TAŞERON İŞÇİLİK


Bizde çok kullanılan bir söz vardır. Allah sevdiği kuluna önce eşeğini kaybettirir üzülmesine yol açar, daha sonra ise o eşeği buldurur yeni bir şey gibi sevinmesini sağlarmış.

Günlerdir taşeron işçilerin kadroya alınması çalışmaları ve yasası çıkınca bu bildik söz geldi aklıma.

Taşeron işçi yasası mevcut AKP iktidarı tarafından çıkarıldı. Ucuz işçilik ve yandaş firmalara emekçinin alın terini transfer etmek adına.

Yani önce eşek kaybettirildi.

Seçimlerde dört siyasi partide alanlarda en büyük seçim kozu olarak gördükleri taşeron işçilere mesajlar verdiler. Vermesine verdiler ama Hükümet seçimlerde taşeron işçilerine vaat ettiği kadro yerine “özel sözleşmeli personel” adı altında yeni bir statü getiren yeni düzenlemeyle taşeron işçilerini bir kez daha güvencesizliğe mahkum ediyor. 

 

HÜKÜMET YASAYA RAĞMEN TAŞERON İŞÇİ ÇALIŞTIRDI

Başbakan Davutoğlu, geçtiğimiz günlerde kürsüden asıl veya yardımcı iş değil, tüm taşeron işçilere kadro verdiklerini müjdeledi.

Yasayı dört gözle bekleyen emekçi bu kez eşeği bulduğuna sevinir olmuştu.

Ancak kazın ayağı öyle değildi.

Çünkü :

Önce üç yıl öncesine gidelim ve olanları hatırlayalım:Taşeron işçi çalışmayı sınırlandıran 4857 sayılı İş Yasası 2003 yılında yürürlüğe girdi. Yasa gerekçesinde taşeron çalıştırma yoluyla işçilerin sendika, toplusözleşme ve grev haklarını kullanamaz hale geldiklerini saptadı

 Yasanın sınırlamasına karşın başta kamu olmak üzere çalışma yaşamında taşeron işçi çalıştırma artarak sürdü. Siyasi yandaşlara taşeron üzerinden kaynak aktarma siyasilere kolay ve kârlı gelmişti.

Bunun üzerine, Taşeron işçileri dernekler kurdular, davalar açtılar. Hükümetten yasaya uymalarını, imzaladıkları uluslararası sözleşmelere uygun davranmalarını istediler.

Hükümet yasaya rağmen taşeron işçi çalıştırmakta ısrar etti. 

 

TAŞERON İŞÇİ ÇALIŞTIRILMASINA YARGI DUR DEDİ

Bu arada kamuda çalışan binlerce işçi asıl işlerde taşeron olarak çalıştırılmalarının 4857 sayılı İş Yasası’nın 2. maddesine aykırı olduğunu açmış oldukları binlerce dava ile kanıtladı. Yargı kararları Yargıtay onamasından da geçerek kesinleşti. 

Kesinleşen yargı kararları ile kamuda taşeron olarak çalışan işçilerin hukuki statüleri de netleşti.

Kesinleşen yargı kararlarına göre;

Taşeron işçilerin yaptıkları işin asıl iş olduğu,

Kamu işvereninin yasal koşullar oluşmadan asıl işi bölerek alt işverene verilemeyeceği.

Taşeron işçilerinin ilk işe girdikleri andan itibaren asıl işverenin işçisi oldukları

Hukuken netleşti.

Anayasaya göre yargı kararları yasama yürütme ve yargıyı bağlar.

Bu Anayasal zorunluluğa karşın kesinleşen yargı kararlarını uygulayıp; taşeron işçilerini, kamu kuruluşlarının işçileri olarak kabul etmesi gereken kamu işverenleri, dolayısıyla hükümet yargıyla inatlaşıp yargı kararlarını uygulamadı.  

 

YASAYI UYGULAMAK ZORUNDA OLAN HÜKÜMET VAADİNİ YERİNE GETİRMİŞ GİBİ YAPIYOR

Şimdi Hükümet, yargı kararlarını uygulamaması sanki normal bir durum, uygulaması lütufmuş gibi, kamu kuruluşunda çalışan işçiler seçimlerden beri kadro vaadi ile oyalanmakta, hakları ödenmemeye, yargı kararları uygulanmamaya devam etmektedir.

Taşeron işçilerinin yargı kararıyla elde ettikleri haklar yok sayılmaktadır. Oysa kamu işverenleri, kesinleşen yargı kararı nedeniyle kamuda çalışan taşeron işçilerine de kadrolu işçilere ödenen ücret ve diğer tüm sosyal hakları ödemek zorundadır.

Kadroya alınma veya bir başka düzenleme ile işçilere yargı kararıyla verilen hakların gerisinde haklar sağlanması, bir müjde gibi sunularak işçilerin hakları ellerinden alınmaktadır.

 

TAŞERON İŞÇİLERİ YENİ BİR STATÜYE MAHKUM EDİLİYOR

a. Kesinleşen yargı kararı ile; taşeron işçileri iş sözleşmelerinin kurulduğu andan itibaren asıl işveren olan kamu işvereninin işçisi olarak kabul edilmeleri gerekirken, bunu yerine “özel sözleşmeli personel” adı altında yeni bir statüye mahkum ediliyor.

 

b. Kesinleşen yargı kararı ile; taşeron işçilerine iş sözleşmesinin kurulduğu günden bugüne kadar kadrolu emsal işçilere göre eksik aldıkları ücret ve ücrete bağlı tüm haklarının ödenmesi gerekirken, bunu yerine işçiler, geçmişe dönük haklarından da feragat etmeye zorlanmaktadırlar.

c. Kesinleşen yargı kararı ile; taşeron işçileri kadrolu işçilerle aynı ücreti almaları gerekirken yeni düzenleme ile halen almış oldukları ücreti alarak çalışmak zorunda bırakılmaktadırlar.

d. Yeni yaratılan “özel sözleşmeli personel” yasalarda düzenlenmiş değildir. Bu işçiler eğer açık bir hüküm konulmazsa iş yasası kapsamına giremeyecektir. Kıdem tazminatı, ihbar tazminatları, fazla çalışmaları, yıllık ücretli izin hakları konusunda iş yasası uygulanmayacak, bu haklarının birçoğu ellerinden alınmış olacaktır.

e. İş yasası kapsamına girmedikleri için kamuda örgütlü işçi sendikalarına üye olmayacaklar, sendikalaşma hakları grev hakkı bulunmayan kamu çalışanları sendikalarına üyelikle sınırlandırılacaktır.

 

TAŞERON İŞÇİLERİN GASP EDİLEN HAKLARI  VERİLMELİDİR

Türkiye Cumhuriyeti demokratik hukuk devletidir.

Hükümet taşeron işçilerinden özür dileyerek, mahkeme kararlarını bugüne kadar uygulamayan kamu görevlileri hakkında hemen soruşturma açmalıdır.

 Kamuda yasalara aykırı olarak taşeron işçisi adı altında çalıştırılıp hakları gasp edilen işçilere haklarını geri vermelidir.

Mahkeme kararını uygulamamak anayasal suçtur.

Bu Anayasal suç, yasa çıkartılarak ortadan kaldırılamaz, meşrulaştırılamaz.