Sarhoşun biri


Gazetelerde köşe tutan..

Kültürlü değil, genel kültürlü..

Kuantumdan, Suriye’deki parçalanmaya..

Parti içi dengelerden, Eber Gölü’ndeki kamışın boyuna..

Hukuk, sağlık, yönetim, denetim, ekonomi gibi alanların tamamında kalem sallayan arkadaşlara ‘köşe yazarı’ denir.

 

***

Hepsi demek, nahoş olur.. Lakin birçoğunda kibirli bir azamet..

Kötü bir dil, berbat bir üslup..

Külhani bir tavır..

Yetkinlik veya uzmanlık var mı?

Yetkinlik yok ama uzmanlık bolca var.

Anlama? Yok!

Düşünme? Ne gezer!

Bilinen fıkradır..

Bunlardan birisi, bardan çıkmış ve kapıdaki üniformalıya ‘Bana bir taksi çağır’ demiş.

Üniformalı adam sinirlenmiş, ‘Ulan, ben amiralim’ diye bağırmış.

Bunun üzerine sarhoş sırtmış: ‘O zaman bana bir gemi çağır!’

Cenap Şahabettin'in Peyami Safa için de şöyle dediği rivayet edilir: "Sen yalnız yetim-i Safa değil, yetim-i zeka imişsin de..."

 

***

Tüm bunlar, geçen hafta Kurtuluş’un yazarı İsmail Akar’la, Türkeli’nin yazarı Atamer Büyükbudak arasında, kimilerine göre aniden, bana kalırsa CHP içindeki çatışmalardan birikmiş gazların dışa vurumu olarak ortaya çıkan tartışma üzerine geldi aklıma..

Büyükbudak, CHP kurultayındaki gözlemlerini yazan Akar’a, galiz ve yakışık almayan sözlerle saldırdı..

Akar da aynı sertlikte cevap verdi..

Umulur ki, tatlıya bağlanır..

Ancak..

Sansüre en çok karşı çıkan ve Türkiye’deki basına baskılardan en çok şikayet eden bir partide il başkanlığı da yapmış olan Büyükbudak’ın, Akar’ın gözlemlerine ağır ve kaba bir dille, fevri biçimde tepki vermesi –bana göre- şık bir davranış değildi.

Demek ki partisinin duruşunu içselleştirememiş..

 

***

Gerçi, kalem kavgalarında bazen seviye düşebilir, bel altına inilebilir; örneklerini çok gördük..

Misal..

Bedii Faik, Türk basınında en sert ve yaralayıcı polemiklere imza atan kalem ustasıdır.

Necip Fazıl, “Bab-ı Ali'nin Babıadi cephesinde Dünya isimli, çöp tenekesi boyunda bir kulübeye sığınmış bir köpek vardır ve adı Bedii Faik'tir” diye yazınca, Bedii Faik'in cevabı daha yumuşak olmaz: "Hangi sarhoşluk gecesinin sabahında peydahlandığı belli olmayan piç!"

Yine Bedii Faik yazı yazdığı Dünya gazetesinde, Demokrat Parti'nin yayın organı Zafer gazetesinde çıkan bir yazıya cevap verir. Zafer’de ise Dünya gazetesi kast edilerek, “Biz artık o gazeteyi tuvalet kağıdı olarak kullanmaya karar verdik" diye bir yazı çıkar. Bedii Faik’in yazısı kısa ve keskindir: “Pek güzel! Bu durumda bir süre sonra kıçınız başınızdan daha akıllı olacak demektir!”

 

***

Bunlar geride kaldı..

Gelinen noktada, bu durumu ekstrem bir olay kabul etmek en doğrusu..

Afyon basınında okunan ve çelebi duruşlarıyla tanınan iki yazarın, meramını anlatırken şirazesi bozuk kelimelere ihtiyacı olmamalı..

Afyon basınındaki bu iki değerli yazarın eleştiri dozajını usuletle ve suhuletle ayarlayabileceklerine olan inancımızı korumak istiyoruz.

Latife bile latif..

Mizah bile nezih..

Eleştiri de lisanı münasiple yapılmalı..