk Bakımevi Hastanesi… Gerçi yeni yapılan bu hastane’de Devlet Hastanesi ile birleştirildi ve tek hastane haline getirildi ya…

Doğumevi inşaatı tamamlandı. Bugünlerde Devlet Hastanesi adı altında hizmete başlayacak.  Ben okuyucularımıza bu yeni Hastane temizlenirken yaşanan bir olayı aktaracağım. Şok olacaksınız. Koskoca bir sağlık teşkilatında bu hata nasıl yapılır anlamak mümkün değil.

Bundan 1,5 ay evvel G. Temizlik isimli şirketin 5-6 elemanı yeni yapılan Hastanenin Ameliyathanelerini (5-6 salon), Yoğun Bakım Ünitesini ve küvez odasını temizlemek üzere görevlendirildiler. Temizliği yapacak elemanların korunması için bone, eldiven ve özel kıyafetler gibi hiçbir önlem alınmaz. Ellerine kova, bez ve kimyasal solüsyonlar verilerek adı geçen ünitelerin temizlenmesi istenir.

***

 

Bu temizlikle görevli 5-6 eleman sabah saat 8:00’de temizliğe başlarlar ve mesai bitimi olan 18:00’e kadar çalışırlar. Şirketin sahibi 1 saat te fazla mesai yaptırır ve çalışma saati 19:00’da sonlandırılır. Böyle olunca bu 5-6 temizlik görevlisi saydığımız ünitelerde kapılı vaziyette 12 saat aralıksız çalışırlar. Buraya kadar her şey normal görünüyor öyle değil mi…?

Değerli okurlarımız;

Her şey normal değil… Burada büyük ihmaller ve insan hayatını önemsememe var. Şöyle ki;

Bu olay 25.10.2015 Pazar günü oluyor. Belirtilen ünitelerde yeni açılan cihazlar var. Söylenilene göre bu cihazlar yeni açıldığı zaman en az 1 gün havalandırılmaları gerekiyormuş. Daha önce (hemen) yapılan temizlik işlerinde çalışanlar “Radyasyon’a” hedef oluyorlarmış…!

***

 

Nitekim o gün çalışan Personel evlerine gittiklerinde baş ağrısı, bulantı, gözlerde yanma ve kontrol edilemeyen gözyaşı şikayetleri ile karşı karşıya kalıyorlar. Bu bahsettiğimiz 5-6 kişilik temizlik görevlileri yine birbirlerinden habersiz yukarıda saydığım şikayetlerle Devlet Hastanesi “Acil” servisine başvuruyorlar. Hastaları gören görevli Acil hekimi, şikayetleri dinledikten sonra; neden size koruyucu kıyafet kep, bone ve gözlerinize sürmek için “jel” vermediler diye sorar ve devam eder; “Siz radyasyona maruz kalmışsınız, dua edin gözleriniz kör olmamış” der ve ilaçlarını yazar.

Bu görevliler rahatsızlığı birkaç gün içerisinde atlatırlar ancak 1 görevlide göz altında torbalar oluşur ve halen rahatsızlığı devam etmektedir.

***

 

İşin bir başka yanı ise şirket ile ilgili çalışanlarını hiçbir zaman tedbir almadan kapalı bir yeri temizletmek için kimyasalların ve radyasyonların içine atan şirket 3 ay çalışan bu elemanları 12 gün çalıştırmış gibi sigortalı gösterir. Pes doğrusu…  Böyle vicdansızlık, böyle acımasızlık olur mu? Yazık değil mi bu insanlara…? Kim verecek bu olanların hesabını…? Adamları göz göre göre tehlikenin içine at, üstelik 3 ay çalıştırdığın bu insanları 12 gün çalışmış gibi göster…! Hangi vicdana hangi insanlığa sığar bu…?

Şimdi sıkı durun sevgili okurlarımız;

Aylardır Devlet Hastanesinin zemini ile spekülasyonlar var. İşte zemin alıyor vs. vs. gibi. Peki yeni yapılan Zübeyde Hanım Doğum ve Çocuk Bakımevi zemini de su alıyor desem ne dersiniz? İnanmayan gitsin baksın. İsterseniz “mescit”in zeminine bir bakın. İnşallah ayak bileklerinize kadar suya batmazsınız…! Daha ne söyleyeyim?